Lerzan Mutlu’yu uzun zamandır televizyon ekranında göremiyorduk ve açıkçası yokluğu hissedilen bir televizyoncu olduğunu düşünüyorum. Son olarak yaptığı sohbet programını izledim, Lerzan’ın zeki sorularıyla çok keyifli ve farklıydı. Ancak ekranı genelde iki lafı bir araya getiremeyen, gram beyni olmayan, nasıl program sundurulduğuna anlam verilemeyen tipler doldurduğu için Lerzan gibi gerçekten orada olmayı hak edenlere yer kalmıyor!
Beyaz TV’de fırsat bulduğumda zevkle izlediğim ‘Söylemezsem Olmaz’ (Konu açılmışken pozitif enerjisiyle Oya Aydoğan’ı da çok sevdiğimi ‘söylemezsem olmaz’! Orta yolu bulmaya, kimseyi kırmamaya çalışan haliyle hep çok tatlı...) programına dahil olan Mutlu, ekrana bir döndü pir döndü! O ince ve kıvrak zekasından çıkan yorumlarıyla yine tüm dikkatleri üzerine çekti. Misal, Gülben Ergen’in detone olup olmadığı konusunda yaptığı; “Olmayan şey detone olmaz” yorumuna bir saat güldüm yeminle! Kaç kişinin aklına gelir şu cümleyi kurmak?!
Ses konusunda bilirkişi!
“Polemik yaratmak için böyle konuştu” diyenlere katılmıyorum, Lerzan, hayatımda gördüğüm en dobra kadınların başında gelir, düşündüğünü söyler, kimseden çekinmez, karakteri böyle... Zaten, “Bu benim seyirci olarak fikrim, gerçek fikrimi söyledim, aynı şeyi Ebru Gündeş için söylemem imkansız mesela” dedi.
Lerzan’ın kendi canlı sesini dinlemeyenler bilmeyebilir ama konservatuar mezunu sanatçıda bir ses var ki dostlar, enstrümansız çıplak sesiyle bile ortalığı inletir, ağzınız beş karış açık kalır hayranlıktan... O nedenle ‘bilirkişi’ olarak bu konudaki yorumunu belirtmesi gayet doğal...
Akıcı konuşması, zekası, hazır cevaplığı, dobralığı, esprileri ve muhteşem enerjisiyle Beyaz TV’de sabahlarımıza güneş gibi doğuyor valla! İyi ki ekrana geri döndü.
BU ÜLKEDE MOTOR KULLANILMAZ!
Her gün trafikte öyle abuk sabuk şeylerle karşılaşıyorum ki; ‘her an başıma bir şey gelebilir’ korkusuyla çekinerek araba kullanmaya başladım artık. ‘Psikopatça’ davranan, insanlara zarar vermekten resmen zevk alan sürücüler var.
Hele motosikletlilere, bisikletlilere hiç saygı yok, onlar ‘yokmuş’ gibi davranılıyor, ‘görünmezler’ sanki!
Daha üç gün önce çok yakın dostlarımın gencecik bir arkadaşı motosikletiyle giderken dikkatsiz bir sürücünün çarpmasıyla hayatını kaybetti. Başta ailesinin ve tüm sevenlerinin acısını düşünebiliyor musunuz? Hayat dolu, cıvıl cıvıl bir genç adam; daha yaşayacağı onca güzel günü varken bir anda gidiverdi... Bu memlekette motor ve bisiklet kullanmak ‘intihar etmek’ gibi, maalesef trafiğimiz medeniyetten çok uzakta!
SİNEMA SEVERLERE BİR NOT...
Vizyona nisan ayında giren ‘Woman in Gold’ (Altınlı Kadın) filmi bitmek üzere ama ben yeni gidebildim. Güzel film bulmak çok zor olduğu için fırsatınız olursa siz de bitmeden yakalayın derim, bazı sinemalarda hâlâ oynuyor. Gerçek bir hikayeden yola çıkan; Oscar’lı oyuncu Helen Mirren’a, Ryan Reynolds ve Katie Holmes’un eşlik ettiği yapım son derece heyecanlı, sürükleyici ve filmdeki ‘geri dönüşler’le çok ilginç... Aklınızda bulunsun.