“Havası soğuk, insanı sıcak memleket” diye tanımlıyor yöre halkı burayı. Namıdiğer “Dadaşlar diyarı” Erzurum, Doğu Anadolu’nun tarihi ve kültürüyle zengin şehri. Kışın Palandöken Kayak Merkezi ile ünlü olan Erzurum, şimdilerde özellikle Doğu Ekspresi ile gidenlerin de favori mola yeri. Doğu Ekspresi ile gidenler ya Ankara'ya gidip oradan biniyor trene ya da Erzurum'a uçakla giderek burada bir gün kalıp ardından trenle Kars'a geçiyor. Ben henüz bilet bulamadığımdan Doğu Ekspresi ile tanışmadım. Fakat kışıyla meşhur Erzurum'da dolu dolu bir hafta geçirdim. Öncelikle kış mevsimi, turizm açısından önemli olduğu için otelinizi gitmeden ayarlamanızı tavsiye ederim. Otel sayısı oldukça fazla ve üniversitenin konuk evleri de alternatif kalacak yerlerden biri olduğunu belirtebilirim. Otele yerleştikten sonra soluğu kayak pistinde alanlar da var, önce şehir gezisine çıkanlar da. Biz ikinci kategorideyiz. Önce şehrin yolunu tuttuk.
Nerede Kalırım?
Gezi planı yapılırken ilk soru genelde bu oluyor. Erzurum’da bu soruya cevap bulmak oldukça basit. Şehirde kalmak için çok fazla otel, öğretmen evi, pansiyon ve üniversitenin konuk evi var. Bütçesi uygun olsun sadece yatmak için kullanacağım, şehir
Asgari ücret arttı artmasına da herkeste bir söylem: “Eeeee ne oldu yani şimdi kârda mıyız, işverene maliyet nedir, AGİ ne oldu? “ Asgari ücret 7 milyondan fazla çalışanı doğrudan ilgilendirirken aslında Asgari Geçim İndirimi(AGİ)’nden işsizlik maaşına, borçlanmadan primlere, işverenden iş arayana kadar tüm Türkiye’yi etkiliyor. Asgari ücret brüt 2.558 TL net 2.020 TL oldu. Dolayısıyla işverene maliyet de arttı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan hem de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak işverenler içinde önemli teşvikleri açıkladı. İşte size rakamlar;
ASGARİ ÜCRET HESABI
Brüt ücret 2.558,40
SGK primi 358,18
Hepimiz alışveriş çılgını olduk çıktık. Efsane Cuma indirimi, uzun gece indirimi, yılbaşı indirimi, sevgililer günü indirimi, anneler günü indirimi.... Arada atladıklarım ya da önümüzdeki yıl için yeni gün keşifleri de yapılıyordur muhtemelen. Mağazaların camları, reklamlar, anonslar da indirim diye bağırıyor. Öyle ki insan ihtiyacı olmasa bile "evet evet indirim ne de olsa" diye göz atarken bir bakmışsınız kredi kartı almış başını indirimin peşinden gitmiş. Tutabilene aşk olsun. Her yer öyle davetkâr ki bu indirimlerle alışveriş yapmak için oturup ayrıca mesai harcamak gerekiyor.
Ekonomide altın anahtar talep-arz meselesidir. Biz ne kadar tasarruf diye bağırsak da birileri bu talep ve arz meselesi için kafa patlatıyor ve tüketiciyi nereden yakalayacağını da çok iyi biliyor. Geçenlerde ünlü bir firmada çalışan arkadaşımla da bu konuyu konuşurken bana şöyle söyledi, "Esasında indirim yok, yüksek gösterilen etiketler tekrar farklı şekilde gösterilerek indirim varmış gibi bir algı oluşturuluyor." Aslında bu taktik yıllardır devam ediyor. Neyse ki artık herkes daha bilinçli.
Peki, Alışveriş Yaparken Nelere Dikkat Etmek Gerekiyor?
Öncelikle bütçeyi kontrol edin. Gelişi güzel
Şimdiki anne babalar eğitimden sosyalleşmeye kadar her konuda bilgi sahibi. Ebeveynler çocuklarını iyi yetiştirmek için türlü kitaplar okumakla kalmıyor psikolojik yardım dahi alıyor. Fakat para ve ekonomi kısmına gelince aileler, parayı nasıl elde ettiklerinin ve kullandıklarının bir çocuk için anlaşılmasının zor olacağını düşündüğünden anlatmaktan çekiniyor ve gerek duymuyor.
Özellikle çevremdeki öğretmen arkadaşlarımdan “şimdiki çocuklar doyumsuz” şeklinde feryatlar duyuyorum. Belki de bunun sebebi ihtiyaç ve para arasındaki ilişkiyi anlatamamak. Birçok ebeveyn “durumumuz iyi harcasın, o bizim yaşadığımızı yaşamasın, paramız varken ona harcayalım, her şeyi olsun, maddi problem varmış gibi düşünmesin, çocuğum kimsenin bir şeyine muhtaç değil” şeklinde düşünüp duygusal davranarak paranın nasıl yönetileceğini öğretmekten kaçınıyor. Bu kaçış, çocukların ihtiyaç duydukları güçlü temeli oluşturmalarına engel oluyor. Dolayısıyla çoğu çocuk paranın nasıl yönetileceğiyle ilgili net bir bilgiye sahip değil. Oysa 3 yaşındaki çocuk bile parayı diğer nesnelerden ayırıyor ve kıymetli olduğunu biliyor.
Çocuklar Ailenin Yansımasıdır
Parayla ilgili her çocuğun davranışı birbirinden
Son yıllarda Türkiye’nin ön plana çıktığı alanlar arasında sağlık turizmi yer alıyor. Bunların başında ise saç ektirme geliyor. Mutlaka Taksim’de ya da Sultanahmet gibi turistik yerlerde gezinirken sizlerde kafası sarılı turistlere denk gelmişsinizdir. Ben sürekli denk geliyorum. Ama bu yıl bu sayının arttığını gerçekten fark ettim ve konuyu merak ettim. Bizim ülkemizi bu konuda nasıl değerlendiriyorlar araştırmaya karar verdim ve yine alanında uzman isimlerin kapısını çaldım. Her yıl saç ekimi konusunda binlerce yabancıyı ağırlayan sağlık turizminin öncü markalarından Hairofistanbul’un kurucuları Mehmet Fatih Akdemir’e ve Adem Köse’ye saç ekiminde seçilen merkezlerden, saç ekme süresine ve saç renklerine kadar merak edilen her şeyi sordum.
İnsanlar hangi nedenlerden dolayı saç ektiriyor?
Gelen herkesin talebi ve beklentisi birbirinden farklı diyebilirim. Dokuz aylıkken saçlı derisi yanan kişiler, 18 yaşında saçlarının büyük bir kısmını kaybedenler, 75 yaşında kendini daha iyi hissetmek isteyenler, yazın havuzda veya denizde kafa derisinin yandığını hissedenler… Bununla ilgili gelen misafirlerden yüzlerce neden çıkarabiliriz. Bayanlar ise yüzde 90 alınlarının daha dar görünmesini
Daha önce 12 Kasım tarihinde kaleme aldığım “Kargo Haklarım Nerede?” yazısının ardından birçok geri dönüş aldım. Öncelikle başka insanların da aynı hataları yapmaması için mail gönderenlere, nasıl dolandırıldığını anlatanlara, mesajlarıyla bana ulaşanlara teşekkür ediyorum. Geri dönüşlerde özellikle bu anlamda dolandırıcılara yer vermemi ve neler yapılabileceği konusunda birçok kişinin bilgisiz olduğu söylendi. Herkes hata yapabilir “beni asla kandıramazlar, böyle şeyler benim başıma gelmez” demeyin. Geliyor. Bende bu doğrultuda dolandırılan yüz binlerce kişi tarafından kapısı çalınan Tüketici Hakları ve Çevreyi koruma Derneği(TÜRÇED) Başkanı Osman İlhan’la röportaj yapmaya karar verdim. Getirilen paketlerde cihaz yerine yiyecek bir şey çıkmasından, en çok yapılan hatalara kadar birçok konuyu Osman beyle ele aldık.
İnternetten alışveriş yapan kişi, kargocunun getirdiği paketten hiç beklemediği bir ürünle karşılaştığında ne yapmalı? Kargo şirketi de bu durumdan sorumlu mu?
İnternet üzerinden alışveriş yapan bir kişi ödemeyi kesinlikle kapıda yapmalı. Ürünü inceleyerek o paketin sipariş verdiği ürün olup olmadığına, ürünün faturasına ve garantisine bakarak ücretini ödemeli.
Yılda bir gün olan 24 Kasım Öğretmenler günü geldi çattı. İnsanın yaşı kaç olursa olsun unutamadığı, hayatına yön vermiş mutlaka bir öğretmeni vardır. Onlar; hayatımızın dönüm noktasında ışık olan kıymetli fedakâr insanlar… Dolayısıyla köşemi bugün onlara ayırmak istedim. Yaşım çok büyük değil, evet ama şu an öğrenci-öğretmen-veli ilişkisine baktığımda sanki aradan asırlar geçmiş gibi geliyor. Örneğin, ben ilkokuldayken öğretmen gözümüzde ulaşılması en güzel ama en zor meslek grubuydu. Bir saygınlığı vardı. Öğretmenin numarasını aile aldığında bile öğrenci kendini özel hissederdi. Öğretmenin öğrencileriyle bir faaliyette bulunması, sinemaya götürmesi bambaşka değeri olan bir ödüldü.
Dün öğretmen arkadaşlarımla bir araya geldim. Biraz eğitim sisteminden biraz da öğrenci veli ilişkilerinden bahsettiler. Benim yaşadıklarımla duyduklarım arasında koca bir asır vardı sanki. Biz ilkokuldayken öğretmenimizi şikâyet ettiğimizde öğretmene hemen azarlanmak yerine öğrencide problem var mı diye önce ona bakılırdı. Veliler öğretmene saldırmazdı. En azından kendi dönemimde veya haberlerde hiç böyle şeylere şahit olduğumu hatırlamıyorum. Şimdi duyduklarıma bakıyorum da her şey ne kadar
Dikkat çekecek bir şey tasarlamanın başlıca özelliği, bir amaca hizmet etmesi ve bu amacın herkes tarafından benimsenmesidir. Bir kafe açarken veya yeni bir işletme kurarken ya da ev dizayn ederken konseptten yemek sunumlarına kadar her şey bir sunum ve pazarlamanın ürünüdür. Küçük detayların dikkat çekmesi bence büyük bir olaydır ve bu durum beni hep etkilemiştir. İzlemeye doyum olmaz, hele herkesin yapabileceği fakat aklımıza gelmeyen o basit dokunuşlar olağanüstüdür.
Kafe gezmeyi sevenler mutlaka denk gelmiştir bu dokunuşlara. Örneğin, gittiğim bir kafede avizenin etrafına dizilmiş çay bardaklarının içine ışık yerleştirilmiş. Kırmızı çay tabaklarının içinde bardakların aydınlatıcı olması kafeye otantik bir hava katmış.
Başka bir kafede ise mutfakta kullandığımız demir rendelerin içine ışıklar yerleştirilmiş. Ben daha önce rendenin bu kadar güzel durduğunu fark etmemiştim açıkçası. Eve gidip rendemi bu şekilde kullanmadım tabi. Ama aklımın bir köşesinde hâlâ duruyor.
Yine başka bir örnek, konserve kutularının etiketini söküp, üstüne çiviyle delikler açıp, içine bir mum koymayı akıl etmek de harika bir fikir. Kimin aklına nasıl geliyor bunlar demeyin.