İran’la müzakere etmek katran dolu havuzda yüzmeye benzer. Özellikle komşumuzun nükleer ihtirasları söz konusu olunca çok kulaç atılır ama mesafe alınmaz.
Yıllardan beri görüşme yoluyla Tahran’ı nükleer sevdasından vazgeçirmeye çalışan ama başaramayan Batı bunu çok iyi biliyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da bilmesi gerekirdi. Ama arabuluculuğu çok seviyor. Türkiye’nin Ortadoğu’nun yeni abisi olma isteğini pekiştirecek bu fırsatı tepemezdi.
Gözünü kırpmadan katran havuza dalıverdi.
Ancak İran’ı Batı ile uzlaştırmak çok zor çünkü bunun için Tahran’ın nükleer ihtirasından vazgeçmesi gerekiyor. Bu da neredeyse imkânsız.
Prensipte kabul etmişti ama...
İran’ın “prensip olarak kabul edip bütün ayrıntılarını reddettiği” plan şu idi: Tahran stokundaki 1.200 kilogram 3.5 oranında az zenginleştirilmiş uranyumu Fransa ve Rusya’ya gönderecekti. Uranyum bu ülkelerde zenginleştirilecek, kanser tedavisinde vesaire kullanılmak üzere İran’a geri gönderilecekti.
Bu şekilde İran istediği kalibrede uranyuma sahip olacak, dünya “mollalar uranyumu gizli gizli rafine edip atom bombası mı yapacak” endişesinden kurtulacaktı.
Tahran uranyumunu yurtdışına çıkarmayı reddedince Davutoğlu devreye girip “Türkiye muhafaza etsin” dedi.
İran buna da yanaşmayacaktır. Çünkü uranyumunu dışarıya yollaması Batı’nın baskısıyla nükleer hevesinden vazgeçmesi demektir.
İran elektrik üretmek için nükleer santral inşa ediyor ve bu santralda kullanılmak üzere uranyum zenginleştirme tesisleri kurdu.
Uranyum az zenginleştirilirse (yüzde 3-5 düzeyinde) yakıt elde edilir. Çok zenginleştirilirse (yüzde 95) atom bombasında kullanılabilecek uranyum elde edilir.
Tahran’a inanan yok
Tahran silah yapma niyeti olmadığını söylüyor ama buna inanan yok. Çünkü: (1) Rusya ve Batı İran’a “Madem silah yapma niyetin yok zenginleştirmeden vazgeç biz sana yakıt verelim” diyor. Tahran “hayır” diyor. Daha kötüsü, (2) neden atom bombası yapmak niyetinde değilse nükleer silahlar için uygun uranyum zenginleştirecek tesis kurduğunu açıklayamıyor.
Genel kanaate göre mollalar atom bombası istiyor çünkü Amerika’nın nükleer bir İran’a rejim değişikliği amaçlı saldırı düzenlemesinin imkânsızlaştıracağına inanıyorlar. Bomba Şii İran’ın Ortadoğu’da yükselişte olan nüfuzunu artıracak. Dini rejimin içeride azalmakta olan gücüne payanda olacak.
Ayrıca nükleer program İranlılar için bir gurur meselesi ve dünyaya kafa tutma aracı haline gelmiş vaziyette ve bu çok hoşlarına gidiyor.
Davutoğlu İran’ı uzlaşmaya razı ederse hayatının başarısını kazanmış olacak. Ama nefesinizi tutmayın.