Tütün yasası da daha önceki acil yasalar gibi "Efendim İMF böyle istedi" zorlaması ile şekilleniyor.
Acaba İMF veya Dünya Bankası bir yasayı kelime kelime dayatır mı?
Uzun yıllar devlet hizmetinde bulunmuş dostumuz:
- İMF tütün açığının bütçeden finanse edilmemesiyle ilgilenir, diyor, siz bir biçimde bunu çözümlerseniz gerisine İMF karışmaz...
Genel kanı ise:
- Tütün tasarısı "İMF böyle istiyor" adı altında Philip Morris, JTİ, BAT gibi yabancı tekellerin istekleri doğrultusunda şekilleniyor...
Bizim 600 bin tütün üreticisi veya 38 bin Tekel işçisi tartışmanın dışında.
Tütün Eksperleri Derneği dün yaptığı açıklamada diyor ki:
"...Özelleştirmeden yana ya da karşısında olmak başka, borç almak için tütün kanunu çıkartmak başka birşeydir. Tartışmalar halen Türkiye'de üretim yapıp satan Philsa ve JTİ gibi yabancı sigara üreticileri ile pazara yeni girmeyi hedefleyen BAT gibi diğer yabancı sigara üreticilerinin çıkar çatışmaları üzerinde yoğunlaşmış bulunmaktadır..."
Bizim bakanlarımız da Türk tütün üreticisi ve işçisinden ziyade... 3 milyar dolarlık tütün pazarının nasıl pay edileceğiyle meşgul gibiler...
Son gelinen nokta:
"Yağma Hasan'ın böreği.. Ye Coni ye..."
Başbakanlık, "makam arabaları"nda tasarruf kararı alıyor...Bu amaçla bir komisyon oluşturuyor ve 90 bin resmi araçtan 26 bininin iadesini istiyor; ama gele gele 300 araç geliyor. Sebep?
Üst düzey bir bürokrat anlatıyor:
"Gidin bakın Başbakanlığa, bir sürü sivil plakalı araç göreceksiniz. Oysa bunların neredeyse tamamı resmi araç. Çıkardılar resmi plakaları, taktılar sivili, hallettiler(!) kendi sorunlarını... Onlar akıllı da başkaları enayi mi? Tabii vermez kimse aracını...
FP milletvekili Ramazan Toprak'ın "Vakıfbank'tan yüzde 70 faizle kredi alan özel banka bu parayı iki kat faizle Hazine bonosuna yatırdı ve 10 trilyon para kazandı" iddiasına dün bu sütunda yer vermiştik.
Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı İrfan Erciyas arayarak hiçbir özel bankaya böyle bir kredi vermediklerini söyledi ve Ramazan Toprak'ı daha açık konuşmaya davet etti. Toprak'ın yanıtını bekliyoruz...
***
Tiyatro sanatçısı Ayten Gökçer arayarak, iki kez "Polatlı'lı" olarak belirtildiğini, annesinin ikinci eşiyle evlendikten sonra Polatlı'ya yerleştiğini ancak kendisinin orada doğmadığını belirtti...
MHP'li bakan Öksüz devlette kadrolaşmayı yakınlarını işe sokarak başarmış... Bu bakan sözde; "Öksüz", artık gerisini siz düşünün!..
***
5 Haziran Dünya çevre Gününü gene pek çok bakan yakın çevresini işe yerleştirerek kutlamıştır!..
Cihan Demirci
Devlet Bakanı Kemal Derviş ile eşi Catherine Ankara'dan uçakla İstanbul'a gelmiş ve doğruca "Şevket Paşa" yalısının yolunu tutmuşlar. Ancak ara ara Şevket Paşa yalısı yok. O yüzden Boğaz'da trafik felç olmuş. Neden sonra eskortlara yanlış adres verildiği gidilecek yerin Şevket Sabancı'nın yalısı olduğu anlaşılmış. Menzile ulaşılmış.
Şevket Bey'in Derviş'e verdiği davette Sakıp Bey ile Güler Sabancı da bulunmuş. Davette neler konuşuldu? Sabancı ailesi "Philip Morris - Sabancı" ortaklığının yeni tütün yasasıyla ilgili kaygılarını (isteklerini) Derviş'e bildirme imkanı buldu mu? Yoksa Derviş bunları zaten biliyordu da gece başka konular üzerinde mi duruldu? Bilemiyoruz...
Ancak şunu biliyoruz... Tütün yasasında Derviş'le tartışarak istifa eden (ya da yabancı şirketlerin zorlamasıyla istifa ettirilen) Bakan Yüksel Yalova da bir hafta önce Mustafa Koç'un davetlesi olarak Koç'ların yalısında ağırlanmıştır. Bu daveti de orada hazır bulunan Ertuğrul Özkök Hürriyet'teki sütununda bizleri duyurmuştur.
Koç Holding, BAT'ın Türkiye'deki ortağıdır... Türk tütün pazarında BAT İle Philip Morris arasındaki kavga, Koç - Sabancı çekişmesi olarak da kendini göstermektedir.
İşadamları işleriyle ilgili olarak bakanlarla görüşebilirler. Ancak bu görüşmeler işadamlarının değil bakanların makamında yapılır...
Yukarda sözü geçen iki davet iş ve siyaset dışında sadece nezaket ve sohbet amaçlı olabilir. Ancak böyle kritik bir dönemde bu tür davetlerin iş amaçlı olmadığını kamuoyuna anlatmak zordur.