Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk kimliği konusunda elbet derin araştırmalar yapılmıştır. Bunlara ek olarak internette de şu sıralarda Türk kimliğine ilişkin bir metin dolaşıyor. İşte bu "Müellifi belirtilmeyen" metinden alıntılar:
* Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü başka bir örtü örterek kullanan mutlaka bir Türk'tür...
* Çayı, çay tabağına döküp içen de..
* Geçirdiği trafik kazasından sonra kanlar içinde arabasının çevresinde dolaşarak hasar tespiti yapan ve kaportanın ezilmesi karşısında derin üzüntü duyan kişi Türk'tür.
* Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp kontrol eden Türk'ten başkası olabilir mi?
* Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yanıyla kesmeye çalışan bir kişi görürseniz gözlerinden öpün, o bir Türk'tür.
* Kırmızı ışıkta durduğunuz için size ancak bir Türk bağırabilir.
* Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir Türk'ündür.
* Ancak bir Türk, Cola'yı çalkalayıp fışkırtarak asitsiz içmeyi akıl edebilir.
* Elektonik hesap makinesini naylona sarmış, üzerine de ambalaj lastiği geçirmiş birini görürseniz hemen boynuna sarılın Türk'tür o.
* Güzel bir manzara gördüğünde oturup keyfine varmak yerine oraya bir gecekondu yapmayı düşünen ve yapamamanın üzüntüsü duyan da emin olun bizden biridir...

Bu haftaki bilmeceler Sayın Yeşim Esemen'in arşivinden...
Fakir, yaşlı ve gözleri görmeyen bir dilenci yaşarmış şehrin birinde. Bir gün karşısına çıkıveren şans perisi ona demiş ki;
1) Benden tek bir dilek dileyebilirsin. Zengin olmak mı istersin? Çok yaşamak, daha uzun bir ömür sürmek mi? Yoksa gözlerinin görmesini mi istersin?
Dilenci düşünmüş... Tek bir dilek dilemiş ve üçüne de sahip olmuş.
Dilenci şans perisine ne demiş ?
2) Elinizde tek bir kibrit var. Soğuk ve karanlık bir odaya girdiniz. Odada bir gaz lambası, bir gazlı ısıtıcı ve bir mum var. Önce hangisini yakarsınız

Öğretmen bir gün öğrencilerine şöyle bir soru sormuş:
- İnsanlarda istem dışı çalışan şey nedir ?
Öğrencilerden biri parmak kaldırıp cevap vermiş:
- Tik'tir hocam...
Öğretmen soruyu bilen öğrencisine:
- Aferin oğlum senin adın ne? diye sormuş.
Öğrenci:
- Tüleyman hocam, demiş...

Halkımızın büyük bölümü, ilk sallanışın ardından birkaç ay içinde nasıl "doktora" düzeyinde jeolog olduysa, son sallantılarda da hayli ekonomist yetişti!.. Bu bağlamda bir soru:
- Karşınızdaki kişinin ekonomi uzmanı olup olmadığını bir türlü anlayamıyorsunuz. Acaba gerçek bir ekonomist mi, nasıl anlarsınız?
CEVAP: Kendisine şu soruyu yönelteceksiniz:
"Bilgisizlikle umursamazlık arasında ne fark vardır?"
Eğer cevap: "Bilmiyorum ve umurumda da değil" şeklinde gelişirse, hiç şüpheniz olmasın, gerçek bir ekonomistle karşı karşıyasınız...
***
Ankara'da "Ekonomi Fakültesi" amblemi özel arabaların ön camına neden yapıştırılır?..
a. Başbakanlık binasına bedava parking
b. Polisli kavşakta öncelikli geçiş
c. Merkez Bankası Lokali'nde ehven fiyata yüksek kalite yemek için
d. Hepsi
e. "Hiçbiri" kardeşim! Nereden çıkarıyorsunuz bu saçmalıkları?
("e" diyorsanız... Ekonomi eğitiminiz iyi gidiyor... önümüzdeki krizde sizin fikirlerinizden de hayli yararlanacağız...)
***
Gerçek bir ekonomistin kendini huzur içinde hissettiği yer neresidir?..
CEVAP: Televizyon stüdyosu...
***
Gerçek bir ekonomistle karşı karşıya olup olmadığınızı anlamanın bir yolu da eşine danışmaktır.. Eğer size, kocasının (veya karısının) canlı yayınlar yüzünden başını kaşıyacak vakti olmadığını, kendisinin bile onu doğru dürüst göremediğini söylüyorsa, belki kötü bir eş ama kesinlikle gerçek bir ekonomistle karşı karşıyasınızdır...

*Kemal Derviş: "IMF’nin programı" denmesinden rahatsız oluyorum, demiş... Umarız en azından bu sözler IMF’nin programından alınma değildir!..
Cihan Demirci