Mehtap Kurbanzade, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu. Bundan 5 yıl önce aldığı ICF Erickson Koçluğu ile birlikte sanat ve bilim alanlarındaki yolculuğuna farklı bir kapı araladı. Temeli Kuyruk Bilimi’ne dayanan ve 15 yıldır deneyimlediği rüya analizinin iyileştirici gücüyle, koçluk seanslarını harmanladı. Böylece 2016 yılında Umay Bilim Sanat Yaşam Merkezi’nin ilk temellerini atmış oldu. Detayları kendisinden öğrendim...
- Rüya analizi çok popüler ama bilmediğimiz çok yönü de var. Sizden dinleyebilir miyiz?
Rüya tabiri ve yorumundan farklı olarak Rüya analizi (çözümlemesi) için çok uzun yıllardır Psikiyatr Doç. Dr. Nusret Kaya’dan danışmanlık alıyor, eğitimlerine katılıyor ve danışanlarıma rüya analistliği yapıyorum. Ustalaşmak zaman ve emek gerektiriyor.
Rüya analizinin en önemli farkı ve faydası alt beyni, üst beyin ile uyumlu hale getirmesi. Bu denge yakalanırsa bireylerin hayatında muhteşem bir dönüşüm gerçekleşir. Alt beynimiz bizimle her zaman iletişim halinde, bilinme ihtiyacı hissediyor. Bunu da rüyalarımız aracılığıyla yapıyor. 0-2 yaş döneminde henüz oluşmayan korteks, yani öğrenmemizi, hayatta kalmamızı sağlayan her şey olan üst beyin oluştuktan sonra alt beyni baskılıyor. Bu bulmacayı çözerken deneyimlerimizle güçlü, doğru soruları soruyoruz, alt beynin duymasını ve cevap vermesini sağlıyoruz. Yaşadığı çok büyük korkuların nedenini bilmeyen danışanlarımızdan biri seansların sonunda öğrendi ki, bu korkular annesinin hamilelik dönemine ait. Rüyalarından çıkan sonucu annesiyle konuşup, rüyalarında gördüğü her şeyi onunla konuşması, kendi hayatında değişim sağladı. Her ne kadar sembol dilinde genellemeler olsa da hayat hikayeleri kişilere özel, bu yüzden parmak izi gibi rüyalarında izi kişilere özel oluyor. Korkulardan özgürleşmek insanın zihninde bambaşka kapılar açıyor. Bilmek insana iyi geliyor. Düşünsenize “neden böyle?” dediğiniz, hayatınızın ortasında duran kocaman soru işaretine cevap buluyorsunuz, yumak artık çözüldü, ne yapardınız? Olmanız gereken kişiyi engelleyen o bariyerler artık kalktığında siz nasıl olurdunuz?
- Türkiye’de ‘Gen Detoksu’ eğitimine öncülük ediyorsunuz. İçeriğinden bahseder misiniz?
Gen Detoksu kampında bütünsel yaklaşarak, aktarımlar üzerine çalışıyoruz. Yani bilimsel bir temele dayanan ve bilinç seviyemizin erişmesi zor olan hatırlamadıklarımız üzerine… Bunun için de rüyaların sembol dilini kullanıyoruz. Biz sağlıklı nesiller için, önce sağlıklı bir rahim olmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla eğer biz ebeveynler olarak önce kendi DNA ve RNA’larımızdaki kayıtları çözer ve negatif aktarımları yumuşatabilirsek, yaşam vereceğimiz nesillere daha sağlıklı ve mutlu bir gelecek yaratabileceğimizi savunuyoruz. Bu da bilimsel bir temele dayanıyor. Yale Üniversitesi profesörlerinden Sydney Altman ve Colarado Üniversitesi’nden Prof. Dr. Thomas Cech DNA’larımızdaki RNA denilen moleküllerin, atalarımızdan gelen bilgi şifreleri taşıdığını ve depoladığını söyleyerek biyo-kimya dalında 1989 yılında Nobel ödülü kazandı.
- Yani bu eğitimde savunduğunuz değerler aslında gelecek nesilleri şekillendirecek kadar güçlü. Kimlerin katılmasını önerirsiniz?
18 yaşını aşmış herkes. Kadın-erkek, yaşadıklarına farkındalık getirmek ve sağlıklı nesiller yetiştirmek isteyen her birey. Doğum öncesi ve hamilelere özellikle tavsiye ediyoruz. Siz fiziken ve ruhen ne kadar iyiyseniz, bebeğiniz de o kadar iyi olacaktır. Sadece annenin iyi olması yetmiyor. 23 kromozomumuz babamızdan geliyor, o yüzden burada iş bölümü yarı yarıya. Bu arada çocukları olan ebeveynler geç kaldık diye düşünmesinler, kendilerinde her değişiklik çocuklarına yansıyacak. Örneğin, bizim çocuklarımız olduktan sonra bu bilgiyle tanıştık. Çalışmalarımız sonrası gördük ki biz kendimize, özümüze ulaştıkça bunun yansıması çocuklarımızda da oluşuyor, ilişkimiz iyileşiyor. Artık onların sadece davranış düzleminde değişiklikler yapması için çalışmıyoruz. Biz dönüştükçe onlar da dönüşüyor.
