Bir araştırma, teknoloji bağımlılığının uyuşturucu bağımlılığına benzediğini gösterdiCep telefonunuzu bulamadığınızda paniğe mi kapılırsınız? ‘Sosyal ağ’ınızda arkadaşlarınıza ulaşamıdığınızda hırçınlaşıyor musunuz? Yanıtlarınız “Evet”se, uyuşturucu bağımlısının ya da sigarayı bırakmaya çalışan birininkine benzer yoksunluk semptomlarından musdaripsinizdir.
Haber Daily Telegraph’tan; Maryland Üniversitesi’nin araştırmasına göre artık teknolojik zımbırtılar olmadan yaşayamıyoruz.
Şöyle bir deney yapılmış: Dünyanın dört bir yanındaki 12 üniversitede, yüzlerce öğrenciden 24 saat boyunca televizyon ve radyo dahil hiçbir teknolojik alet kullanmaması istendi. Öğrenciler e-posta, SMS, Facebook, Twitter ve hatta gazeteler; hepsinden 24 saat boyunca mahrum bırakıldı. Deneklerin erişimine izin verilen iki şey, eski moda telefonlar ve ‘geleneksel’ kitaplar oldu.
Ve sonunda ‘Fişi Çekilmiş’ isimli deneyi yapan bilim insanları, gönüllülerde sigarayı bırakmaya çalışanlar ve uyuşturucu bağımlılarında görülen semptomlar olan huzursuzluk, endişe ve izole olma duygusu tespit edildi.
Bu duruma bir isim de bulundu: Enformasyon Yoksunluğu Bozukluğu... Uluslararası çalışmanın İngiltere ayağının
İnternetteki en büyük sosyal oyun ağı olmakla övünen Zynga, Frontier Ville, Mafia Wars, FarmVille gibi on milyonlarca kullanıcısı olan başarılı oyunlarının ardından CityVille fenomeniyle ününe ün, kasasına para katıyor. Bu satırları tuşladığım sırada daha 2 Aralık’ta ‘hizmete giren’ CityVille’ın 72 milyon oyuncusu vardı.
Peki San Francisco’nun Portrero Hill mahallesinde üslenen Zynga’nın karargahı nasıl bir yerdir, Zynga ne yer, ne içer?
* Zynga, kurucusu Mark Pincus’un köpeğinin adı. Maalesef Zynga artık bir ölü olsa da şirketin maskotu olarak yaşamını sürdürüyor; merkezdeki her odada bir resmi asılı duruyor.
* İsteyen köpeğini ofise getirebiliyor. Ofisin her köşesinde bir köpeğe rastlamak mümkün.
* Zynga yalnızca 2010’da 850 kişiyi işe alarak personel sayısını bin 350’ye çıkardı.
Sanal dünya ‘Second Life’, ABD’de grup terapilerinde kullanılıyor. Hastaların daha açık sözlü olduğu sanal terapileri tamamlayanların oranı yüzde 95’i buluyor
Popular Science’ın son sayısında bir haber var; terapistler sanal dünya Second Life’ı hastalarıyla iletişim kurmak için bir araç olarak kullanmaya başlamış.
Terapist Brenda Bryan, öfke yönetimi grubunu ne zaman toplamak istese, hastalarını duygusal patlamaların serpildiğini hatırlatacak bir volkana davet ediyor.
Sanal dünya terapisti Bryan, Missouri’de bir sağlık merkezinde çalışıyor. ‘Avatar terapisi’ adını verdiği yöntem, bildiğimiz terapi uygulamasının sanal bir ortamda gerçekleşmesinden ibaret. Birkaç yıl önce çok popüler olan çoklu oyunculu sanal dünya ‘Second Life’ın kodları kullanılarak yaratılan ortamlar, bire bir ya da grup terapisinde kullanılıyor.
Avatar terapisi popülaritesini ve kredibilitesini her geçen gün artıyor; yüzlerce hasta şimdi sanal terapistlerde derman arıyor.
