Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen akşam Başbakan’ın Ulusa Sesleniş’ini dinlerken, kendi kendime dedim ki, “Şimdi yerinden kalkacak, önündeki kâğıtları kaldırıp masaya vuracak ve ‘Eh yetti be, biraz da başkaları ulusa hitap etsin’ diyerek hışımla çekip gidecek.”
Onu hiç böyle görmemiştim.
Yüzünde yorgun ve bezgin, takatinin son katresinde bir adam ifadesi vardı. Sesi kısılmıştı. Sanki gözlerinin feri sönmüştü. Göz kapaklarının altında torbalar oluşmuştu.
Ama yerinden kalkmadı tabii. Konuşmasını bitirdi.
Politik hayatımızdaki hiddet ve sürekli uçta olma halinin birçok nedeninden biri, siyasi liderlerin dinlenmeyi, tatil yapmayı bilmemeleri, kendilerine kaliteli zaman ayırmamalarıdır.
Siyaset domuz gribi gibi geçicidir ama Türkiye’deki siyasi liderler için değil. Onlar emekliliği olmayan bir memuriyetin, kronik bir saplantının, kör bir inadın müstahdemleridir.
Bu inat onların hayatlarını teslim alıyor, onlar da ülkenin hayatını. Erdoğan yeteri kadar dinlenmiyor ve bu onun tavrını ve performansını etkiliyor. Yetersiz dinlenme insanın düşünme yeteneğini zayıflatır, strese karşı dayanıklılığını zedeler, duygularını kontrol edebilmesini zorlaştırır ve bağışıklık sistemini bozar.
Araştırmalar gösteriyor ki beyin yorgunluğun etkilerini yok etmeye daha çok enerji ayırmak zorunda kaldığında daha az etkin çalışır. Konsantrasyon zayıflar, hafıza bozulur. Sorun çözme yeteneği hasar görür.
Kronik yorgunluk ve uyku eksikliği beyni katı düşünme kalıplarına hapseder, bu da yeni sorun çözme fikirleri üretmesini zorlaştırır.
Amerika’da başkanlığa, İngiltere’de başbakanlığa ait hafta sonu mekânları vardır. Şehirlerden uzak, doğada, büyük ve sessiz bir arazi içindeki bu mütevazı malikâneler sık sık dinlenme amaçlı olarak kullanılır. Eminim başka ülkelerde de böyle yerler vardır.
Bizde de olmalıdır.
Dinlenme olmadan demokratikleşme olmaz.
İnsan başbakan bile olsa eşinin elini tutup çıplak ayaklarla çimenlerde yürümeli, çocuklarla uzun ve sağlıksız kahvaltılar yapmalı, gece ayaklarını şömineye uzatıp alevleri seyretmeli ve hayatın sığ siyasi çekişmelerden ibaret olmadığını hatırlamalıdır.