Tüm değerli taşların kökeni, yeryüzü çekirdeğinin sürekli hareket halindeki ve daima dış yüzeye ulaşmaya çalışan erimiş magmasına dayanır. Bu kızgın kütlenin sadece küçük bir kısmı volkanik faaliyet ve lav akışı meydana getirir ve magma, çoğunlukla gezegenin alt tabakasındaki yeraltı çatlaklarına akar. Bu erimiş kaya ve mineraller kütlesine, kaynayan sular, buhar ve gazlar da eşlik eder. Bunlar soğurken bu yarıklarda biriken birçok mineralle birleşerek, kristalleri ve değerli taşları meydana getirirler. Oluşum ve gelişimlerini milyonlarca yılda tamamlayan bu değerli taşlar, sürekli olarak içlerine, güçlü elektromanyetik enerji de depolarlar. İşte insanları şifalandıran şey, taşların içindeki mineral yapılarıyla birleşmiş olan bu elektromanyetik güçtür.
Taşların temsil ettiği enerjiler vardır. Bu nedenle yaşamınızın herhangi bir döneminde ne tür bir enerjiye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız o enerjiyi temsil eden taşı satın alabilirsiniz. Ya da yarı değerli taş satan dükkânda dikkatinizi çekilen herhangi bir taşı satın alabilirsiniz. Dikkatinize çekilen taş size en iyi gelecek olandır. Dikkatinize çekilen taşın size ait olup olmadığını küçük bir kas testi ile belirlemeniz mümkün. Nasıl mı? Bedeninizi kuzey yönüne çevirin ve taşı iki avucunuzun içine alın. Ayakta öylece dururken içinizden “ Bu taş benim taşım mı?” şeklinde bir soru sorun. Soruyu sorduktan sonra bedeninizi izleyin. Bedeniniz öne mi yoksa arkaya doğru mu salınıyor? Öne salınıyorsa o taş sizin taşınız demektir. Taşlarla ilgili bir diğer önemli konu taşların temizlenmesi işidir. ( Aşağıdaki bilgiler sitesinden alınmıştır)
Taşlar kullanılmaya başlanmadan önce mutlaka bir gece toprağa gömülerek negatif enerjilerden temizlenmelidir. Yarı değerli taşlara uygulanan temizleme işlemi, istenmeyen enerjileri uzaklaştırarak onları orijinal saflığına ulaştırır. Bu nedenle, şifa amaçlı olarak kullanılan taşlara her seans sonrasında temizleme işlemi uygulanmalıdır. Eğer taşlar temizlenmezse daha az etkili olacaklar ve dengesizlik ya da enerji statiklerini uygulama sırasında geçireceklerdir.
Çoğunlukla tercih edilen temizleme yöntemi, taşı toprağa gömüp bir gece ay ışığında ve bir gün güneş ışığında bırakarak hem topraklanmasını hem de ayın ve güneşin enerjisi ile temizlenip şarj olmasını sağlamaktır.Diğer başka temizleme yöntemleri ise şöyledir;
TÜTSÜ: Yarı değerli taşınızı, tütsü dumanı içinde tutun. Adaçayı, sedir, sandal ağacı ve frankicense gibi bitkiler saflaştırıcı özelliklerinden dolayı kullanılırlar. Taşınızı 2-3 dakika tütsü dumanına tutmak yeterli olur. Bu yöntem Quartz grubu kristaller için iyi bir temizleme yöntemidir. (Kristal kuartz, ametist, aventurin vs.)
KRİSTALLER: Taşlarınızı, kristallerden oluşan bir grup içine koyarak da temizleyebilirsiniz; taşın etrafını şeffaf quartzlar ile çevreleyin ve 24 saat süresince bu şekilde bekletin.
İMGELEME: Derin bir nefes alın ve kristalin üzerine üfleyin. Tüm negatiflerden temizlediğinizi gözünüzde canlandırın. Tekrarlayın.
DENİZ TUZU: Küçük bir kap içinde kuru deniz tuzu kullanın ve 24 saat boyunca kristalleri bu tuzun içinde gömülü bırakın. Kesinlikle tuzlu su kullanmayın çünkü bu yumuşak kristallere zarar verir.
GÜNEŞ VE SU: Taşınızı akan su altında bir dakika süresince tutun ve daha sonra kuruması için güneşte bırakın.
SES: Saf bir ses kaynağından çıkan titreşimler, enerji seviyesinde kristalleri temizler. Zil, gong, Tibet çanı gibi ses kaynaklarını bu amaçla kullanabilirsiniz.
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.yourwishisyourreality.com