Efes birası ile ünlü Anadolu Grubu, Sinop’un Gerze ilçesi Yaykıl köyünde ithal kömür ile bir termik santral inşa etmeyi planlıyor. Santralın çevreye yapması olası etki ile ilgili rapor Enerji Bakanlığı’na gönderildi. Alınacak cevap olumlu olursa, ki büyük bir olasılıkla olacaktır, inşaat kısa zamanda başlayacak. Yöre halkı santralın çevreyi kirletip havayı zehirleyeceğinden, denizden balıkları kaçıracağından korkuyor. Yeşil Gerze Çevre Platformu dev mitingler yaptı. Anadolu Grubu’nun bölgede bir bilgilendirme ofisi var. Şirket yetkilileri projenin teknik özelliklerini anlatmaya çalışıyor. Avrupa’da benzer tesislerin sorunsuz çalıştığını örnek gösteriyor. Anadolu Grubu Enerji Sektörü Koordinatörü Tuğban İzzet Aksoy, “Bu çaba devam ediyor, ikna etmeye ve bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Enerji sektöründe önde gelen bin civarında akademisyen ve profesyonelin oluşturduğu bir e-mail grubunda bir inceleme okudum. Çevre etki değerlendirme raporunu okuyan bir uzman tarafından yazıldı. Raporda, tesisin bitki ve hayvan varlığına, hava ve sulara, denize, balıkçılık, tarım ve orman alanları üzerinde olumsuz etkileri olsa bile bunların “ulusal ve uluslararası düzenlemelerin öngördüğü sınırlar içinde” tutulacağı belirtiliyor.
Ama, diyor uzman, “asıl sorun” başka.
“Hazırlanmasına pek çok mühendis ve bilim insanının katıldığı ve ortada korkulacak bir şey olmadığını, projenin yöre insanına maliyetinden çok faydasının olacağını belirten böylesi bir rapor olmasına karşın yöre halkı hâlâ geleceğinin kararacağı korkusuyla direniyor. Neden? Çünkü olasılıkla bu tür raporlara güvenmiyorlardır. Haksızlar mı? Bugüne değin ÇED olumlu kararına dayanılarak uygulanan ve çevre tahribatına neden olan proje sayısı az mı? Türkiye, ne yazık ki, sahtekârlığın, hakkı olmayanı gasp etmenin, kurallara uymamanın ve devleti kandırmanın açıkgözlük/işbilirlik sayıldığı, takdir gördüğü, en azından göz yumulduğu bir ülke. Bu durumda siz Gerze’de, Yaykıl’da yaşıyor, geçiminizi tarımcılıkla, balıkçılıkla sağlıyor olsaydınız ne yapardınız?”
Koordinatör Aksoy endişeye yer olmadığını söylüyor. “Halka, çevreye zarar verecek, hukuksuz bir iş yapamayız, garanti veriyorum” diyor. Aksoy’a göre, Türkiye’nin en fazla göç veren illerinden biri Sinop’taki anketler halkın çoğunluğunun santrale karşı olmadığını gösteriyor. “Halkın yüzde 65’i santralı istiyor” diyor. İstemeyenlerin tepkilerinin de yanlış bir algıdan kaynaklandığını söylüyor. “Otuz-kırk yıl önce yapılmış santraller var. Halkımızın aklında o santraller var. Biz en modern tesisleri kurup santral nasıl yapılır, Türkiye’ye göstereceğiz.”
Umarım Aksoy haklıdır.
Türkiye’nin sahtekârlığı, hakkı olmayanı gasp etmeyi, kurallara uymamayı ve devleti kandırmayı açıkgözlük değil ahlaksızlık sayan şirketlere olan ihtiyacı elektrik ihtiyacından büyüktür. Bu ahlaki boyut bir tarafa, enerji projeleri arasında kömür santralları yöre halklarının en çok tepkisini çekenlerdir. Anadolu Grubu’nun halkı ikna edip yapacağı modern bir santral yol açıcı olacaktır.