Geçtiğimiz Pazar, İnönü Stadyumu'nda oynanan İstanbul Büyükşehir Belediyespor - Diyarbakırspor maçı 3 - 2 devam ediyor. Skorun Diyarbakır aleyhine değişmesi bu takımı kümede bırakacak. Bakıyoruz. Büyükşehir takımı rakip sahaya geçmemek için adeta özel bir çaba harcıyor. Futbolcular topu kaptıklarında yan paslar, geri paslarla vakit dolduruyorlar. Tuhaflık, maçı anlatan spikerin gözünden kaçmıyor, birara ağzından, "Büyükşehir Belediyespor gol atmak istemiyor galiba!" diye bir laf çıkıyor. Maç o skorla bitiyor ve D.Bakır birinci lige çıkıyor.
Şike, terör, tribün vandalizmi, saha dışı oyunlar yoğunlaşıyor. Tek keyfimiz kaldı şu ülkede: Futbol.. O da tarihe karışacak yakında...
Bir bilmecemiz vardı dün...
"Zoonoz Milli Komitesi ne iş yapar?"
Sayın okurumuz Murat İzci'nin verdiği bilgiyi aktaralım:
"İnsan sağlığı açısından önemli olan Salmonella, Kuduz, Brucellosis, domuz gribi, şap gibi hayvansal hastalıklara karşı etkili olarak mücadele edilebilmesi amacıyla Sağlık ve Tarım ve Köyişleri Bakanlıkları arasında 1991 yılında imzalanan bir protokolle Türkiye Zoonoz Milli Komitesi kurulmuştur"
Ecevit, "IMF’ye söz verdik, tutmalıyız" demiş. Halka verdiğiniz sözleri ne zaman tutacaksınız? Mehmet Yunak
Uçak dünyanın en kalabalık hava meydanlarından biri olan Londra Heathrow'a yaklaşırken hoparlörlerden pilotun sesi duyuldu:
"Sayın yolcular, biraz sonra Londra'ya inmiş olacağız. Londra'da hava hafif yağmurlu ve sıcaklık... "
Derken aynı anda "Aman Tanrım" diye korkunç bir feryat duyuldu ve yolculara bir asırmış gibi gelen üç beş saniye boyunca hiçbir ses çıkmadı.
Biraz sonra pilot tekrar konuşmaya başladı:
- Sayın yolcular demin sizleri çok korkuttuğum için özür dilemek istiyorum ama maalesef hostesimiz yanlışlıkla üzerime sıcak kahve döktü. Canım çok yandı. Hele pantolonum önünü bir görseniz...
Aynı anda arkadan bir yolcu bağırdı:
- Hele sen bizim pantolonların arkasını bir görsen...
Ülke iflasın eşiğine gelince TBMM 15 dakikada 15 yasa dayatmasını kabul etti; yasalar çıkarıldı, İMF para destelerini yola çıkardı.
Kimine göre bu paralar Türkiye'yi üç ay idare eder, kimine göre 6 ay...
Peki sonra? Sonrası bu gidişle yine kriz...
Niye derseniz?
Türkiye'yi 6 ayda iki krize sürüklemiş siyasi kadrolar aynen işbaşında.
Yolsuzluğa, vurguna, talana açık sistem aynen işlemekte...
Dokunulmazlık, saydamlaşma gibi konular uyutulmakta...
Yetmedi, yolsuzluklarla mücadelede önemli bir isim olan Tantan'ın kuyusu kazılmakta.
Ecevit, Yılmaz, Bahçeli üçlüsü hiçbir sorunu çözmemekte sadece kendilerini ayakta tutmaya çalışmakta,
Bu kafalarla varılacak adres dünkünden niye farklı olsun?
Basın Savcılığı Prof. Emre Kongar'ın geçen ay Cumhuriyet'te yayınlanan bir yazısı için 6 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. Kongar'ın bu ağır cezalık yazısı "Dokunulmaz 550 adam bir uygarlığı nasıl çökertti" başlığını taşıyor... Sonra şöyle devam ediyor:
"...Bu yazıda, gözlerini yağma hırsı bürümüş 550 kişinin, liderleri tarafından sıkı bir biçimde örgütlendiklerinde ve iyice eğitilerek, bir de "dokunulmazlıkla" donatıldıklarında, koskoca bir uygarlığı yağmalayarak nasıl yok ettiklerini anlatacağım.
Önce eski deyimle "maceraperest", yeni Türkçe ile "serüvenci" 550 kişinin bulunması gerekiyor.
Tabii tam sayının illa da 550 olması gerekmez.
Örneğin 508 kişi de hiç fena değildir.
Bunlar esas olarak, hayatta başarılı olamamış, ama gözünü budaktan sakınmayan, üç kuruşluk menfaat uğruna geniş kitleleleri gözünü kırpmadan yokedebilecek insanlar olacak.
... tek tek seçeceksiniz bu adamları.
...Bana inanmıyorsanız biraz tarih kitabı karıştırın ve Hernan Cortes'in 508 zırhlı ve iyi eğitilmiş asker ile koskoca bir Aztek İmparatorluğu'nu nasıl ele geçirdiğini ve yağmalayarak nasıl çökerttiğini öğrenin.
Hayatında ilk kez zırhlı atı ve üzerindeki zırhlı savaşçıyı gören eli mızraklı yalınayak zavallı Aztekli, onu tek bir canlı sanıp, Tanrının gönderdiği bir ilahi yaratık olduğunu düşünmüş, bu "dokunulmazlık" karşısında büyük bir yılgınlığa düşerek, Cortez'in koskoca bir uygarlığı kısa zamanda yoketmesini kolaylaştırmıştır.
***
Emre Kongar'ın yazısının hiçbir yerinde TBMM, milletvekili, Türkiye sözcükleri geçmiyor. Açıkça görüldüğü gibi yazı Hernan Cortes'in askerlerinden söz ediyor. Ne var ki Savcılık davayı TBMM'nin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif suçundan açmış. Yazıda sadece 550 sayısı TBMM'yi çağrıştırıyor. Ancak Sayın Savcı başka benzerlikler buldu anlaşılan. Ki Hoca'ya 6 yıllık bir ceza biçti. Hayırlısı olsun...