Nazlı Mengi

Teknoloji ve her bir şey hızla gelişirken, geçmişte sevdiğim birçok güzelliğin yok olduğu bugünlerdense, sıcak ve samimi olan eski zamanları seven biri olarak; izleyeni 70 ve 80’lerin diskolarına götüren Gökhan Türkmen’in ‘Taş’ klibine bayıldım. Şarkı da aynı şekilde eski dönemlerin klasiklerini anımsatıyor. Türkmen, klipte konsept gereği sakal ve bonus saçlara büründüğü için, sonunda ismi çıkana kadar tanıyamadım yeminle! Sesinden tanımadığım için utanıyorum ama aslında bu, sanatçının büründüğü rolün hakkını ne derece iyi verdiğinin ispatı...

Gökhan Türkmen ‘Taş’ şarkısının klibiyle fark yaratma konusunda uçup gitmiş! Muhteşem performansıyla hepimizi o özlenen yıllara döndürüyor. Klibe de, şarkıya da doyamıyorum. “Yoluna taş koydum ellerin olma diye, yoluna taş koydum yokuşa sürme diye” sözleriyle son zamanlardaki favori şarkılarımdan oldu. A’dan Z’ye hayranlık uyandırıcı bir çalışma, Türkmen’e ve tüm ekibe helal olsun!

Bugüne kadar gittiğim sayısız düğünün arasında mutlaka çok beğendiklerim, eğlendiklerim, sizinle paylaştıklarım oldu ama inanın şimdi bahsedeceğim düğün ve özellikle nikah töreni gibisini bugüne kadar ne gördüm, ne duydum!

Eğlenip dans etmekten dizlerimde derman, katılarak gülmekten gözlerimde yaş kalmadı! Motor değil adeta birer sanat eseri üreten, her attığı adımla Türkiye’nin göğsünü kabartan, ‘Custom motor’ denince sadece bizim memlekette değil, dünya çapında akla gelen ilk isimlerden olan ‘TT Custom Choppers’ın kurucusu ve sahibi Tarhan Telli’nin dillere destan düğününden bahsediyorum.

Tarabya’daki Alman Konsolosluğu Yalısı’nın uçsuz bucaksız bahçesiyle, pardon ormanıyla söze başlamak isterim. Şüphesiz hayatımda gördüğüm en etkileyici ve nefes kesici yerlerden biriydi. Devasa ağaçlarla kaplı yemyeşil bir cennetin ortasında nikah vakti geldiğinde; damat eline mikrofonu aldığı gibi şova başladı! Adam sadece iş hayatında değil, stand - up’ta da bir numara yemin ediyorum! Gülmekten son dönemde epey dikkat çeken (‘fitinhouse’ ekibinin emeğine sağlık) karın kaslarım ağrıdı! Telli’yle Allah’ın boş bir zamanında yarattığı, melekler kadar güzel, zarif ve tatlı eşi Aylin (Dikkatli

Birkaç gece önce kendimi epey kırılgan ve ‘duygusal’ hissettiğim bir anda Kemal Doğulu’nun yepyeni şarkısı ‘Duygusal’ı dinlerken gözümden pıt pıt dökülen yaşlara engel olamadım. Nakarattaki “Hiçbir şey olmamış gibi yapabilirim, avutabilirim kendimi belli bir süre, yine de zamanla senin unutulabileceğine inanmıyorum...” sözleriyle birlikte şarkının baştan sona her kelimesi insanın kalbine inme gibi iniyor ve dinleyeni adı gibi duygusallaştırıyor...

On parmağında on değil yüzlerce marifet olan Doğulu, yaptığı tüm işlerde olduğu gibi şarkı söylerken de parlıyor, bu işin de hakkını vermeden bırakmıyor. Zaten her yanından yetenek fışkıran bu özel adamdan başka bir şey beklenemez.

‘Duygusal’ın söz ve müziğinin Soner Sarıkabadayı’ya ait olduğunu söylemeye gerek bile yok. Çünkü o kendine has ve sıra dışı imzası şarkının her zerresinde hissediliyor. Düzenlemesi yılların deneyimli aranjörü, son döneminse en ilgi toplayan yıldızlarından olan Erdem Kınay’a ait. Üç harika adamdan çıkan şarkıyı siz düşünün!

