Tekzip Arapça ‘Kizb’ kelimesinden geliyor. Sözlük anlamı ‘yalanlama, yalan olduğunu söyleme’ şeklinde.
Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Haydar Koçaker, Ankara’da iki mahkemeden karar alarak, Ilısu baraj projesi konusunda yayımladığım iki yazımı yalanladı.
Bu yalanlama gazetemizin çarşamba günkü sayısında çıktı.
Tekzibinin en can alıcı yerinde Sayın Koçaker diyor ki:
“Yazılarınızda ifade edildiği gibi işin ihale edilmeden bir firmaya verildiği iddiası asılsız bir ithamdan öteye bir mana ifade etmemektedir.”
Bundan ben şunu anladım: “Sen bu (Ilısu) baraj projesi ihale edilmeden bir firmaya verildi, diyorsun ama bu iddian asılsızdır, yalandır.”
İhalenin ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama yine sözlüğe bakalım. Arapça ‘Havl’ kelimesinden geliyor. “Artırma veya eksiltme işinde istekliye bırakma” demek.
Halbuki cümle âlem biliyor ki ihale yapılmadı. Bu gerçeği, projeyi ihalesiz bir şekilde bir şirkete tahsis eden hükümetler ile o şirket başta olmak üzere, bütün DSİ camiası, projeyi finanse eden bankalar, projeye karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve hatta çevre halkı bile biliyor. Ben de biliyorum.
Önce Erbakan (1997) sonra Erdoğan hükümeti (2004), hukukiliği tartışmalı kararnamelerle projeyi bir yabancı şirkete tahsis ettiler.
Proje ilan edilip isteklilerden teklif alınmadı. Bir artırma eksiltme işi olmadı. İş, bunlar arasında en uygun teklif verenlere verilmedi. Sözün kısası ihale yapılmadı. Ve bunu herkes biliyor.
Dolayısıyla, şimdi size meydan okuyorum Sayın Koçaker:
“İşin ihale edilmeden bir firmaya verildiği iddiam asılsız bir itham değil, gerçektir” diyorum. Sizi bunun tersini kanıtlamaya davet ediyorum.
Bu çok kolay. Bana ihale ilanını yollayın. İhaleye katılan şirketlerin listesini, teklif ettikleri fiyatları verin.
Bunu yapın, tekzibe, mahkemeye gerek olmadan gelip sizden özür dileyeceğim.
Yapamazsanız, yani yargıya yolladığınız metinde “kizb” varsa, o zaman özür dileme sorumluluğu size geçecek.