EVLi YA DA BEKAR NE FARK EDER?

23 Şubat 2011

Facebook’ta ilişki satüsüne ilişkin veriler kafa karıştırıyor. Ayrılsak dert, evlensek ayrı dert. En iyisi...
CADDE’de dün okudunuz; ‘Breakup Notifier’ (Ayrılık Bildiren) isimli bir uygulama, Facebook’ta ilişki statüsü ‘Evli’ ya da ‘İlişkisi Var’dan ‘Bekar’a dönüşenleri kullanıcısına e-postayla bildiriyor. Bu sayede, kişi gözüne kestirdiği kişiyi tavlayabilmek için operasyona başlayabiliyor.
500 milyondan fazla nüfusu olan Facebook’u milyonlarca kişinin de bir ilişki kurabilmek ‘tek amacıyla’ kullandığını biliyoruz. En büyük fantezisi Facebook’ta çocukluk aşkını ‘bulup götürmek’ olanları da biliriz.
Verilere göz atalım; geçen yıl sonunda Facebook’ta statüsünü bekardan evliye çevirenlerin sayısı 37 milyon, bekardan evliye geçiş yapanların sayısıysa 44 milyon olmuş.
Facebook en azından insanların aşk yaşamlarını kitlelere ifşa etme tarzında bir değişim sağlamış. New York Times’da Noam Cohen’in yazısına göre, bu durum ‘Facebook Offical’ (Facebook Resmen) diye bir tabir türemesine neden olmuş.
Aslında ‘Sosyal Ağ’da Mark Zuckerberg’in de söylediği gibi “Hiçbir kız boynunda ‘bekar’ yazılı bir tabelayla dolaşmadığı için” Facebook hayırlara vesile olmuş denebilir.
Facebook’ta

Yazının Devamı

18’iNDE MASTÜRBASYONLA TANIŞTI 22’SiNDE ‘MiLLi’ OLDU, 85’iNDE...

21 Şubat 2011

Cinsel fantezilerini servete dönüştüren bir adam ya da seks devriminin on yıllar önce sona erdiğini anlamayan bir fosil... Bu, ‘Playboy İmparatoru’ Hugh Hefner’a hangi açıdan baktığınıza bağlı...

Los Angeles’ın Westwood mahallesinde Marilyn Monroe’nun mezarının yanında yer alan son ikametgahını çoktan satın aldı. Ancak daha uzun süre oraya yerleşmeye niyetli görünmüyor. Nisanda 85 yaşına girecek Hugh Hefner, bugünlerde sıra dışı yaşıyor. Temsil ettiği zevk-ü sefa anlayışının aksine gününü pijama içinde nadiren ayrıldığı malikanesinde geçiriyor. New York Times Magazine’e göre, yemeklerinin çoğunu yatak odasında alıyor. Mönüyse krakerler ve cipslerden oluşan bir yelpazede çeşitlilik gösteriyor. Sağ kulağı işitme güçlüğü çekiyor, sırt ağrılarıysa yürürken onu hantallaştırıyor. Yine de yaşına rağmen kıskanılacak bir formda. Malikanesinde kendisiyle yaşayan kızlara odaklanan reality şov ‘The Girls Next Door’ sayesinde popülaritesi tavan yapmış durumda. Viagra sağolsun, cinsel açıdan hâlâ aktif...
‘Hef’, Playboy kızlarına ve kendisine estetik ameliyatlar hediye etmesiyle de ünlü. Gergin, kırışıksız bir boynu var. Derisi, düzenli güneşlenmeyle

Yazının Devamı

GERiLiM

16 Şubat 2011

NOKIA’DA ‘HEYECAN’ DORUKTA
Eski Microsoft yöneticisi Nokia CEO’su Stephen Elop’un şirket çalışanlarına gönderdiği notla Nokia’yı ‘yanan bir platform üzerinde’ konumlandırması geçen haftanın en bomba tekno haberi oldu. “İlk iPhone 2007’de çıktı ve bizim hâlâ iPhone’a yaklaşabilecek bir tecrübemiz yok. Android sadece iki yıl önce çıktı ve bu hafta akıllı telefon piyasasındaki satışlarda liderliğimizi elimizden aldılar. İnanılmaz” diyen Elop, Nokia’da bir devrimi haber veriyordu.
Şimdi Nokia alamet-i farikası işletim sistemi Symbian’ı (sonunda!) terk edip, Windows’a geçmeye hazırlanıyor. Ki Microsoft’u cep telefonu işinde ‘başarılı’ diye tanımlamak da zor. Bence Nokia’nın, bütün yargıları bir kenara bırakıp geleceği garanti olan Android’i göğüslemesi gerek.
Bu arada seçimiyle Microsoft kasasını dolduracak Elop’un, Amerikan şirketinin Nokia içindeki Truva Atı olduğu da yaygın bir dedikodu. Hatta bir gazeteci Elop’a “Truva Atı mısınız?” diye sordu. Elop’un yanıtı netti: “Hayır!”
Dün gözüme çarpan bir haberde de Elop’un 174 bin Microsoft hissesi olduğundan bahsediliyordu.
Nasıl? Gerilim filmi kıvamında değil mi?..

