Nail Güreli

Nail Güreli

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Ben Semiha Eyilik, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden yazıyorum size.
28 Mart 2012 tarihinden bu yana tutukluyum. Halen dava açılmış değil. Dosyamızda tutukluluk kararı var. Tutuklandığımız gece polisin hazırladığı fezlekeden hâkimin ve savcının sorduğu sorulardan biliyoruz o kadar. Her ay hücremizin mazgalından bir kâğıt uzatıyorlar, yeni deliller elde edilemediğinden tutukluluk halinin devamına diye. (...)
Mahkemede tutuklanmama gerekçe yapılan suçlamalar; Ankara Haklar Derneği’nde toplantı yapmışsınız. Polis sizi dinlemiş. Toplantı yaptınız mı? Ben de diyorum, evet yaptık, çünkü ben o tarihte derneğin başkanıyım. Tüzük gereği de toplantımızı dernek merkezinde yapmak yasal hakkımız, ki derneğimiz meşru ve yasaldır. Dernekler Masası tarafından onaylanmış tüzüğümüz var.
Başka bir suç; şu tarihte şu kişi ile Çorum ilinde görünmüşsünüz, bu kişiyle ne amaçla görüştünüz? Ben de diyorum ki, o kişi benim kardeşim.
Basın açıklamasına gitmişsiniz. Gittim diyorum. Ben TAYAD’lıyım. Halk Cephesi’nin açıklamalarına da katılırım. Kısacası, vatandaşlık haklarımı kullanmaktan kaynaklı suçlanıyorum ve uzun süre tutukluyum, daha da süreceğe benziyor.”

Bir kitap
Adalet mi diyorsunuz? Alın size yılların gazetecisi, araştırmacı yazar Belma Akçura’nın kitabını. Titiz bir çalışma ürünü olan kitapta Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar yargının verdiği pek çok siyasi ve hukuksuz karar yer alıyor. Bir Ermeni’yle arkadaş olmayı dava konusu yapmaya, bir Yahudi’nin mülkünü elinden almaya, bir Kürt’ün kardaki ayak izini delil saymaya, işkencede ölenlerin dosyalarını kaybetmeye kadar pek çok trajikomik adli vaka... Kitabın adı bile adli bürokrasinin klasik gerçeğini sergiliyor: “Olay Yargıya İntikal Etmiştir”, İmge Kitabevi, Eylül 2012.
Ya peki, Uludere’de savaş uçaklarıyla 34 sivilin öldürülmesinin adaleti nerede?
Bombalama emrini veren/onaylayan kim? Kim? Kim? Yarın 300 gün oluyor, 300 gün! Adalet nerede?

NOT:
Biliyorsunuz, “Eşyanın tabiatına uygun” diye bir deyim var. Biz de medyanın tabiatına uygun olarak Milliyet’ten ayrılıyoruz. Siz okurlarımıza saygıyla, teşekkürle veda ediyoruz. Sevgiyle, esen kalın.