Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Baraj ve santral lisansları fırsatçılar ve vurguncular için milyar dolarlık bir kazanç kaynağı haline geldi.
Bu konuları çok iyi bilen bir işadamına göre, lisanslar üç milyar dolarlık bir rant pastası oluşturuyor.
Vurgunun müsebbibi suiistimale açık bir lisans düzeni kuran ve sürdüren Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK ve dolaylı olarak onun patronluğunu yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’dır.
Lisans işinin diğer ayağını da Çevre Bakanlığı ve ona bağlı devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü meydana getiriyor.
Enerji Bakanı Taner Yıldız geçenlerde yaptığı bir konuşmada enerji sektöründeki spekülatörleri çantacı olarak isimlendirdi ama tanımlamadı. Onu ben yapayım.
Çantacı, akarsulardan elektrik elde etmek üzere devletten baraj ve santral lisansı alan ama yatırım yapmaya ne gücü ne de niyeti olan kişidir.
Amacı, elindeki lisansı gerçek yatırımcıya satmak ve havadan para kazanmaktır.
Bunu mümkün kılan, EPDK ile DSİ’nin kurduğu lisanslama sisteminin gerçek ile sahte yatırımcı ayırt edecek bir süzgece sahip olmaması, vurgunculuğu kolaylaştırmasıdır.
Lisans bedelleri gülünç derecede düşüktür. 1 MW santral için talep edilen para 11 liradır. Bu en küçük santral için biçilen bedeldir. Ama en büyük santralın fiyatı da yüksek değil. Hovarda gönlünüz 1000 MW üzerinde bir santral çektiyse 275 lira yeter.
Karaborsada, ama, fiyatlar uçuyor.
“Nereye kadar?” diye sordum sektörün kıdemli bir yatırımcısına.
“Elektrik fiyatı 15 sent iken bir MW için 250.000 dolar ödeniyordu. Yüz MW için fiyat 25 milyon dolar idi” dedi. “Kim kime ne tutturabilirse.”
11 liraya alınan bir lisansı 250.000 dolara satmak herhalde dünyadaki en kârlı iş olmalı.
AkfenHES Yatırımları ve Enerji Üretimi A.Ş. Genel Müdür’ü Saffet Atıcı şirketin 20 lisansa 60 milyon dolar ödediğini söyledi.
“Lisansların hepsini devraldık” dedi Arıcı. “Bizim sıfırdan geliştirdiğimiz proje olmadı çünkü her şey şekilde sahiplenilmiş vaziyetteydi. Bazı insanlar uyanık davranıyorlar, bir şekilde lisansı alıyorlar. Kendilerinin yapma niyeti yok. Kredi bulmaları, sermaye aktarmaları zor. Bizim gibi kuruluşlar topluyorlar. Sabancı, Zorlu da aynı şeyi yapıyor.”
Piyasa kaynaklarına göre, bu güne kadar EPDK’nın dağıttığı 600 civarındaki hidroelektrik santralı (HES) lisansının yüzde 90’ı çantacıların elindedir.
Lisansların spekülasyonculara satılarak bir aracı sınıfın yaratılması gerçek yatırımcının önünü kesmekte, maliyetini artırmaktadır. Bu da elektrik fiyatlarına yansımakta, sonuçta hükümetin yarattığı vurguncuları halk finanse etmektedir. Aslında, Haziran 2003’te, AKP’nin iktidara gelmesinden bir yıl sonra ortaya çıkan bu rant düzenini bozmak o kadar zor değil. Şöyle:
EPDK ve DSİ başvurucudan lisans bedeli dışında bir de teminat mektubu alıyor.
Teminat mektubu para değil paranın ödeneceğinin taahhüt edilmesidir.
Şöyle çalışır: Banka çantacıya DSİ ve EPDK’ya verilmek üzere bir mektup sunar. Der ki (mesela) “Bay Çantacı eğer bir yıl içinde taahhüt ettiği yatırıma başlamazsa ben kefilim, bir yılın hitamında onun yerine, teminat mektubunda yazan bir milyon lirayı kayıtsız şartsız size ödeyeceğim.”
Düzenini bu teminat mektupları ayakta tutuyor. Çantacıların çoğu, doğal olarak, taahhütlerini zamanında yerine getirmiyor. Ama EPDK ve DSİ bunların taahhütlerini yakmak yerine lisans sürelerini uzatıyor.
EPDK’dan aldığım bilgiye göre, bu güne kadar sadece beş lisans iptal edildi. Süre uzatmalar ise sayısızdır. Ve absürd derecede ucuzdur. Bir MW’lık santralın lisansını bir yıl uzatmak için beş buçuk lira yeter. İki mısır parası.
Spekülatör bir defa lisansı aldı mı yatırım yapmadan yıllarca uzatabilir. Mevzuat buna göre kaleme alındı. “Eğer EPDK ve DSİ birkaçının teminatını yaksa, gerisi sapır sapır düşecek” dedi kıdemli yatırımcılardan biri. “Piyasa parazitlerden temizlenecek. Gerçek yatırımcılar ortada kalacak.” Neden bu yapılmıyor? Piyasada dolaşan laf bu işten nemalananların sadece çantacılar olmadığıdır. Bu pastadan pay almak istiyorsanız elinizi çabuk tutmanız gerekecek. EPDK’dan aldığım bilgiye göre, dağıtılan 600’e yakın lisansın yanında 300 “inceleme ve değerlendirme” ve “başvuru” aşamasında talep var. Geriye fazla bir şey kalmadı.