Yapılan bir araştırma hastaların sanal terapi seanslarında, fiziki seanslardan daha açık olduğunu gösteriyor. Bryan’ın uyuşturucu bağımlılarıyla yaptığı bire bir ancak sanal programları tamamlayanların oranı yüzde 95’ken, fiziki
Şimdiye kadar hiçbir ülke doğrudan siber savaşla ilişkilendirilmese de, internetin şiddetli savaşların patladığı bir cephe olarak kullanıldığı gerçek. İran’ın endüstriyel bilgisayar sistemlerini felç eden Stuxnet virüsünün veya Wikileaks’ı artık ifşa edemez hale getirmeye yönelik siber saldırıların ardında devletlerin olduğundan şüphelenmemiz için birçok neden var.
Pentagon, Silikon Vadisi’nden parlak gençleri ayartarak bilgisayar ağlarının korunması için Siber Komuta diye bir birim kurdu. ABD ordusu tabii ki bir ‘hack’layıcı ordusundan söz etmiyor. Ancak kimse de bu ‘Siber Komuta’ neferlerinin orada durup bir savaş çıkmasını bekleyeceğini düşünmemizi ummasın.
Geliştirme Müdürü Emre Uysal, dijital platformun yeni başlayan 3D yayını ve teknolojisi hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
Herşeyden önce Uysal'ın anlattıkları 3D televizyonlar konusunda tereddüt edenlerin -ki ben de birkaç ay önce tereddütlerimi konu etmiş, sonra bir 3D TV edinmiştim- şüphelerini giderecek nitelikte. "Ne anladım?" Göz atalım...
* Şu an piyasadaki TV'lerde bulunan 3D teknolojisi daha uzun yıllar kullanılacak. Bu yüzden "Daha iyisi çıkınca, onu alırım" diye beklemek, beklemek ve beklemek, yalnızca evde 3D ile tanışmanızı geciktirir.
* Nasıl operatörler 3G hizmeti bile sağlamıyorken, piyasa 3G telefonlarla doluydu, önümüzdeki yıl aynı şeye 3D TV'lerde tanık olabiliriz. Neyse ki 3D TV yayını en azından Digiturk'te başladı ve 3D filmlerin blu-ray'leri bulunabiliyor. 3D blu-ray izlemek için 3D oynatıcı gerekiyor. PlayStation’cılar için bir sorun yok.
* 3D TV sahipleri Digiturk Plus kutularından yerli ve yabancı 3D içeriklere ek bir ücret ödemeden ulaşacak.
* Şu anda Digiturk'teki 3D içeriğin en dikkat çekenleri İz Tv yapımı belgesel üçlemesi. 'Beş İstanbullu Bir İstanbul'da modacı Ümit Ünal, oyuncu Pelin Batu, fotoğrafçı İzzet Keribar, İstanbul tarihçisi Haldun
“Bilgiye erişimin bir insan hakkı olduğuna inanıyoruz... Dünyanın her yerinden erişebilen bedava bir iletişim ağı inşa ediyoruz” diyor yeni bir sivil toplum kuruluşu olan A Human Right.
Dünyanın dört bir yanından 100’ün üzerinde gönüllünün kurduğu AHR, sahibi iflas ettiği için öksüz kalan iletişim uydusu Terrestar-1’i satın alarak, onu yoksullara bedava internet bağlantısı sağlayacak bir platforma dönüştürmeyi hedefliyor. AHR, “Bu Uyduyu Satın Al” kampanyasıyla 150 bin dolar toplayabilirse, hedeflerinde önemli bir aşama kaydedecek. AHR daha sonra ucuz uydu modemler imal edip, onları yoksullara dağıtmayı planlıyor.