Yazının Devamı

HANGi DiZÜSTÜ?

9 Şubat 2011

Dizüstü alırken ‘hesaplı’olmazsanız, gereğinden pahalı ya da yetersiz bir bilgisayarınız olabilir. Bu büyük alışverişte dikkat etmeniz gerekenler aşağıda...

Karikatürist Selçuk Erdem’in neden MacBook’a geçtiğini pazartesi CADDE’de okudunuz. Doğrusu ben de sekiz ay önce üzerindeki 15 yıllık PC hegemonyasına son vererek Mac’e geçtim. Zırt pırt çökme, 3-5 ayda bir zorunlu format, periyodik mavi hata ekranı beni buna zorladı.
Her neyse şimdi Mac kullanmayı bir İskandinav ülkesinde yaşamaya benzetiyorum; yaşam standardı yüksek ama çok sıkıcı! Her işe muktedir, aynı zamanda uslu ve uysal. Kullanıcısının donanıma müdahalesine sıfır izin. Apple ne derse o! İşte otokrasi...
Her neyse, artık evde, köşede bir PC’nin de elzem olduğunu düşünüyorum.
Hezeyanlarımdan yola çıkarak çip üreticisi Intel’in hazırladığı ‘dizüstü satın alma rehberi’ni, artı, eksi müdahalelerimle paylaşıyorum:
Uygun dizüstü bilgisayarı seçerken işlemci, bellek, ağırlık, aksesuar gibi unsurları dikkate almak gerekiyor. Önceliklerinizi doğru ve net belirleyememek, bütçeyi aşan bazen de yetersiz bir bilgisayar almanıza neden olabilir. Her şeyden önce “Bilgisayarımı ne için kullanacağım?” diye sormak gerekiyor.

VERİ DEPOLAM

Yazının Devamı

OYNAMAYA AZ KALDI

2 Şubat 2011

Diablo, üçüncü macerasıyla dönüyor; Sims, Orta Çağ’a adım atıyor. John Milius’un senaryosunu yazdığı ‘Homefront’ta gördüklerinize inanamayacak, Los Angeles sırlarını ‘L.A. Noire’da çözeceksiniz. İşte yılın heyecanla beklenen oyunları
‘Call of Duty’ serisinin son oyunu ‘Black Ops’ geçen kasımda piyasaya çıktığı gün yalnızca ABD ve İngiltere’de 5.6 milyon kopya satarak 360 milyon dolarlık gelir elde etmişti. Kasım 2009’da piyasaya çıkan ‘Call of Duty: Modern Warfare 2’ ise ilk beş günde 550 milyon dolarlık satış yapmıştı. Yüksek bütçeli filmlerin hasılatlarıyla yarışacak düzeydeki bu rakamlar, oyun sektörünün hacmini göz önüne seriyor. Yılda yaklaşık 50 milyar dolar olan oyun ekonomisi, toplam Hollywood ekonomisini aşmış durumda.
Bu satırları niye mi tuşladım? Kimilerince küçümsenen oyun tutkumu aklamak, “Çocuk musun oynuyorsun bunları?” diye soran anlayışsızları bertaraf etmek, türdaşlarıma cephane sağlamak ve okuyucularımı 2011’in bombalarına hazırlamak için...

DIABLO III
SONBAHAR PC, MAC
Oyuncular her biri kendine has büyü ve yeteneklere sahip beş farklı sınıf (barbar, şaman, büyücü, keşiş, iblis avcısı) arasından seçim yaparak, erkek veya kadın kahra-man yaratabilecek.

