Ünlü saç tasarımcısı Şenol Zeytinoğlu, gelin adaylarına birbirinden yaratıcı saç önerileri sunuyor. Kusursuz bir gelin olmanın yolunun göz alıcı saçlardan geçtiğini belirten Zeytinoğlu, bu yaz gelin saç modellerinin hayallere seslendiğini belirtiyor.
Zarafet fiyonkları
2018 yaz gelinleri, zarafet temsilcisi olarak karşımızda olacak. Saçlarda en romantik en kibar en sade modeler yükselişte. Minik at kuyrukları kadife kurdeleyle toplanmış rahat modeller, minimal örgüler beyaz gelinliklerle buluşuyor bu yaz. Büyük gösterişli topuzların yerini alan bu minimal akım, birçok defilede de karşımıza çıktı. Şenol Zeytinoğlu, bu akımın gelin adayları için avantaj olduğunu vurguluyor. “Kendi tarzlarının dışına çok çıkmadan düğün gününü konforlu bir şekilde geçirebilmeleri için oldukça şık modeller karşımızda. Tabii ki biz bu sade modelleri güçlü ve dayanıklı kılmak için uygulama boyunca kullandığımız ürünler ve ufak oyunlarla fark yaratmaya çalışıyoruz”.
Yaratıcı örgüler
Özellikle yaz düğünlerinin vazgeçilmezi örgüler bu kez çok daha yaratıcı. Çiftli, üçlü yan örgüler yarım toplamalarla buluşuyor ya da aralarından çiçekler geçerek çiçekli örgülere dönüşüyor. Özellikle yaz
İşte o kadın, Belgin Aksoy Berkin… “İyi bir yaşam herkesin hakkı” diyerek, ilk kez 2012 yılında bu özel günün tohumlarını atan Berkin, o günden bu yana ‘wellness’ kavramı ile sağlıklı beslenme ve egzersizin dışında stres, mutsuzluk ve depresyona karşı psikolojik açıdan da ‘bir bütün olarak’ iyi olma hali olduğunu tüm dünyaya anlatıyor. 9 Haziran 2018 Cumartesi günü
Dünyada 110’dan fazla ülkede, 4300’den fazla noktada belediyeler, turizm müdürlükleri ve oteller ücretsiz wellness aktiviteleriyle kutlanacak Global Wellness Day, bu yıl çocukları da kucaklıyor. Detayları Belgin Aksoy Berkin’den öğrendim.
- Turizm sektöründe çalışırken bambaşka bir alana yöneldiniz. Hayatınız bir günde nasıl değişti?
2004 yılında tiroid kanseri teşhisi konulması, ameliyatım ve sonraki iyileşme sürecinde yaşadıklarım, beni daha sağlıklı, sporla iç içe ve dingin bir yaşama yönlendirdi. Hayatımdaki değişimi ve pozitif etkileri gördükten sonra, bu yaşam şeklini yaymak ve daha çok insana ulaşmak amacıyla Global Wellness Day fikrini şekillendirdim. “Bu kıymetli gün neden Türkiye’den çıkmasın?” dedim ve 2012 yılında beni her gün biraz daha heyecanlandıran maceramız başladı.
- Global Wellness
Tuzun vücudumuz için yaşamsal bir etkisi bulunuyor. Ancak aşırı kullanımı da risk içerebiliyor. Tabii ki baharat olarak da mutfakların vazgeçilmezi... Peki, tuzun başka özellikleri de olduğunu biliyor musunuz?
Yorgun gözlere bire bir
Tuzun yemekte fazla kullanımı vücutta suyun tutulmasına neden oluyor dolayısıyla ödem hissi oluşuyor. Bu yüzden uzmanlar özellikle akşam yemeğinde az tuzlu beslenmek gerektiğini vurguluyorlar Ancak tuzun göz çevresindeki şişkinliğe faydalı olduğunun da iyi geldiğini belirtiyorlar. Tuzun içeriğindeki maddeler su dengesini düzenliyor ve fazla sıvının göz altında birikmesini engelliyor. Peki nasıl? Yarım çay kaşığı tuzu yarım litre sıcak suyun içine ekleyin. İki parça pamuğu bu suyun içine batırın ve kapalı göz kapaklarınızın üzerinde bekletin. Daha fazla etki için aynı uygulamayı birkaç kez tekrarlayın.
