Tüm değerli taşların kökeni, yeryüzü çekirdeğinin sürekli hareket halindeki ve daima dış yüzeye ulaşmaya çalışan erimiş magmasına dayanır. Bu kızgın kütlenin sadece küçük bir kısmı volkanik faaliyet ve lav akışı meydana getirir ve magma, çoğunlukla gezegenin alt tabakasındaki yeraltı çatlaklarına akar. Bu erimiş kaya ve mineraller kütlesine, kaynayan sular, buhar ve gazlar da eşlik eder. Bunlar soğurken bu yarıklarda biriken birçok mineralle birleşerek, kristalleri ve değerli taşları meydana getirirler. Oluşum ve gelişimlerini milyonlarca yılda tamamlayan bu değerli taşlar, sürekli olarak içlerine, güçlü elektromanyetik enerji de depolarlar. İşte insanları şifalandıran şey, taşların içindeki mineral yapılarıyla birleşmiş olan bu elektromanyetik güçtür.
Taşların temsil ettiği enerjiler vardır. Bu nedenle yaşamınızın herhangi bir döneminde ne tür bir enerjiye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız o enerjiyi temsil eden taşı satın alabilirsiniz. Ya da yarı değerli taş satan dükkânda dikkatinizi çekilen herhangi bir taşı satın alabilirsiniz. Dikkatinize çekilen taş size en iyi gelecek olandır. Dikkatinize çekilen taşın size ait olup olmadığını küçük bir kas testi ile
“İncinebilir olduğunuzu rahatça gösterebilir misiniz? “
Yanıtınız “Hayır” ise pek esnek değilsiniz demektir. Daha önceden test edilmiş olanları yaşamınızda uygulayarak kendinizi kontrol çemberi içine sokmuş olabilirsiniz. Kontrol çemberinin içinde olduğunuz sürece sıkıcı bir insan haline gelme olasılığınız artacaktır.
Kontrolcülükten kurtulmak için esnek olmayı denemek gerekir. Esnek olmak diğerlerinin söylediklerini kabul edip, arzu etmediğiniz halde onları yaşamınızda uygulamaya başlamanız anlamına gelmez. Sevdikleriniz belli bir konuda sizden farklı düşünebilirler. Onlara olan sevginizin devam etmesi için onların fikirlerini benimsemeniz gerekmez. Ama onların da kendilerine ait fikirlerinin olabileceğini ya da sizin kendinize ait fikirlerinizin olabileceğini kabul etmeniz gerekir. Aynı şekilde incinebilirliği onaylamasanız dahi incinebilir olduğunuzu kabul edebilirsiniz. Böylelikle esnek olabilmek için ilk adımı atmış olursunuz. Esnek olmak sınırları kaldırmak değildir, herkesi olduğu gibi kabul etmektir. Bu arada esnek olmanın bazı olumlu yan etkileri vardır. İşte bunlardan bazıları;
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.yourwishisyourreality.com
İçimizdeki bilge, varlığını kabul etmesek dahi bir gün onu fark edeceğimizi bilir ve sabırla bekler. Onun bu koşulsuz bekleyişine karşılık biz ne yaparız? Bilge tarafımızın eksik olduğunu düşünürüz. Ve bilge kişilerin peşinden koşarız. Bilge kişiler tıpkı içimizdeki bilge gibi yardıma ihtiyacımız olmadığını bilirler. Sadece kendilerine bakarak kendi içimizdeki bilgeyi fark etmemize yardımcı olurlar.
Aslında eksik olan bir şey yoktur. Sadece eksik olduğunu düşündüklerimiz o sırada ortada yoktur. Değişimin sürekli olduğuna inandığımızda sorun kendiliğinden çözülecektir. Çünkü değişim devam ettiği sürece şu sıralar eksik olanın ileri bir tarihte ortaya çıkma olasılığı fazladır. Ben henüz içimdeki bilgeyi tamamıyla aktifleştirememiş olsam da sürekli ona ulaşmanın yollarını araştırır ve onu aktif hale getirecek ne var ise yaşamımda uygularım. Neler mi Yaparım? Kısaca anlatayım;
Son olarak yukarıda yazdıklarımı denemeye karar verdiğinizde deneyimlerinizi kimseyle paylaşmamanızı öneririm. Bunları bugünlerdeki en büyük sırrınız olarak saklayın J) Hadi bu yıl bir değişiklik yapın ve içinizde var olan bilgeyi söz hakkı tanıyın!
