1860’lara kadar Almanya gevşek bir şekilde birbirine bağlı yüzlerce prenslikten meydana geliyordu.
Başkenti Berlin olan Prusya bu birliğin en güçlü üyesiydi. 1862’de Otto Von Bismarck (1815-1898) şansölye oldu ve “kan ve demir”le prenslikleri birleştirerek Avrupa’nın en güçlü ülkesini yarattı.
Birleşmeyi meydana getirmek için Bismarck üç ülkeyle savaşmak zorunda kaldı. Önce Danimarka’yı yendi ve Almanca konuşulan iki prensliği ondan kopardı. Ardından Alman dünyasında Prusya ile rakip olan Avusturya’nın sırası geldi. Avusturya zaferi Prusya ile Avrupa’daki en büyük rakibi olan Fransa arasındaki tansiyonu yükseltti. Fransa, Prusya’nın yükselişinin Avrupa’daki güç dengesini değiştireceğinden endişe etmeye başladı. Bismarck, Fransa’yı zararsızlaştırmak için birtakım entrikalarla savaşa zemin hazırladı. İki ülke 1870’de karşı karşıya geldi. Almanlar Sedan ve Metz’de Fransız ordularını ezdi. Fransız İmparatoru Napoleon III esir düştü. Alman ordusu Paris’i sardı.
Yenik Fransa Almanya hududunda bulunan Alsace ve Lorraine eyaletlerini Prusya’ya vermek zorunda bırakıldı ve ağır savaş tazminatına mahkum edildi. Alman Birliği ilan edildi ve Alman Kralı William, hakaret gibi, Fransız monarşisinin ve ulusal birliğinin sembolü sayılan Versay Sarayı’nda imparator ilan edildi.
Bismarck’ın yaptığı en büyük hata Fransa’yı dize getirdikten sonra bu şekilde küçük düşürmek, aşağılamak ve gururunu kırmak oldu. Fransa Avrupa’da Almanya’nın en amansız düşmanı haline geldi.
Bismarck yirmi sekiz yıl şansölyelik yaptı ve güç elinde bulunduğu sürece akıllı bir denge politikası izleyerek Avrupa’da barışı korudu. O devrildikten sonra Almanya dış politikada saldırganlaştı. Birinci Dünya Savaşı patlak verdi ve ABD ve Avrupa devletleri Almanya’ya karşı birleşerek onu yerle bir etti.
Sekiz milyondan fazla askerin öldüğü savaştan sonra aşağılanma ve burnu yere sürtülme sırası Almanya’ya geldi. Savaşı sona erdiren ve Almanya için ezici hükümler içeren anlaşma Alman Birliği’nin ilan edildiği Versay Sarayı’nın Aynalı salonunda imzalandı. Almanya Alsace ve Lorrain’i Fransa’ya geri verdi ve belini büken tazminatlar ödemeye ve aşağılayıcı koşullar kabul etmeye zorlandı.
İkinci Dünya Savaşı Almanya’nın kendini bu aşağılayıcı durumdan kurtarıp intikamını almaya çalışmasının sonucudur.
Türkiye’de Ergenekon ve benzeri davalarda taraf olanların Bismarck’ın yaptığı büyük hatadan öğrenecekleri var. Güçlü olan mücadeleyi kazanır. Hem güçlü hem akıllı olan kazandıktan sonra yenilgiye uğrattığını küçük düşürmez, aşağılamaz, gururunu kırmaz.
Kırarsa bir gün kendini yendiğini sandığının yerinde bulabilir.