Ellerdeki kokuyu giderir
Soğan, sarmısak ve balık kokusu ısrarlı yıkamalara rağmen parmaklarda ve ellerde çoğu zaman istenmeyen bir koku bırakmaya devam edebiliyor. Özellikle dışarıda iseniz ellerinizdeki yoğun koku pek de hoş bir durum değil. İşte, size bu istenmeyen durumdan hızlıca kurtulmanız için bir ipucu: Ellerinizi hafif
Hepimiz drone öğrenmeye çalışıyor, motosiklet kullanıyorsak 'enduro' seviyesine çıkmaya çalışıyor, teknolojik yenilikleri hem öğrenmek hem denemek istiyoruz. Ama tümünü bir arada görüp öğrenebilecek ortam yok. Bu yüzden geçen sene ilki yapılan bu sene ikincisi yapılan ve bugün Kemer Country’de başlayan, yarın sona erecek olan Big Boyz Festival, bu kadar ilgi görüyor, Anadolu Yakası’ndan bile insanlar festivale taşınıyorsa nedeni bu.
Teknolojik deneyimleri, şaşırtacak adrenalin dolu aktiviteleri alanına taşıyan festival, otomobil tutkunlarından golf meraklılarına, tohum takası şenliğinden drone yarışmalarına her katılımcının kendine hitap eden aktiviteyi ilk elden deneyimleyebileceği zenginlikte bir içerik sunuyor. 107 yıllık tarihiyle bir otomobil ikonu haline gelen London Morgan, iddialı tasarımı ve dayanıklılığıyla öne çıkan Mercedes X Class’ın yanı sıra dev arazi araçlarının incelenebileceği festivalde, Türkiye’nin en büyük özel havacılık şirketi Kaan Air’in de standı var.
Meraklıysanız festivale bekleniyorsunuz!
“Büyüklere oyuncaklar” konseptiyle yola çıkan festival, belli ki Kemer Country’nin 15 bin metrekarelik alanını dev bir teknolojik oyun parkına
Mehtap Kurbanzade, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu. Bundan 5 yıl önce aldığı ICF Erickson Koçluğu ile birlikte sanat ve bilim alanlarındaki yolculuğuna farklı bir kapı araladı. Temeli Kuyruk Bilimi’ne dayanan ve 15 yıldır deneyimlediği rüya analizinin iyileştirici gücüyle, koçluk seanslarını harmanladı. Böylece 2016 yılında Umay Bilim Sanat Yaşam Merkezi’nin ilk temellerini atmış oldu. Detayları kendisinden öğrendim...
- Rüya analizi çok popüler ama bilmediğimiz çok yönü de var. Sizden dinleyebilir miyiz?
Rüya tabiri ve yorumundan farklı olarak Rüya analizi (çözümlemesi) için çok uzun yıllardır Psikiyatr Doç. Dr. Nusret Kaya’dan danışmanlık alıyor, eğitimlerine katılıyor ve danışanlarıma rüya analistliği yapıyorum. Ustalaşmak zaman ve emek gerektiriyor.
Rüya analizinin en önemli farkı ve faydası alt beyni, üst beyin ile uyumlu hale getirmesi. Bu denge yakalanırsa bireylerin hayatında muhteşem bir dönüşüm gerçekleşir. Alt beynimiz bizimle her zaman iletişim halinde, bilinme ihtiyacı hissediyor. Bunu da rüyalarımız aracılığıyla yapıyor. 0-2 yaş döneminde henüz oluşmayan korteks, yani öğrenmemizi, hayatta kalmamızı sağlayan
Çok yeni bir kitap, ‘Sevgili Nasıl Bulunur?’… Özellikle de yaz aylarının yaklaştığı bu güzel günlerde, kişinin gülerek okurken kendi ilişkilerini sorgulayacağı, yaşamsal tespitler ve ilişkilere dair sınırsız gözlemle dolu. Bu özgün çalışma için ‘Hababam Sınıfı'nın senaristi, yıllarca bizleri ‘Bizimkiler’ dizisiyle seyircileri ekrana kilitleyen ünlü yazar Umur Bugay’ın yazar kızı Zeynep Bugay'la bir araya geldik...