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.y
Yaşamda sihrin olduğuna inanmayı ret ederiz. Hâlbuki sihir çok güçlüdür. Bize mucizelere inanmayı, yaşamın sevgi ve neşeden ibaret olduğunu hatırlatır. Yaşamda sihrin olduğunu gösteren güzel bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Küçük Katie, anne ile babasını trafik kazasında kaybettikten sonra köyde yaşayan teyzesinin yanına yerleşmiş. Katie’nin kendi kendine konuşma alışkanlığı varmış. Okuldaki diğer çocuklar Katie’nin bu durumu ile hep dalga geçerlermiş. Katie’nin okulda anlaşabildiği tek kişi ise Steven’mış. Steven, sürekli kekelediğinden mümkünse konuşmamayı tercih edermiş.
Steven, bir gün Katie’ye kendi kendine konuştuğunda kiminle konuştuğunu sormuş. Katie ise, konuştuğu kişinin anne ve babası ile birlikte geçirdiği trafik kazasında tanıştığı, Sammy olduğunu söylemiş. Steven,
-Pppeki nnneden bbben oonu gggöremiyorum diye sormuş. Katie ise;
-Seni korkutmamak için sana görünmüyor olabilir, demiş.
-Pppeki Sssammy’nin nnnasıl bir gggörüntüsü var aanlatsana, demiş, Steven
Katie ise, eve vardığında karnı çok acıkmış olduğundan doğruca mutfağa gitmiş. Mutfağa vardığında teyzesinin yerde hareketsiz yattığını görmüş. İşte o an Katie’nin kalbi sıkışmaya
Beden tarafından sağlıklı hücreler üretmek için gereksinilen temel unsur oksijen bakımından zengin durumdaki kandır. Sağlıklı olmak için sağlıklı hücresel yeniden üretim şarttır ve bunun birçok hastalığın panzehiri olduğu kanıtlanmıştır. İnsanların çoğunun soluk aldıklarında solunum sistemlerinin sadece üçte birini kullandıkları düşünüldüğünde, sağlıklı olmaları için gerekli olan oksijenin sadece % 30'una yakınını alıyorlar demektir. Bu durumda sık sık hastalıklara yakalanıyor olmak hiç de şaşırtıcı değildir. Bu sebeple doğru nefesi yaşamımıza almak doğru seçim olacaktır. Benim çalışmalarımda kullandığım nefes tekniği Transformal Nefestir. Transformal Nefes Tekniği, nasıl daha etkili nefes alınacağını öğretir ve yeterli soluk alıp vermeyi sağlayacak şekilde tüm solunum sistemini açar. Transformal Nefes, oksijen seviyelerini ve nefes alma kapasitesini, kişinin nefes alma biçimini yeniden yapılandırarak artırır ve böylece kişinin oksijen hacmi iki, üç hatta daha da çok oranlarda artar. Bugün Transformal Nefes egzersizleri sonrasında kronik hastalıkları olan hastaların mevcut belirtilerinin kaybolduğunu gösteren belgelenmiş pek çok kayıt vardır. Örneğin, İtalya'nın Regio Emilia
İyi şeyleri bilmekte zihni arındırmakla, zihni arındırmak ise “ içe dönmek” ile mümkündür. Geçmişte içe dönmeyi arzu ve isteklerimin doğrultusunda hareket etmek olarak tanımlamıştım. Ancak bir türlü tatmin olma hissine ulaşamıyordum. Sanırım sorun bendeydi, değişimi kabul edemiyordum. Aslında daha da kötüsü değişimi fark edemiyordum. Bu durumu, bilgisayar programının yeni sürümü piyasaya çıktığı halde eski sürümü kullanmakta ısrarcı olmaya benzetebilirsiniz. Hani bilgisayar programlarında yeni sürüm olduğu halde eski sürümü kullanmaya devam ederseniz ya, hatta eski sürüm yeni uygulamalar üzerinde kolay çalışmayacak hatta hata verecektir. İşte sürekli değiştiğimiz halde yaşamdan keyif alamadığımız, kendimizi mutlu hissedemediğimiz anlar aslında bu değişimin farkına varamayıp eski sürümü kullanmakta ısrarcı olduğumuz anlardır.