‘Kör Değilim’ favorim

Doğulu’nun bir diğer yenisi ‘Kör Değilim’ özellikle sosyal medyada fazlasıyla konuşuluyor ve beğeniliyor. Şarkının söz ve müziği ünlü gazeteci Serhat Tekin’e ait. Beni

Ülkemiz ve geleceğimiz açısından büyük önem taşıyan 7 Haziran seçimlerine sayılı günler kala, ‘şeffaf ve güvenli’ bir seçim için 100 bin kişiden fazla gönüllüsüyle nefes almadan çalışan ‘Oy ve Ötesi Derneği’ Yönetim Kurulu Başkanı Sercan Çelebi’nin bana yaptığı çok önemli açıklamaları geçen hafta sizlerle paylaşmıştım. Bugünse sıra açıklamaların ikinci bölümünde...

Gençler başta olmak üzere tüm duyarlı vatandaşları ‘sandık gözlemciliği’ne davet eden Çelebi, seçim güvenliği ve seçmenlerin dikkat etmesi gereken konulardan bahsederken; “Bir iki yerde yaşanan olayları sistemin geneline yaymamak, büyük resme bakmak lazım. ‘Memleket elden gitti, seçim sistemimizde büyük sıkıntılar var’ diyerek

inancı kırarsanız insanlar oy vermeye küser. Bunun yerine; seçim güvenliğini sağlamak için neler yapabiliriz, bağımsız vatandaşlar olarak nasıl organize oluruz, ona odaklanmak lazım” dedi.

Seçim güvenliği nasıl sağlanacak?

“Türkiye’de dürüst bir ortamda seçime gidilmesiyle ilgili ciddi kaygılarımız var. Seçim günü öncelikle gözlerimizin önünde olan; refakatçi konusu, hangi oy geçerli hangisi değil, A partisinin oyunun B partisine yazılması gibi konuları takip edeceğiz. Bir de görmediklerimiz var.

7 Haziran genel seçimlerine sayılı günler kala en çok tartıştığımız konu ‘seçim güvenliği’... Birçoğumuz endişe içinde şikayet ederken, diğer tarafta ‘zehir gibi’ gençlerin kurduğu muhteşem bir ekip, onbinlerce gönüllüsüyle birlikte elini taşın altına koymuş, gece gündüz ‘şeffaf ve güvenli seçimi sağlamak’ için çalışıyor.
‘Oy ve Ötesi Derneği’nin kurucularından, yönetim kurulu başkanı ve dernek sözcüsü Sercan Çelebi’yi dinlerken; böyle iyi eğitimli (Alman Lisesi ve Yale Üniversitesi mezunu), zeki, kararlı, kendinden ve yaptığı işten son derece emin ‘genç kahramanlar’ımızın olması içimi çok rahatlattı, onlar varken sırtımız yere gelmez evelallah! Çelebi; “Bu ülkede yaşamak istiyorsak şikayet ederek oturma lüksümüz yok, harekete geçip fark yaratmalıyız” diyor ve herkesi ‘Oy ve Ötesi’ne katılarak ülkemizin geleceğinde ‘gerçek anlamda’ etkili olmaya davet ediyor.

Duymayan kalmamalı!
“Sandık güvenliği, seçim günü bağımsız bir platform tarafından kontrol edilmeli ki; seçimden sürecin doğru işlediğinden emin, yüreğimiz ferah çıkalım” diyen Çelebi; “daha fazla kişinin oy vermesi, bilinçli oy verilmesi ve herkesin verdiği oya sahip çıkması” için yola çıkan ‘Oy ve Ötesi’nin

