İstanbul Barosu, meslekte beş yılını tamamlayan 1676 avukat arasında anket yaptı... Avukatlara yöneltilen sorulardan biri,
"Yargıda yolsuzluk yapılıyor mu?" şeklindeydi... Ankete katılan avukatların çoğu bu soruya,
"Evet, yargıda da yolsuzluk yapılıyor" yanıtını verdiler.
      Haber gazetelerde yayımlandı.
      Bunun üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığı, bir basın açıklaması yaparak İstanbul Barosu'na teessüf etti. Böylesi anketlerle, zihinlerde kuşkular uyandırıldığını ifade etti.
      İyi de... Yargıtay'ın bundan önceki başkanı zaten "Yargıçlarımız vicdanlarıyla cüzdanları arasında sıkışmıştır"
dememiş miydi?.. Vatandaş da "Yargıçlar acaba hangi tarafa iltihak edecek; vicdana mı cüzdana mı?" bekleyişine girmemiş miydi? Diye şaka yollu sorduktan sonra düşüncemizi ekleyelim: Böyle bir anket, genelleme yaptığı ve meslekteki namuslu hukuk adamlarını da kuşku altında bıraktığı için zararlıdır.
Kirli dengeler
     Â
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Hulki Cevizoğlu'na siyasi sistemin net bir değerlendirmesini yapıyor:
      - Türkiye'de iktidar sahibi olanlar her alanda büyük hatalar yapıyorlar. Yaptıkları bu hatanın farkındalar. Halk da farkında. Bu nedenle, iktidardan uzaklaşırlarsa halkın hesap soracağını biliyorlar. Bu hesaptan kaçtıkları için de iktidarda kalmak içinde ellerinden geleni yapıyorlar... Buna Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, bakanlar da, milletvekillere de dahil.
      - Hepsi birbirinin açığını biliyor. Bunu birbirlerine karşı kullanıyorlar, bu yolla menfeat sağlıyorlar.
      - Bu sistemi kırmak için köşe taşlarını sökmek lazım. Bu taşlar sökülür ise, onlar da giderler. O nedenle sımsıkı birbirlerini tutuyorlar.
     ÂKemal Yavuz'un deÄŸerlendirmesine baÅŸtan sona katılıyoruz... Siyasi partilerin Demirel'e sarılmaları tamamen yukardaki sebeptendir: "Kirli denge"... Sayın Kemal Yavuz'un Çevik Bir'i cumhurbaÅŸkanlığına aday gören yaklaşımına ise katılmıyoruz. Bir yanlış diÄŸer yanlışı doÄŸrulamaz...
Ä°zahat
      MHP ve FP liderleri Prof.
Kemal Gürüz'ün yeniden YÖK başkanlığına atanmasını protesto ediyor. FP lideri
Recai Kutan açıklama istiyor:
      - Sayın Cumhurbaşkanı
Demirel, Gürüz'ü tekrar YÖK başkanlığına atamasının gerekçesini açıklamalıdır...
      Cumhurbaşkanı için zor durum doğrusu... Nasıl kalksın da şimdi:
     Â
- Efendim başka şartlarda Gürüz'
ü tekrar o göreve atamazdım, ama siz üniversiteyi bilim kurumu olmaktan çıkardınız, türban ve irtica savaşlarının muharebe meydanı haline getirdiniz. Gürüz'
ü sırf o savaştaki yeteneği yüzünden askerlerin isteğiyle yeniden atamak zorunda kaldım, desin...
     Â
Recai Bey... Bu atamanın mimarı daha çok sizlersiniz... Bilmiyor musunuz?
     Â
Günlük dile çeviri
      Demirel cumhurbaşkanlığı koltuğunu yayılıyor:
     Â
"Ben talip değilim ama ülke benim hizmetime talipse bundan kaçmam..."      Bunun günlük dile tercümesi:
     Â
"İstemem yan cebime koyuver..."Nükleer tezgah!..
      Ne dünya ülkelerinin son yıllarda bu tip santrallerden vazgeçmesi... Ne de Akkuyu'nun deprem riski... Hiçbiri sonucu değiştirmedi ve siyasetimizin şimdiki
"üç büyükleri"; Ecevit, Bahçeli ve
Yılmaz nükleer santral kurulmasına evet dediler.
      Peki, bu denli dizginlenemez nükleer santral aşkının nedeni ne ola?.. En iyisi bu soruyu konuya özel ilgi duyan bir dostumuza sormak:
     Â
- Sizce bu aÅŸkın nedeni?      Â- Bu, yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ihale... Türk müteahhitlere de iyi iÅŸ çıkacak. ENKA'dan GüriÅŸ'e, Bayındır'dan MNG'ye bütün müteahhitleri heyecanladırıyor bu ihale... Bizde son yıllarda büyük ihaleler ülkenin ve halkın yararından çok müteahhitlerin beklentilerine göre deÄŸerlendiriliyor. Mesela
Mavi Akım Türk müteahhitlere iş yaratması açısından cazip görünmüştür ANAP'a... Biliyorsunuz bu parti Karadeniz Otoyolu'nu da sırf yandaş müteahhitlere iş çıkartmak için planlandı. Müteahhitler biraz avans aldılar. Kıyaları tarumar ettiler. Sonra kazma küreği bırakıp gittiler.
     Â
- Meselenin bu kısmı anlaşıldı... Peki, önceleri nükleer santrala karşı olan Bülent Ecevit bu işe nasıl ikna edildi?
      - Çok basit bir yöntemle! Elektrik kesintileri yapılarak. Yine malum, Sayın
Ecevit, 1979 yılında Başbakan iken büyük enerji sıkıntısı yaşanmış, elektrikler hergün saatlerce kesilmiş, ülke geceleri bile karanlıkta kalmıştı. Son elektrik kesintileriyle kendisine, bu ihaleye karşı çıkarsan, halka o günlerini yeniden hatırlatırız, ona göre, dendi.
     Â
- İyi ama bu son elektrik kesintilerinin gerekçesi olarak Ukrayna'nın fazla doğal gaz çekmesi gösterilmemiş miydi?       - Evet. Ama ne ilginç tesadüftür ki (!), bu olay Enerji Zirvesi'nin yapılacağı günlere denk geldi. Zirve yapıldı,
Ecevit ikna (!) edildi, Ukrayna da hemen fazla doğalgaz çekmekten vazgeçti!
Cihan Demirci’den LAFORİZMA
     Â
Çalışma Bakanı Okuyan: “Sezgime göre SSK’da 1 katrilyonluk yolsuzluk ve israf var" demiÅŸ... Ek vergiden gelecek paralar gitti desenize!..     Â
Büyük rakı 3.5 milyon olunca akşamcı şöyle diyor: “Eee rakı büyük olmasına büyük de, hükümet küçük, hükümet!..Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr