Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İnsanın çektiği, nedeni bilinmeyen, çoğu zaman çaresi olmayan, dertlerden biri kekemeliktir.(*)

Dünya nüfusunun büyüklerde yüzde biri, çocuklarda yüzde dördü kekemedir, tahminlere göre.

Roma İmparatoru Claudius, feylesof Aristo, şair Virgil, hatip Demostenes, Charles Darwin, genç Winston Churchill, Marilyn Monroe, Fransız İhtilali’nin önde gelen kişilerinden Camille Desmoulines kekeme idi.

Yürek burkan öyküsünü geçen sene The King’s Speech (Zoraki Kral) filminde izlediğimiz İngiliz Kralı VI George da.

Haberin Devamı

Büyük bir olasılıkla, Musa Peygamber de konuşma özürlü idi. “Konuşması ağır” ve “Dudakları sünnet edilmemiş” olarak tarif etti kendini. Tarihçiler, bundan, Yahudilerin peygamberinin kekeme olduğu sonucunu çıkardı.

Bazı kekemeler sadece ana dillerinde kekemedirler. Amerikalı ünlü romancı Henry James İngilizceyi kekeleyerek, Fransızcayı bülbül gibi konuşur, İngilizcede aksamaya başlayınca Fransızcaya geçerdi.

Şarkı söylerken takılmazlar

Kekemeler hayvanlara ve çocuklara konuştuklarında konuşmaları düzgün ve akıcıdır. Kendi kendilerine yüksek sesle bir şey okuduklarında da. Küfrettiklerinde de. Şarkı söylerken de hiçbir kelimeye takılmazlar.

Bir zamanlar Birleşmiş Milletler’in en ünlü çevirmenlerinden olan George Vassiltchikov bildiği bütün dilleri (Rusça, Fransızca, İngilizce ve Almancayı) kekeleyerek konuşurmuş önünde mikrofon olduğu zamanlar hariç.

Kekemelere en çok isimler, fiiller ve sıfatlar, nispeten uzun kelimeler ve cümlelerin ilk kelimeleri sorun yaratır.

Yakın zamanlara kadar konuşma bozukluğunun fiziki nedenlerden kaynaklığına inanılmaktaydı.

Kendisi de kekeme olan feylesof Aristo, kekemeliğin “olağan dışı kalın ve sert” dile sahip olanların sorunu olduğunu sanıyordu. Bu tür diller yavaş hareket ediyor, “muhayyilenin süratine” ayak uyduramıyordu.

İkinci Yüzyıl’da yaşayan Yunanlı hekim Galen’e göre kekemelerin dilleri gereğinden fazla soğuk ve ıslaktı.

‘Dilin buzu şarapla çözülür’

İngiliz Feylesof Francis Bacon da aynı düşüncede idi. Dilin “buzlarını çözmek” ve daha hızlı hareket etmesini sağlamak için sıcak şarap salık veriyordu.

Haberin Devamı

On Dokuzuncu Yüzyıl’da, Alman doktor Johann Dieffenbach dil adalelerinin bir parçasını ameliyatla almanın kekemeliği geçireceği fikrini sattı. Kekemeliği cerrahi müdahale ile tedavi etmeye başladı. O zamanlar uyuşturucu olmadığı için bu ameliyat olağanüstü can yakıyor, hatta, bazen, ölüme bile neden olabiliyordu. Bir işe de yaramıyordu. Buna rağmen kıta Avrupa’sının birçok ülkesinde, İngiltere’de ve ABD’de bu yıllarca yaygın olarak kullanıldı.

Gel zaman git zaman, konuyla uğraşanlar kekemeliğin fiziki nedenlerden değil hatalı nefes alıp vermekten ve konuşma organlarının yetersiz kullanılmasından meydana geldiğini düşünmeye başladı.

YARIN: MARILYN MONROE KAÇ DEFADA “ITS ME, SUGAR” DİYEBİLDİ?

Kekemelikle ilgili yazılarımı New York Review of Books’ta çıkan bir yazıdan özetledim. Çocukluğunda kekeme olan Francine du Plessix Gray tarafından yazılan yazı, kekemelik konusunu işleyen yedi kitabı konu almış.
http://www.nybooks.com/articles/archives/2012/apr/26/paralysis-stuttering/