İki adam girdi hayatıma dostlar, öyle adamlar ki artık onlardan vazgeçmemin imkan ve ihtimali yok! Kısa zamanda kışın aldığım tüm kiloları verdirip, yağ bağlamış vücudumu baştan yaratarak kendimle aşk yaşamama vesile oldular! Gittiğim yerlerde tanımadığım kişilere varana kadar çevremdeki herkes ‘form sırrımı’ soruyor. Kurdukları ‘fitinhouse’ ekibinin iki ortağıyla evde spor yapmaya başlayan kardeşim Kuki’nin bir gün; “Yetişemiyorum, derse benim yerime sen gir” demesiyle; ‘hayatımın kökten değişeceğinden’ habersiz Serhan Musluoğlu ve Ali Umar’la ilk antrenmanımı yaptım. Garip bir işkence yöntemiyle başlıyorlar antrenmana, ‘myofascial release’miş adı. Bel, boyun, sırt, diz ağrılarına çare olan işlem, Türkiye’de pek bilinmiyor.
Trx, bosu, kettlebell, rip trainer, resistance bandler, battlerope ve vücut ağırlığı kullanıyorlar. Makineydi, mekik çekip, ağır kilolar kaldırıp beli sakatlamaktı, bunlar yok ve inanılmaz hızlı sonuç alıyorsunuz. Bir ay önceki halimle şimdiki görüntümün dev farkını size göstermek isterdim ancak ‘önceki’ni paylaşmaya utanırım! ‘Spor salonunda makinelerle çalışmadan vücut yapılmaz’ tezimi de bana afiyetle yedirdiler bu arada!

Onlar gibisi yok,

Lerzan Mutlu’yu uzun zamandır televizyon ekranında göremiyorduk ve açıkçası yokluğu hissedilen bir televizyoncu olduğunu düşünüyorum. Son olarak yaptığı sohbet programını izledim, Lerzan’ın zeki sorularıyla çok keyifli ve farklıydı. Ancak ekranı genelde iki lafı bir araya getiremeyen, gram beyni olmayan, nasıl program sundurulduğuna anlam verilemeyen tipler doldurduğu için Lerzan gibi gerçekten orada olmayı hak edenlere yer kalmıyor!
Beyaz TV’de fırsat bulduğumda zevkle izlediğim ‘Söylemezsem Olmaz’ (Konu açılmışken pozitif enerjisiyle Oya Aydoğan’ı da çok sevdiğimi ‘söylemezsem olmaz’! Orta yolu bulmaya, kimseyi kırmamaya çalışan haliyle hep çok tatlı...) programına dahil olan Mutlu, ekrana bir döndü pir döndü! O ince ve kıvrak zekasından çıkan yorumlarıyla yine tüm dikkatleri üzerine çekti. Misal, Gülben Ergen’in detone olup olmadığı konusunda yaptığı; “Olmayan şey detone olmaz” yorumuna bir saat güldüm yeminle! Kaç kişinin aklına gelir şu cümleyi kurmak?!

Ses konusunda bilirkişi!
“Polemik yaratmak için böyle konuştu” diyenlere katılmıyorum, Lerzan, hayatımda gördüğüm en dobra kadınların başında gelir, düşündüğünü söyler, kimseden çekinmez, karakteri böyle...

Kerem Bürsin’i sosyal medyada takip ediyorum (Bu süper adamı takip etmeyeni dövsünler bence zaten!), birkaç gün önce yayınladığı ve milyonlarca hayranı arasından en şanslı olanına tanışma vaat ettiği, bu şekilde güzel bir amaca hizmet edeceklerini anlattığı videosunu izleyince epey meraklandım. Videonun etkisi o kadar büyük oldu ki, kısa süre içinde Twitter’da TT oldu.
Ve nihayet dün Bürsin’in bahsettiği sürprizin ayrıntıları ortaya çıktı. Türkiye’de ilk kez yapılan çalışmada; ‘www.bideneyim.com/kerem’ adresine girip, Kerem Bürsin’den size özel hediye paketlerinden birini seçerek ‘AÇEV’in kadına destek ve okur - yazarlık eğitimleri’ne katkıda bulunduğunuzda; Bürsin’le tanışmak ve onun rol arkadaşı olmak için yapılacak çekilişe katılmış oluyorsunuz. Zekice düşünülmüş ve çok anlamlı bir amaca hizmet eden kampanyaya hayran kaldım.
Kerem Bürsin gibi milyonlarca kişiye ulaşma gücü olan genç yıldızların, sosyal sorumluluk projelerine destek vermesi çok önemli. AÇEV ve Bürsin ortaklığında kimbilir ne kadar büyük bir destek sağlanacak. Bu süper fikri bulanlara, AÇEV’e ve milyonlar üzerindeki etkisini böyle anlamlı bir iş için kullanan Kerem Bürsin’e saygılar...

İKİ