Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Usanmış bıkmıştınız. Gözünüz aydın. Dünya ekonomik krizden çıkıyor, onunla beraber Türkiye de.
Bunu nerden anlıyoruz? Demir-çelik ve petrol fiyatlarının tırmanışa geçmesinden.
Geçen hafta petrolün varili 87 dolara çıktı. Bu geçen ekimden bu yana petrolün ulaştığı en yüksek seviye. Uzmanlar, tırmanışta küresel ekonomik toparlanma ve bu toparlanmanın devam edeceği beklentisinin rol oynadığını söylüyorlar. Buna bakarak krizden önceki gibi üç rakamlı petrol fiyatlarına uzak olmadığımızı öngörüyorlar.
Oysa ne güzel yedi sekiz aydır petrol ne üreticileri ne de tüketicileri fazla üzmeden 70-80 dolar aralığında dolanıp duruyordu.

Aynı paradoks
Petrol fiyatları ilk defa 100 dolar/varili 2008 ocağında gördü. Aynı yılın temmuzunda 147 dolarla zirve yaptı. Aralıkta ise 32 dolara yuvarlandı. Geçen hafta petrol 87 dolar civarında muamele görüyordu.
Burada ilginç bir paradoks var: Petrolün fiyatını yükselten, global ekonominin iyiye gitmesi ve gitmeye devam edeceği beklentisidir. Ama petrol fiyatları bu beklentiyle yükselirse iyileşme yavaşlayabilir veya durabilir. Ve global kriz sona ermez.
Aynı paradoks kısmen demir-çelik ve cevher için de geçerlidir.
Kriz döneminde dünya demir-çelikte ciddi bir kapasite düşüşü yaşadı. Aylık üretim 120 milyon tonlardan 85 milyon tonlara indi.
Çin ve kalkınmakta olan ülkelerin yarattığı talep geçen yılın ortalarından itibaren spot piyasalarda cevher ve hurda (ve kömür) fiyatlarını yukarı çekmeye başladı.

Aşırı açgözlülük
Yükselme eğilimi devam ediyor. Çin teslimi cevher fiyatları Mayıs 2009’da 40-50 dolar aralığından ay başında 129-156 dolar aralığına yükseldi.
Citigroup analistlerinin tahminlerine göre, çelik üreticilerinin hammadde masrafları 2010’un ikinci yarısında 125-160 dolar/ton aralığına yükselecek. Artışın yarıdan fazlası demir cevherinden kaynaklanacak.
Petrol ve temel endüstriyel hammaddelerin, özellikle demir ve bakırın tırmanması enflasyonu yukarı iterek merkez bankalarını faiz yükseltmeye zorlayabilir.
Aşırı açgözlülük ile aşırı temkinin cebelleştiği bir geçiş dönemindeyiz. Açgözlülük yenecek (çünkü her zaman yener) Bilmediğimiz şu: Krizi bu kriz sona erdikten sonra mı yaşatacak, ermeden mi?