Geçen hafta yayımladığım “Gül’e Doğaya Arka Çık Çağrısı” başlıklı yazımda Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu sözcüsü Seba Çobanoğlu’nun Cumhurbaşkanı’ndan cevap alması için altı defa mektup yollaması gerektiğini yazmıştım.
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı tarafından arandım. Konu Cumhurbaşkanı tarafından incelettirilmişti. İddia edildiği gibi gönderilmiş altı mektup yoktu.
Cumhurbaşkanı çevreye duyarlı idi ve çevre konusunda aldığı bütün mektupları incelettiriyordu. Nitekim o gün kendisini ziyarete gelen kaymakamlardan çevre konusuna özellikle titizlik göstermelerini istemişti.
Ardından Başdanışmanlık’tan bir mektup aldım. *
Özetle, Cumhurbaşkanlığı’na haftada ortalama 800 başvuru ulaşmaktaydı. Bunlar bir birim tarafından incelenerek tasnif edilmekte ve gerekli işlemler yapılmaktaydı.
‘Kayıp’ mektupları
Çobanoğlu’nun şikâyeti de Çevre ve Orman Bakanlığı’na yollanmıştı. Alınan cevap Çobanoğlu’na iletilmiş o da Cumhurbaşkanı’na bir teşekkür mektubu yollamıştı.
Bu iki mektuptan dışında Cumhurbaşkanlığı kayıtlarında Çobanoğlu tarafından gönderilen başka bir başvuru yoktu. “Bu sebeple, Cumhurbaşkanına altıncı müracaattan sonra konuyla ilgilenildiği iddiası ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yeterli ilgiyi göstermediği iması gerçekle bağdaşmamaktadır.”
Çobanoğlu “kayıp” mektupları şöyle açıkladı:
Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde (http://cankaya.gov.tr/) “Cumhurbaşkanına Yazın” adlı bir ibare var. Bunu tıkladığınızda karşınıza Cumhurbaşkanı’na mail yollayabileceğiniz bir sayfa çıkıyor.
Çobanoğlu mektuplarını Gül’e bu yolla yollamıştı.
Mesajlar doğrudan Cumhurbaşkanlığı’nın sayfasına yazıldığı için yollayıcıda herhangi bir kayıt bırakmıyordu.
Belki, başka kurumların yaptığı gibi Cumhurbaşkanlığı, dilekçe sahibinin e-mail adresine otomatik olarak “Dilekçeniz alınmıştır” şeklinde dönse göndericilerin elinde bir kayıt bulunur. Bu tür anlaşmazlıklar ortadan kaybolur.
Ama bundan daha önemli bir şey var.
Hükümet nerede baraj yapıyorsa orada çevreciler ve çevre halkıyla çatışma halindedir.
‘46 santral yapımı söz konusu’
Enerji Bakanı Taner Yıldız geçen hafta sonu Kayseri’de “Şu anda 46 santral yapımı söz konusu ama 46’sına da itiraz var” diyerek bunu teyit etti.
Bunun birkaç ana nedeni var. Birincisi, hükümetin çevre halkını ikna etmek gibi bir çaba içinde olmamasıdır. Bir diğeri, baraj ve santral inşaatlarında Dünya Bankası’nın ve diğer uluslararası kuruluşların getirdiği kurallara uyulmamasıdır.
Bir üçüncü neden, birçok inşaatın, “Çevre Etki Değerlendirilmesi” gerçekleştirilmeden, özensizce, çevreye zarar vererek yapılmasıdır. Bir dördüncü neden, devede kulak misali, enerji üretimi karşılığında eşsiz doğa parçalarının duyarsızca tahrip edilmesidir.
Bu konuda Türkiye’n ihtiyacı olan şey, Cumhurbaşkanı’nın halktan gelen şikâyetleri o şikâyetlere neden olanlara yollaması değildir. Enerji ve çevre konusunu yerini modern dünyanın gerektirdiği politikaların ve yöntemlerin lehinde almasıdır.
Bunu ondan biz değil çocuklarımız istiyor. Ve çocuklarımızın çocuklarının çocuklarının çocukları.
Sayın Metin Münir
“Gül’e ‘Doğaya arka çık’ çağrısı” başlıklı yazınızda adı geçen kişinin Sayın Cumhurbaşkanımızdan cevap alması için altı defa mektup yollaması gerektiğinin ileri sürülmesi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın konuya ilgi göstermediğinin ima edilmesi sebebiyle aşağıdaki hususların açıklanmasında yarar görülmüştür.
Yuvarlakçay Platformu adına Sn. Seba Çobanoğlu’nun 19/12/2009 tarihinde elektronik posta ile ilettiği dilekçesinde, planlanan hidroelektrik santralinin çevreye zarar vereceği belirtilerek konunun araştırılması talep edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığına haftada ortalama 800 başvuru ulaşmakta, bunlar Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından görevlendirilen bir birim tarafından incelenerek tasnif edilmekte ve gerekli işlemler yapılmaktadır.
Anılan dilekçede yer verilen şikâyetle ilgili olarak yetkili kurumlarca çeşitli vesilelerle açıklamalar yapılmasına rağmen, çevre konusunda son derece duyarlı olan Sayın Cumhurbaşkanımızın daimî direktifleri doğrultusunda adı geçenin şikâyeti Çevre ve Orman Bakanlığına iletilerek konu ile ilgilenilmesi istenmiştir.
Adı geçen kişi, Platform adına ilettiği ikinci dilekçesinde, yaptıkları başvuruya Genel Sekreterliğimiz kanalıyla yapılan işlem ve verilen cevap için Platform adına Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerini iletmiş ve uygulanmasında kamu yararı görmedikleri bütün projelerin uluslararası kurullar tarafından değerlendirmeye alınması yönünde ilgili kamu kurumlarına gerekli emri vermelerini talep etmiştir.
Bakanlıklarımızın ve ilgili kurumlarımızın Anayasal ve yasal statülerinin tartışılması anlamına gelebilecek böyle bir talebin, Cumhurbaşkanlığının Anayasa ile belirlenmiş özel konumu da dikkate alındığında, yerine getirilmesine imkân bulunmadığı açıktır.
Diğer taraftan, sözü edilen alanda yapılacak santral ile ilgili imar planlamasının Özel Çevre Koruma Kurulu tarafından onaylandığı, proje uygulaması ile ilgili tüm çalışmaların bu Kurumca sürekli olarak denetlendiği, verilen izinler ve yasal çerçeve dışında bir uygulamanın olmadığı yönünde ilgili mercilerden bilgi alınmıştır.
Kayıtlarımızda adı geçen kişi tarafından gönderilen başka bir başvuruya ise rastlanmamıştır. Bu sebeple, Cumhurbaşkanına altıncı müracaattan sonra konuyla ilgilenildiği iddiası ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yeterli ilgiyi göstermediği iması gerçekle bağdaşmamaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı