Sadece Çeşme değil, üç tarafı denizlerle çevrili güzel yurdumun tüm tatil beldeleri turizmde büyük bir kriz yaşıyor.
Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, yana yakıla herkesi ilçesinde tatil yapmaya çağırıyor.
Güzel koylarını, eşsiz plajlarını, şifalı sularını, eğlence yerlerini, sörf yapılan yerlerini hatırlatıyor.
Üç marinanın 1000’den fazla yata hizmet verdiğini hatırlatıyor.
Festival-lerin ne kadar keyifli geçtiğini anlatıyor.
Sözü dönüp dolaştırıp, denizin temizliğine getiriyor.
Başkan Dalgıç diyor ki:
“Talihsiz bir deniz kazası oldu ama kirlilik temizlendi. Denizimiz, 10 yıl önce nasılsa, bugün de aynı güzellikte. Tüm analizler, Çeşme denizinin temiz olduğunu gösteriyor. Misafirlerimiz, gönül huzuru içinde denize girebilir.”
***
Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın bu açıklamasından sonra, Çeşme Turistik Oteller Birliği Başkanı Veysi Öncel’i aradım.
Çeşme ve Türk turizminin halini anlatan Öncel, tüylerimi ürperten bir konuya dikkat çekti.
Dedi ki:
“Çeşme’deki tüm otellerde konaklayanlardan kimlik bilgileri alınıyor.
Bu bilgiler, emniyete bildiriliyor.
Bilgileri emniyete iletmek zorundayız; çünkü yasalar böyle emrediyor.
Oysa şu anda Çeşme başta olmak üzere pek çok yazlık yerde, evlerini sanki otelmiş gibi günlük kiraya vermek isteyen yüzlerce ev sahibi var.
Kanun kaçakları buralara yerleşerek aramıza sızıyor.
Günübirlik kiralık konutlar, hem güvenlik sorunu yaratıyor hem de haksız rekabeti de körüklüyor. Vergi vermiyorlar.
Eşitsizlik yaratan bu duruma el koymaları için Maliye Bakanlığı’nı, İçişleri Bakanlığı’nı, Emniyet Müdürlüğü’nü göreve çağırıyorum.”
HHH
İlgili bakanlıkların, müdürlüklerin, bu çağrıya kulak vermesi gerekiyor.
Aksi takdirde, yazlık konutların yol açacağı olası bir güvenlik krizinin hesabını kimse veremez.
***
Peki Çeşmeli turizmci mutlu mu, umutlu mu? Veysi Öncel’in cevabı aynen şöyle:
“Şu anda otellerimiz yüzde 70 doluluğu biraz geçti. 15 Temmuz öncesi bu oran, yüzde 50 idi. Otellerimizdeki doluluk yetersiz. Bu sorun, Marmaris, Bodrum için de geçerli. Mesela İstanbul’daki otellerin boş kalması yüzünden 1 milyar dolarlık kaybımız söz konusu.
Politik olaylar, turizmi doğrudan etkiliyor. Geçen yıl Rusya ile kriz yaşadık, Antalya’daki oteller perişan oldu. Bu yıl Almanya, İngiltere, Hollanda ve İskandinav ülkelerinden gelen turistler bıçak gibi kesildi.
Adı geçen ülkelerin üst düzey yöneticileri, şu anda yaşanan krizler nedeniyle vatandaşını Türkiye’ye göndermiyor.
Yabancı turist ya Türkiye’deki tatil programını iptal ediyor ya da rotasını başka bir ülkeye çeviriyor.
Siyasetçilerimizin, turizmi de düşünerek adımlar atmalarını, söylemlerde bulunmalarını istiyoruz.”
***
Başkan Öncel, yerli turistin Çeşme’de çok mutlu olduğunun altını çizdi:
“Kendi vatandaşımız, Çeşme’de tatil yapmaktan keyif alıyor.
Tatili bitince, mutlulukla, dinlenmiş halde dönüyor. Çünkü tüm beach ve club’lar, Çeşme’ye gelen herkesin büyük ilgisini çekiyor. Eğlence, daha disiplinli.
Bir aquaparkımız var, Çeşme’de fark yarattı. Her gün beach’lerde 20 bin kişiyi ağırlıyoruz. Hafta sonları bu sayı, günübirlikçilerle 5 bin artıyor.
Mayıs ve haziranı, hava şartları yüzünden kötü geçirdik.
Ağustos ve eylülde kayıplarımızı kapatırız diye düşünüyorum.”