- Kitabınızı ithaf ettiğiniz ‘Gofret'le başlamak istiyorum. Biraz bu ilginç ithaftan bahseder misiniz?
Gofret şu anda 13 yaşını süren, tekir görünümlü, nadir bulunan bir İran kedisi. Onu bır kış günü, liseden arkadaşlarımla Kınalıada'daki yazlığımıza hafta sonu kaçamağı yapmaya gittiğimizde tesadüfen bulduk. Adanın okulunda görevli olan öğretmen hanımın kedisiymiş. Öğretmen hanım hamile kalınca Gofret'in tüylerinin bebeğine zararlı olacağını düşünüp, onu evden atmış. Komşulardan duyduğum kadarıyla o zamanlar adı Mırmır olan Gofret, 2 sene boyunca açlıkla, soğukla mücadele edip bir şekilde hayatta kalmayı başarmış. Gofret'i sabah kahvaltısı için ekmek almaya giden erkek arkadaşım fırının orada bulup, eve getirmiş. Kapı çaldı, "Bak sana Tanrı misafiri kimi
1996 yılından bu yana karma ve solo sergiler yapan, aynı zamanda atölyesinde resim dersleri de veren Gamze Şiriner, günümüz toplumunun yüzeyselleşmiş, kopuk ilişkilerinin maddi bileşenlerini bir tarafa bırakıp, birbirlerine tekrar bağlanmaları üzerine görsel bir eylemde bulunurken, öznesi insan olan çalışmalarıyla izleyicilerle “Temas”a geçiyor. Şiriner‘in “Temas/Contact” sergisi 28 Nisan’a kadar Türker Art‘ta sergileniyor. Sanatçı ile mini bir sohbet gerçekleştirdik.
- Gamze Şiriner kimdir? Resim dışında neler yapar?
Ankaralıyım. Hacettepe Ünv. Güzel Sanatlar Fak. Resim Bölümü’nden mezun oldum. Uzun yıllar TRT Görsel Sanatlar Müdürlüğü’nde görev aldım. Bu süreçte üç boyut ilgimi çektiği için 6 yıl seramik sanatına yöneldim. Zamanla resmin kendimi ifade etmede benim için daha doğru bir yol olduğunu hissettiğim için kendi atölyemi kurup resme yoğunlaştım. Çalışmalarımdan kalan vakitlerde, öğrenmeyi sevdiğim kadar, bilgilerimi paylaşmaktan da keyif aldığım için, atölyemde dersler veriyorum.
- Sanatla bir araya gelişiniz nasıl oldu?
Kendimi bildiğimden beri resim hep hayatımda. İçten gelen bir dürtü bu bendeki.
Tasarımlarıyla adından sıkça söz ettiren başarılı tasarımcı Nihan Buruk, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul kapsamında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde “St.Nian” adlı koleksiyonunu moda tutkunlarının beğenisine sundu. Deri, siyah ve elektrik mavisinin hâkim olduğu koleksiyon moda, sanat ve spor dünyasından birçok ünlü isim tarafından da büyük ilgiyle izlendi. Defile sonrası ünlü tasarımcıyla bir araya geldik.
- Koleksiyonunuzu oluşturma sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Koleksiyonumu oluştururken önce temamı belirliyorum. Koleksiyonumun adı ‘Gece’. Gece, burada bir imge. Sahip çıkmamız gereken değerlerin üzerinde örtülmüş bir örtü görüyorum. Bu soyut bir durum. Somut bir şekilde bunu koleksiyonumda nasıl görürüm diye düşündüm. Soyut bir konuyu, bir problemi nasıl insan vücuduna giydiririm, onu düşündüm. Daha önce formlar ve desenlerle gerçekleştirmişken, bu sefer renkler ve kumaş dokularıyla yapmayı tercih ettim. Temayı çok minimal çalışmaya özen gösterdim. Birkaç sezon ara vermiştim İstanbul Fashion Week’te şov yapmaya. Bu süreçte markamı konumlandırdım ve koleksiyon kodlarını da bunlar üzerinden hazırladım. Genelde parlak ve ıslak hissi olan kumaşlar kullandım.