Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kürt açılımı akılsızların akılsızlıklarını, sabırsızların sabırsızlıkların ve ölçüsüzlerin ölçüsüzlüklerin test etmeleri için bir vesile olmaya devam ediyor. Tabii CHP Genel Başkanı Deniz Baykal birinciliği kimseye bırakmayacaktı. Açılıma “hiçbir şey yokmuş gibi” devam edilmesini “hıyanet” olarak tanımladı.
Tersine, ortada bir hıyanet varsa, devam etmekte değil vazgeçmektedir.
Evet, bu fırsat penceresini kapatmak için yarışa girmiş olanlar var. Ama vazgeçmek kavganın eskisinden daha kanlı bir şekilde sürmesini onaylamak olduğu için direnmek lazım. Yaşamakta olduklarımızı, pusuda asker ölümlerini, Meclis’te kavgayı, kalabalıkları kurşunla kontrolü, ırk nefretini ilelebet yaşamaya evet dememeliyiz.
Kürt açılımını siyasi istismar konusu yapmaları Türkiye’deki muhalefet partilerinin ne kadar milliyetçi değil ne kadar ilkel olduklarının göstergesidir.
Bu girişimden vazgeçmenin alternatifi zafer veya huzur değildir. Türkiye’nin ileri, insanları mutlu bir ülke olmasının önündeki en büyük engele takılmak demektir.

IRA?örneğine bakalım
İngiltere’nin bir parçası olan Kuzey İrlanda’da IRA terörü patlak verdiğinde Londra’da siyasi partiler bunu partilerüstü bir konu sayma konusunda anlaştılar. Hiçbir parti konuyu siyasi amaçla istismar etmeyecekti ve etmedi. Etseydi IRA ile anlaşma hiçbir zaman yapılamayacaktı.
Bu arada neden atıldığı meçhul bir kahkahayla “Açılım süreci sona ermiştir” diye beyanat veren DTP milletvekiline de bir sözüm var.
Türkiye’den çok daha gelişmiş bir ülke olan İngiltere’de ateşkes anlaşmasından sonra IRA terörünü sona erdiren anlaşmayı gerçekleştirmek 14 yıl sürdü. Türkçesi: tarafların barışmaya karar verdiği gün ile silahların sustuğu güne kadar geçen zaman 14 yıldır.
Orada da, aynen Tokat’ta olduğu gibi, IRA içinde merkezi dinlemeyen güçler ateşkese rağmen kan dökmeye devam etti.
Ve PKK ile karşılaştırıldığında gaddarlıkta IRA, müftülükte bir sünnet düğünü kadar masumdur.
Türkiye’de bu işin 14 günde başarılacağını sanıp süreci baltalamak isteyenlerin kazdığı ilk çukurlara düşmek olağanüstü bir siyasi cahilliğin ve hamlığın göstergesidir.
Bu akıl, sabır ve olgunluk testinde sınıfta mı kalacağız? Belki. Bazıları beyanat verecek, bazıları ölecek, bazıları gözyaşı dökecek, bazıları ceplerini dolduracak.
Ama sonunda geleceğimiz nokta aynıdır: Bir başka zamanda bir başka açılım süreci. Çünkü bu kavga silahla ne kazanılabilir ne kaybedilebilir.
Kazanılabilir sananlara eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın bir lafını yinelemek isterim: Düzenli ordular yendikleri zaman kazanırlar, düzensiz ordular yenilmedikleri zaman.
Tanrı Türkü akılsız Türklerden korusun.