Dolandırıcılık amaçlı bağış kampanyalarının aksine AHR’nin internet sitesinde NASA, Bertelsmann Foundation, Deutsche Telekom gibi önemli referanslar yer alıyor Erişimin mahkeme kararıyla engellendiği binlerce internet sitesinin bulunduğu ülkeme, insan hakkı namına bildiriyorum...
KOŞARKEN EKSTRA MOTiVASYON
Benim de kullandığım iPhone uygulaması Nike+ GPS, 3 milyon üyeden oluşan topluluğu benzersiz şekilde birbirine bağlıyor, koşarken motive ediyor, haritada gösteriyor ve izliyor. Uygulama, her koşunun görsel bir haritasını çıkarıyor, koşucunun iPhone’dan hız,
Yalancının mumu, Facebook'a yüklediği fotoğrafın içeriğine göre yanar. İsrail ordusu, koyu dindarım diye orduya katılmayan bin kadının yalanını 'sosyal ağ' sayesinde açığa çıkardı
İsrail'de mecburi askerlik hizmeti, 18 yaşından başlayarak erkekler için üç, kadınlar için iki yıl. Ortodoks yahudi, yani aşırı dindar olduğunu beyan edenlerse askerlikten muaf tutuluyor. İsrail ordusu Facebook yoluyla yaklaşık bin kadının inancı konusunda yalan söylediğini tespit ederek silah altına alınmasını sağlamış. Ordu ajanları, Facebook arkadaşı olduğu bu kadınların alışkanlıkları, sosyal yaşamları konusunda her türlü bilgiyi elde ederek 'yalancı' olduklarını anlamış.
Bir ordu yetkilisi BBC'ye yaptığı açıklamada, askerlikten dini nedenlerle muaf tutulan kadınların bir çoğunun 'uygunsuz' giysiler içindeki, hatta koşer (yahudiler için helal gıda) olmayan restoranlardaki fotoğraflarını bile Facebook'a yüklediklerini söyledi. Çok sayıda kadının yalanı da yahudilerin dinen mütevazi, araçsız, mümkünse elektriksiz ve alkolsüz yaşaması gereken şabat gecesi yani cumaları partilerken çektirdikleri fotoğrafları yükleyince ortaya çıkmış.
İsrail'de kadınların yüzde 35'i koyu yahudi olduklarını gerekçe
Şimdilik 650 milyon dolar hasılatla eğlence sektöründe bu kadar kısa sürede en çok iş yapan ürün olan 'Call of Duty: Black Ops'u üç boyutlu denedik, yazdık...
Aslında çarşıdan almadım; oyunun ithalatçısı Aral denemem için bir tane ‘Call of Duty: Black Ops’ (COD) göndermiş. Diğer gezegenlerde neler döndüğünü bilemediğimiz için şimdilik kainat tarihinin beş günde 650 milyon dolar hasılatla eğlence sektöründe birkaç günde en çok iş yapan ürününü masamda görünce ilgimi çekmedi; mazeretim var, ‘first person shooter’ türünü hiç sevmem.
Yine de oyunun konusu merak uyandırıcıydı. İlk görev genç Fidel Castro'nun öldürülmesi. Buna Küba yönetimi anında tepki gösterdi; Havana'dan yapılan açıklamada "COD'un, ABD'nin katil eğilimlerinin bir kanıtı olduğu" öne sürüldü.
Kayıtsız kalamazdım. Oyunu PS3'üme taktım, elimde 'pad' TV'nin karşısına kuruldum. Aa, bir de ne göreyim, televizyonda "Oyun 3D'dir, TV'nizin 3D ayarlarıyla oynamayınız" mealinde bir yazı belirdi. COD ile ilgili haberlerde oyunun 3D olduğuna ilişkin bir bilgi okumamıştım. Promo diskin üzerinde de 3D notu yer almıyordu. Kalp atışlarım hızlandı, ilk kez bir 3D oyunu doyasıya oynayacaktım. Kutusundan, 3D gözlüğü çıkarıp, düğmesine