Gazetemizde dün "Tuhaf aşıklar adliyeye düştü" başlığı altında bir haber vardı... Habere göre İzmir Telekom Başmüdürlüğü'nde çalışan Aylin Korkmaz, önce evine temizliğe gelen Nalan Bayan peşinden de kocası Abdülcabbar Bayan'la birlikte yaşamış. Abdülcabbar Bayan, Telekom Motorlu Araçlar servisinde çalışıyormuş. Olayın ortaya çıkmasından sonra Muş'a tayin edilmiş...
Olayı dün gazetemizde okuyan Muşlu bir vatandaş telefonda sordu:
- Benim anlamadığım şu... Acaba bu zatı neden başka bir ile değil de Muş'a tayin etmişler. Neden bu tür vakalarda tayinler hep Muş'a çıkar?
Yanıtı bilemedik. Bilen varsa yardımcı olabilir...
Ecevit'ler 6 yeni gözlük almış, tutarı olan 600 milyon lirayı devlete ödetmek yerine cepten ödemişler!
Ne büyük özveri, ne büyük siyasi etik!
Bankaları soydurup 30 milyar doları halka ödet... Sonra 600 milyon lira gözlük faturasını cepten ödeyip tribünlere şov yap...
Bu numarayı hala yiyen varsa... Her şeyi hak ediyor demektir...
Yusuf Ünal
"Yemine gerek görmeyecek kadar sözlerine sadık ol."
Dale Carnegie
Recai Kutan, "Ana gövde biziz. Tabiri caizse bir ulu ağaç budanmıştır, budanan ağaç daha sağlam ve gür çıkar" demiş.
İzmir Bornova'dan ziraat mühendisi okurumuz Okan Bey de diyor ki;
-Budanan ağacın daha sağlam ve gür çıkacağı doğrudur. Ama budama işinin mevsiminde yapılması koşuluyla...Budama da genellikle ilkbahara girerken yapılır. Bu iş mevsimi dışında yapılırsa ağaç kurur.
Deniz Baykal'ın uzun bir liste oluşturan malvarlığını, peşinden kendisinin bu zengin listeye getirdiği açıklamayı yayınladık. Verdiğimiz liste Deniz Bey'in geçmişte TBMM'ye verdiği mal beyanından alınmıştı. Ancak yer darlığı nedeniyle biraz kısalttık. Deniz Bey açıklamasında bazı satışlar nedeniyle bu listede yine değişiklikler olduğunu söyledi. Daha iyi bir değerlendirme yapılabilmesi için sanırız en iyisi Deniz Bey'in son malvarlığı durumunu kamuoyuna açıklamasıdır. Şeffaflığın ve sorumlu siyasetçiliğin gereği de budur. Bu tavır diğer siyasilere de örnek olacaktır.
Demirel: "Halk yakışıklı diye oy vermez!..." demiş.
Baba, senin aile fotoğrafın da pek yakışıklıydı ya?
***
Günün yeni deyimi: "Ne kadar sallarsan salla, sonunda Fon'a düşer banka!.."
Cumhurbaşkanı Sezer'in "tütün yasası" nı veto etmesi, Türkiye'ye İMF gözlüğü ile bakanları veya Cumhurbaşkanı'nın yolsuzluklara geçit vermeyen tavrından rahatsız olanları hareketlendirdi. Bu kişiler (Türkiye'ye iflasa sürükleyen üç kişiden biri olan Mesut Yılmaz başta olmak üzere) Cumhurbaşkanı Sezer'e "Ekonomik anlaşıyı 40'lardan kalma" vs. gibi basmakalıp laflarla saldırıyor. Kimi kestirmeciler de "Efendim tütünü yaksak daha mi iyi?" gibisinden kahvehane mantığıyla İMF patentli tütün yasasının avukatlığını yapıyor.
Bu yasa ne getirip ne götürüyor?
Tasarı ziraatle ilgili kuruluşlara gösterilmeden hazırlanarak TBMM'ye indirildiği için gereğince tartışılmadı. TBMM yasayı "El çabukluğu marifet" yöntemiyle onayladı. O yüzden yasa hakkında fikri olanlar sınırlı.
Hiçbir çıkarı olmadan fikir sahibi olanlar daha da sınırlı.
Bunlardan biri SBF profesörlerinden Oğuz Oyan'dır. Eski TARİŞ Genel Müdürü de olan Prof. Oyan, "Mülkiye Dergisi"nin Haziran sayısında konuyu irdeledikten sonra bakınız hangi sonuca varıyor:
- Türkiye'de tütün,tütün mamulleri ve alkollü içkilerde devlet tekeline son veren düzenleme, özel tekeller oluşmasını adeta teşvik edici niteliktedir. Tütün piyasasının Philip Morris - Sabancı ve R.J Reynolds egemenliğine girmesi için adeta özel bir düzenleme yapılmıştır. Bunda tütün üreticisinin, ulusal tütün sektörünün ve Türkiye'nin menfaatinin olmadığı açıktır.
Tütün konusunda fikir sahibi olmak (ve diğer ulusal sorunlara Türk gözlüğüyle bakmak) isteyenlere Mülkiye Dergisi'ni okumalarını salık veririz. Telekom ve şeker yasalarında Türkiye'ye atılan kazıkları da orada bulacaklardır...(Haberleşme telefonu 0312 418 55 72)