Yazının Devamı

ANDROID YAĞIYOR

26 Ocak 2011

TABLET


30 Ocak’ta 869 TL’ye Electroworld’de satışa çıkacak 390 gram’lık reedPAD, Android 2.2 ile çalışıyor. Cihazın kalbinde 1 GHz Cortex işlemci var. İnternete Wifi, bluetooth ile bağlanan reedPAD’in, USB girişi ve 32GB’a kadar artırılabilen hafızası bulunuyor. 7 inç’lik ekranı full HD video görüntüleyebiliyor. HDMI çıkışıyla video ve sunumlar TV’ye aktarılabiliyor. Multitasking aynı anda birden çok işleme izin veriyor. Flashplayer desteği de internetteki tüm içeriği görüntülenebilir kılıyor.

SICAĞI SICAĞINAELEKTRONiK ÖFKE
İşimin en hararetli aşamasında cep telefonumu yarımşar saat arayla (sonuncusu 15-20 saniye önce) çaldıran operatörümü kınıyorum! Neymiş; “E-fatura istiyorsam 1’i tuşlayabilirmişim.” Bir saatte iki kez mesajı dinlemeden telefonu kapattıysam bir anlamı var, değil mi a güzel operatörüm. İşte insanlıktan çıktığımız an...

Yazının Devamı

BUNUN ADI REZALET

19 Ocak 2011

Üç ay önce ‘tutturabildiğine ücretlendirme politikası’ ve ayrıca para ödediğim sinema kanalındaki filmlerde sigaranın çok acımasızca sansürlenmesi yüzünden sekiz yıllık dijital platform aboneliğinden istifa ettim. Ana karakter sigara tiryakisi ve koskoca bir leke sanat eseri filmi deforme ediyor. Bunun adı vandallık; başka bir şey değil.
Her neyse, Teledünya’ya abone oldum. Başlarda iyi gidiyordu. Daha az ödüyordum ve daha nazik vandalların tezgahından geçiyordu filmler.
Ama cicim ayları sona erdi.
Geçenlerde zaplarken şu ‘Amerikan Pastası’ serisinin sonuncusu çıktı karşıma. Memelerin havada uçuştuğu film öyle bir sansür yemiş ki... Sansürden kastım, sahneyi kesmiyorlar, buğu formülünü tatbik ediyorlar. Korku filmi ‘Descent 2’de, kanlı sahneler de aynı yöntemle helak olmuş. Bazı sahnelerde -abartmıyorum- ekranın dörtte üçü buğuluydu.
Bunlar aklıma gelen ilk örnekler. Adamlar erotik komedi yayınlıyorlar, memeleri sansürlüyorlar, korku filmi veriyorlar, tarzın olmazsa olmazını gizliyorlar. O zaman niye yayınlıyorsunuz ki...
Çok kızgınım ve televizyonumun mevcudiyet gerekçesini uydu, PlayStation ve BD, DVD’lerle sınırlandırmak üzereyim.

MERAKYA JOBS ÖLÜRSE?

Yazının Devamı

‘THE DAILY’NiN ANATOMiSi

12 Ocak 2011

Rupert Murdoch’un yakında çıkması beklenen iPad gazetesinin tutacağına çok az kişi inanıyor...

Geri sayım başladı. Rupert Murdoch’un, 30 milyon dolar yatırım, saygın haber kuruluşlarından 100 editör/muhabir transferiyle çıkaracağı ilk iPad gazetesi ‘The Daily’nin bu ay yayınlanması bekleniyor. Ancak Silikon Vadisi ve Amerikan medya çevrelerinde çok azı ‘The Daily’nin tutacağına inanıyor. Okuduklarımızdan yola çıkarak ‘The Daily’yi mercek altına alıyoruz:
NASIL İLAN ETTİ: Murdoch ‘The Daily’yi kasımda şu cümlelerle duyurmuştu: “Birkaç hafta içinde bir gazete kuruyorum. Yepyeni bir gazete. Biraz New York Post’a benzeyecek. Ancak ulusal olacak. Sadece gazetecileri istihdam edecek; ve belki 8-10 da teknisyeni.”
PROJE LİDERİ KİM: ‘The Daily’ projesinin lideri -Murdoch’ın sahibi olduğu New York Daily News’un rakibini ortadan kaldırmak için satın almasından bu yana zarar etmesiyle ünlü- New York Post’un eski idari editörü Jesse Angelo.
HANGİ GAZETECİLER: The Daily’nin ağır topları; Wall Street Journal, New York Times ve Slate’te çalışan Elisabeth Eaves, Politico ve New Yorker’dan Avi Zenilman, eski Maxim editörü Chris Wilson, New Jersey Star Ledger idari editörü Chris D’Amico spor

Yazının Devamı