Devlet neden doğru iş yaptıramıyor? Soruyu soran devlette 33 yıl murakıplık yapan, mesleğinin son yıllarını bu işin en üst seviyesi sayılan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nda geçiren Hıfzı Deveci.
Aslında soruyu sorması değil cevabını vermesi gerekti. Çünkü birkaç yıl önce emekli olana kadar sayısız kamu yatırımı denetledi. Ama, diye yazıyor emekli olduktan sonra yayımladığı anı kitabında(*), sorunun cevabını İngiliz eski Başbakanı Margaret Thatcher’e danışmanlık yapan bir ekonomi profesöründen öğrenmiş. Ne yazık ki adını vermiyor.
Profesörün savı şu:
Harcanan parayla bu paranın sahipliği arasında bir ilişki var.
Bir, kendi parasını başkası için harcayanlar var. Bunlar kaliteye değil fiyata önem verirler.
İki, başkasının parasını kendisi için harcayanlar var. Bunlar için fiyat değil kalite önemlidir.
Üç, kendi parasını kendisi için harcayanlar var. Bunlar için hem fiyat hem kalite önemlidir.
Dört, başkasının parasını başkaları için harcayanlar var. Bunlar ne kaliteye ne fiyata önem verirler.
Tehlikeli bir ‘çözüm’ önerisi
Deveci’nin düşüncesine göre devlet, bu son kategoriye giriyor.
“Devletin parası onu harcayanlar, yani memurlar için, ‘başkasının parasıydı,’ bu yüzden o parayla pazara çıktıklarında kaliteye de fiyata da zerre kadar önem vermiyorlar, devletin zararı işte bu noktada ortaya çıkıyordu,” diye yazdı.
Çözüm, diyor, devlet parası harcayan memurun kendini o paranın gerçek sahibi gibi hissetmesi ile çözülebilir.
Bu çok tehlikeli. Memur “gerçek sahibi” gibi hissederse bu defa parayı harcamak yerine cebine atma eğilimine girebilir. Daha doğrusu, zaten var olan bu eğilim güçlenebilir.
Deveci kariyerinin birkaç yıl dışında tamamını Bayındırlık Bakanlığı’nda geçirdi. “Herhangi bir inşaatın sorunsuz tamamlanmış olduğunu görebilseydim Hz. İsa’nın kör adamı iyileştirmesine eş bir mucizeyle karşılaşmış gibi şaşacaktım,” diye yazıyor. “Otuz yıl içinde böyle bir şaşkınlık yaşamadım.”
Türkiye’de devletin neden doğru dürüst çalışmadığını, vatandaşı ile arasının neden bu kadar bozuk olduğunu Deveci’nin kitabından daha iyi anlatan bir kitap görmedim.
Türk kamu idaresinin gerçek yüzünü görmek isteyenlere bu eseri şiddetle tavsiye ederim. Başta, AKP’ye. AKP iktidara yeni geldiği yıllarda kamu reformuna soyunmuş ama çarçabuk vazgeçmişti. Herhalde, “benim adamlarımla dolu olduktan sonra istediği kadar bilgisiz, hantal, müsrif, ehliyetsiz, şarki olsun,” demiştir.
Bir Avuç Hayat Tozu Bir Tutam Devlet Gölgesi/ Hıfzı Deveci/ Destek Yayınevi