Demokratik olmayan rejimlerin içeride otoritesi sarsılmaya başlayınca başvurdukları klasik yöntem dışarıda sorun çıkarmaktır.
İran on yeni uranyum zenginleştirme tesisi daha kuracağını açıklayarak bu yolu seçti. Komşumuz projesini gerçekleştirirse yılda 160 atom bombası yapacak kadar uranyuma sahip olacak.
Dünyanın en büyük nükleer enerji üreticisi olan ABD’nin 104, elektriğinin büyük bir bölümünü nükleerden elde eden Fransa’nın 59 nükleer reaktörü var. Buna karşılık her birinde iki uranyum zenginleştirme tesisi var.
İran nükleer silah üretmek niyetinde olmadığını söylüyor ve aktif bir reaktöre sahip değil. O zaman yeni on uranyum zenginleştirme tesisini yapmasının bir mantığı yok. Zaten bunları gerçekleştirecek sermaye ve insan gücü de yok.
Rejimin esas amacı dünyaya kafa tutup içeride kuşatılmışlık duygusu yaratmak ve ayakta kalmaktır. Son tartışmalı seçimlerden sonra bu iyice elzem oldu.
Başlangıçta Tahran’daki molla rejimi gerçekten ciddi bir tehdit altındaydı. ABD İran’ı Saddam’ın Irak’ı ve Kuzey Kore ile eşit derecede tehlikeli addediyor ve şiddet kullanmakla tehdit ediyordu. Bunu dengelemek için İran nükleer silaha sahip olup kendini saldırılamaz bir hale getirmek yoluna girdi.
İran adım adım ilerliyor
Ancak o tehlike artık yok. Yanına İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin’i de alan Obama İran’a güvence verecek bir formül bulmaya hazır. Tahran nükleer silah yapmayacağına dair garanti verecek, buna karşılık ona uygulanan ambargolar kaldırılacak ve dünyayla ilişkilerini normalleştimesinin yolu açılacak.
İran, Şahı’nın 1979’da devrilmesinden bu yana Batı ile kavga içinde. Yıllardır ateşi sönmedi. Bu çatışmanın bedelini İran halkı ödüyor. İran dünyanın en büyük petrol ve gaz zengini ülkelerinden biridir ama ambargolar yüzünden kaynaklarını geliştirip kalkınmasının emrine veremiyor. Halk yokluk içinde. Bir ara petrol bile karneye bağlanmıştı.
Nükleer silah yapmanın mazereti ortadan kalktığına göre İran’ın dünyayla ilişkilerini normalleştirmek için uzanan eli tutması makul olurdu. Ama Ahmedinecad’ın daha da kavgacı olmasından bunun olmayacağı anlaşılıyor.
Her ne kadar amacının barışçı olduğunu söylese de İran adım adım nükleer bir güç olma aşamasına geliyor. İran yöneticileri Pakistan ve Hindistan’ın da içinde bulunduğu yoksul nükleer ülkeler kulübüne girmeye kararlı.Bazı Batılı istihbarat kaynaklarına göre bir yıl içinde Tahran’ın nükleer başlık taşıyacak yetenek bir roketlere sahip olacak.