Oysa içe dönme tekniğini kullanarak içeride neler olduğuna bakmalıyız. Tıpkı bilgisayar örneğindeki sorunu analiz eden analist gibi. İçe dönme tekniğinde, içimize dönerek, içimizdeki duygu ve düşünceleri tek tek analiz ederiz. Deneyimimiz hakkında gerçekte ne hissettiğimiz, bu hissi daha önce nerede, nasıl hissettiğimiz konusunda iç değerlendirmeler
“Şu An Her Ne Oluyor ise Mükemmeldir”Bu cümleyi okuyanlar arasında “ Hadi canım şu anın neresi mükemmel, şu an hayatımda olanlar istediğim gibi değil, arzularım gerçekleşmiyor” diyenler olabilir. Olsun ben yine de “Şu an mükemmeldir” diyor ve “ Şu an Mükemmeldir” bakış açısının nasıl çalıştığına şöyle bir bakmayı teklif ediyorum. Önce arzularınızı hangi kriterlere göre belirlediğinize bakalım. Örneğin;
-“Gerçekleşir ise benim için iyi olacak”
-” Başkaları da bunu arzuluyor?”
-“Annem benim için bunu uygun gördü”
Şeklindeki düşünceler arzularınızın alt yapısını oluşturuyor ise gerçekten de “Şu an mükemmeldir” ve şu an, arzunuzun nasıl gerçekleşeceğine dair çözüm bulmakta zorlandığınızı ya da bulduğunuz çözümleri uygulamada isteksiz olduğunuzu size gösterecektir. Diyelim ki arzunuzu tamamıyla siz belirlediniz yani bu sefer kopya çekmediniz. Deniz kenarında bir ev, iyi bir eş, iyi bir iş ya da yüksek pozisyon, dünyayı gezmek vb gibi bir arzu olabilir. “ Şu an mükemmeldir” ve şu an içinizdeki coşku ve heyecanı, arzunuz ile ilgili güçlü adımlar attığınızı yani ilerlediğinizi size gösterecektir. Ancak bazen bu aşamadayken umutsuzluğa kapıldığınız anlar olabilir. İşte bu tür
Geçmiş Yaşam Terapisinin başka bir ismi de “regresyon terapisi” dir. Regresyon terapisi, farklı bir şuur hali içinde danışanın, şimdiki veya önceki hayatlarına götürülmek ya da başka bir değişle geçmiş hayatlarına ilişkin duygu, düşünce, eylem ve anıların kayıtlarına ulaşmak sureti ile şu anki hayatını etkileyen içinde bulunduğu durumların, düşüncelerin ve davranışların geçmişteki (travmatik) kaynaklarını bularak bunların bilinç düzeyinde çözülmesini sağlamak için uygulanan tekniklerin bütünüdür. Geçmiş Yaşam Regresyon çalışması derinlerde saklı kalmış, bitmemiş işleri tamamlayarak şifaya kavuşmaya ve geçmişin izlerini temizlemeye yardım eder. Regresyon çalışması ve Geçmiş Yaşam Regresyonu; depresyon, fobiler, kaygı, endişe, açıklanamayan ağrılar, panik atak, travma sonrası stres, takıntılı düşünceler, karma temizliği, ayrıca enerji alanının davetsiz enerjilerden temizlenmesi durumlarında çok etkili bir çalışmadır. Geçmiş yaşam regresyon çalışması birey odaklı bir çalışma olmakla birlikte evrensel boyutta katkılar getiren bir çalışmadır. Yapacağınız bir geçmiş hayat çözümlemesi yanı başınızda yaşayan birinin olduğu gibi binlerce kilometre uzaklıkta yaşayan birinin de çözülme