- Kişisel gelişim ülkemizde de giderek popüler bir akım haline gelmiş durumda. Her gün yeni bir akımla karşı karşıyayız. Siz farkınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
İhtiyaç neyse tüm çevremiz ona göre şekilleniyor. Çok uzun yıllar cevabı dışarıda, başkalarında aradık, bulamadık. Bu yaygın akımın avantajı olduğu kadar dezavantajı da var mutlaka. Bilgi kirliliği de oldu bu süreçte. Bu yüzden iddiamız, “doğru bilginin asistanlığı”... İnanıyoruz ki, herkesin kendi yolu ona özel ve en büyük ihtiyaçları bu yolda bir destekçi. Cevabı dışarıdan bin kere duymanızla, bir kere içeriden duymanız arasında büyük bir fark var. Buna anlamak ve idrak arasından fark diyebiliriz. Herkes anlar ama idrak başka bir seviye. Bizler idrak için bilginin içselleştirilip, kullanılmasını savunuyoruz. Böylece bilinçli hareket başlıyor ve kararlılıkla devam ediyor.
- Umay Bilim Sanat Yaşam Merkezi’nde neler yapılıyor?
Kardeşim Meltem Gedikoğlu ile birlikte hayata geçirdiğimiz Umay Bilim Sanat Yaşam Merkezi çatısı altında, çok sesli kişisel gelişim alanında bireylere özlerindeki potansiyele ulaşmaları için doğru bilginin asistanlığını yapıyoruz. Nasıl ki ruh, zihin ve beden birbirinden ayrılamaz, biz de birbirini destekleyen bilim, sanat ve yaşam eğitimlerine ev sahipliği yapıyoruz. Kısacası, alanında uzman isimleri, katılımcılarla buluşturan bir merkez burası.
- Merkezde gerçekleşen eğitimlerin bireyler üzerindeki etkisi, hayatlarına yansıması nasıl oluyor?
Kişisel gelişim ya da hobiler bir zaman kaybı değil, aksine bireyin zamanını anlamlı kılan aktiviteler. Burada insanların kendi potansiyellerini fark etmelerini, yaratıcılıklarını beslemelerini, kendileri için bir şey yapmalarını istiyoruz. Mutlu toplum, mutlu ve kendini yeterli hisseden bireylerle mümkün. Belki vizyonumuzun gerçekleşmesi hayal gibi geliyor ama bu denemeyeceğimiz anlamına da gelmiyor. Bir kişinin bile hayatına dokunmak, fark yaratmasına destek olmak bizler için çok önemli. Örneğin, çöp adam bile çizemeyeceğini düşünen kişiler Cam Altı Boyama Atölyesi’nde kendilerinin de inanamayacakları ürünler çıkarıyorlar ortaya. Ya da kendi içinde kaybolmuş biri Tanrılar Okulu Atölyesi’nde sorularına cevap buluyor. Kendi yaşamlarında da aynı yollarda yürüyen bizler için bireylerdeki bu dönüşümü gözlemlemek gerçekten çok değerli.
- Bir eğitime başlarken neye göre seçim yapmak gerekiyor?
Eğitmenlerin özgeçmişlerine bakmak, aldıkları eğitimler ile verdikleri atölyeler örtüşüyor mu incelemek önemli. Hepsinden önce kişinin ne istediğini bilmesi gerekiyor, ancak bu seviyede eğitimle uyum içinde bir alışveriş gerçekleşiyor. Burada da koçlar devreye giriyor. Türkiye’de her ne kadar içi boşaltılmış bir tanım haline gelmiş olsa bile... Biz psikolog değiliz, danışanlarımızın beklentileri böyle olmamalı. Bizler cevapların sizde olduğunu ancak kendinize odaklanarak ulaşabileceğinizi ve bizim de size yolculuğunuzda eşlik edebileceğimizi söylüyoruz. En güçlü silahımız sorularımız, cevapları değil. Güven ve yeterlilik şartları sağlandıktan sonra en önemli şey, koç ile uyum.
- Mesleğinizle ilgili hedefleriniz neler?
Rüya Analizi’nde yirmi yıla yakın süredir birlikte çalıştığımız Doç. Dr. Nusret Kaya’nın 40 yıldır dediği “hepimiz eşit kuyruklu canlılarız” tanımı, bu yolculuktaki birlikteliğimizi anlatmamıza yetiyor. Çağımız değişim, dönüşüm geçiriyor. Bireysel iyileşme olmadan, toplumsal iyileşme mümkün değil. Bizler bütünün içinde bir olduğumuzu bilerek, toplumsal iyileşmenin bir parçası olmayı hedefliyoruz.