Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İki yıl önce... Ali Poyrazoğlu Eskişehir'de "Eski Çamlar Bardak Oldu" adlı oyunu oynayacaktı. Biletleri satıp paraları toplayan kişi ortadan kayboldu. Ali Poyrazoğlu parasını alamayınca oyunu oynamadan İstanbul'a döndü. Bilet sahiplerinden bazıları vatandaşlık görevini yerine getirdiler. Paraları toplayıp tüyen sahtekar hakkında suç duyurusu yaptılar. Mahkeme iki yıldır sürüyor. Dün yine duruşması vardı. Davacılardan Fatma Doğan Hanım geçtiği notta dedi ki:
       - Aradan iki yıl geçmesine rağmen suçlu elini kolunu sallayarak ortalarda dolaşıyor. Herhalde dolandırıcılığa devam ediyor. Özel tiyatrolar biraz da onun yüzünden artık Eskişehir'e uğramıyor. Bu sabah (dün) birkaç arkadaş duruşmaya gittik. Yarım gün bekledik. Yargıç davaya bakmadı. Üstelik orada beklerken adeta suçlu muamelesi gördük. Acaba vatandaşlık görevini yapmak da mı kabahat bu ülkede?

Kafalar ve sesler

       Profesör Ömer Kürkçüoğlu dostumuz Siyasal Bilgiler Fakültesi 1964 girişliler arasında her zaman birinciydi. Hem giriş sınavlarında hem okul yılları içinde hem de belki mezuniyette... Kürkçüoğlu dün kendine yakışır birinci sınıf bir espri yollamış...
       CHP ile DSP'nin farkına ilişkin tespitinde diyor ki:
       - Bizim iki sosyal demokrat partimizden birinde "her kafadan bir ses çıkıyor..." Ötekinde "bir kafadan her ses çıkıyor!.." Ve ikisinin ortası bulunamadığından sosyal demokrasi bir türlü hayata geçmiyor...

İntihara önlem!

       "İntiharın temelinde imansızlık yatar. İntihar kurtuluş çaresi değil, küfre yakın bir günahtır. İntihar eden dünyadaki geçici acılarından kurtulacağını zanneder; halbuki ahirette sonsuz acılara maruz kalacağını düşünmez..."
       Okuduğunuz paragraf, intihar olaylarında patlama yaşayan Batman'da valilik - müftülük işbirliğiyle basılmış broşürden alındı...
       Yaşama zor tutunan insanları cehennem azabıyla korkutup caydırmak, bize özgü terapi yöntemlerinden olsa gerek..!

Fetih erleri

       Hikaye biraz eski... İstanbul'un fethini izleyen yıllarda cennetin kapısı çalınmış. İçerden sormuşlar:
       - Kim o?
     Â- Biz Ä°stanbul'un fethine katılan askerleriz.
       Aradan şöyle böyle 40 yıl geçmiş. Bir gün cennetin kapıları yine çalınmış:
       - Kim o?
     Â- Biz Ä°stanbul fethine katılan askerleriz...
       İçerden itiraz:
       - Yahu onlar 40 yıl önce geldi!
       Dışardan cevap:
     Â- Biz mehter takımıyız...
     Â

Metro denklemi...

       İstanbul metrosunun Taksim - Levent arasında uzanan 8 kilometrelik birinci etabı bugün açılıyor... Kördüğüm olmuş trafikte 1 - 1,5 saati bulabilen bu mesafe metroyla "12 dakikaya" iniyor...
       Taksim - Levent hattı için harcanan para... 631 milyon dolar...
       8 batık bankadan sahiplerince hortumlanan ve halkın sırtına yıkılan para ise... 10.6 milyar dolar... (8 km'lik metro maliyetinin tam 17 katı...)
       Fon'dan batık bankalara 2.6 milyar dolar aktarıldı...
       Kalan 8 milyar dolar da Hazine'den alınacak...
       Batakçıların götürdüğü, devletin de üstlenip vatandaşa fatura ettiği 10.6 milyar dolarla metro yapılsa... Uzunluğu 134 kilometreyi bulacak...
       Demek... Halka atılan kazıkları ucuca eklesek İstanbul'dan Sakarya'ya "metro" oluyor!..

       Komşunun füzeleri
       Okurumuz soruyor:
       - Yunanistan'ın yeni silah alımları neden medyada hiç yer bulmuyor?
       Fransa'dan alacağı 200 - 600 km. menzile sahip "SCALP" füzeleriyle Yunanistan kendi hava sahasını terketmeden Türkiye'nin içindeki hedefleri vurabilecek! Ayrıca Mirage uçakları satın alıyor ve havada dengeyi değiştirmeyi amaçlıyor...
       Okurumuz haklı.. Yunanistan'ın silahlanmasına karşı sesimiz çıkmıyor.
       Ama nasıl çıksın?
       Daha birkaç hafta önce 145 saldırı helikopteri ihalesini sonuçlandırdık.
       1000 tank ihalesi sırada... 8 yılda 30 milyar dolarlık silah almaktan söz ediyoruz. Hangi yüzle "komşu"ya sen neden ve kime karşı silahlanıyorsun diye soracağız?
       Ayrıca fazlaca endişeye de gerek yok.
       Büyüklerin izni olmadan Türkiye ile Yunanistan savaşamaz.
       İki ülkenin birbirine karşı seferberlik ilan etmesi söz konusu değil.
       Sadece iki ülke dev silah şirketlerini doyurmak için seferber olmuş durumda. Çoluğun çocuğun boğazından kesip silaha yatırıyorlar.
       Durum bundan ibaret.

       *Şu partinin adını artık OKP (Olağanüstü Kurultay Partisi) yapın da kurtulun!..
      Cihan Demirci

Psiko - teknik!

       Psikoloji dersinde Hoca soruyor:
       - Evet şimdi bir davranış bozukluğundan bahsedeceğiz. Şunu yanıt bulun bakalım: Deliler gibi bir oraya bir buraya yürüyen, çığlık çığlığa bağırıp tepinirken bir saniye sonra sessiz sedasız yerinde oturan kişiye ne ad veririz?
       Çocuklardan biri atılıyor:
     Â- Teknik Direktör!!!


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr