Turing Otomobil Kurumu'nun yeni başkanı Ferit Epikmen birkaç gün önce anımsattı... Rahmetli Çelik Gülersoy Karacaahmet Mezarlığı'nın ucunda, Acıbadem ve Kızıltoprak'a giden yolların kesiştiği noktada bir mezar taşları müzesi kurmuş geçmişte. Ne var ki sonradan kimse ilgilenmeyince otlar bürümüş etrafı. Mezar taşları da birer ikişer kaybolmuş ortadan. Paris'te Louvre Müzesi'nde Türkiye'den kaçırılan mezar taşlarından oluşan bir bölüme ise yıllardır ziyaretçi kabul edilmekte...
Diyorken masamızın üstünde bir kitap... Yazarı Vahap Balman,...
Adı: "Mezar Sesleri"... Yayan Balman Yayıncılık...
İçinde mezar taşı kitabelerinden örnekler... Ünlü şairlerin kitabelere geçmiş - geçmemiş satırları... Erzurumlu Reyhani demiş ki:
"Bir ölenin cemaati çoğusa / Ölen insan değil ölen paradır..."
"Ve ölüm konuğum olduğu zaman / Duyduğum vicdanın ayak sesidir." (Akif İnan)
"Muhabbet isteyen gelsin / Haber sorsun mezarımdan." (Aziz Mahmud Hudayi)
"İnsan bilir cihanda nedir ömrünün sonu,
Ömründe bir dakikacık etmez hayal onu."
(Yahya Kemal)
"Mezar toprağı bile insanla şereflenir."
(Mevlana)
"Münzevi kabrimin yok ihtiyacı / Günahımdan daha ağır taşa." (Arif Nihat Asya)
"Ağırlığını istemem ben ölürsem / Beni en sevdiğin halimle hatırla." (Necati Cumalı)
Yıldızlara uzanın... Onlara ulaşamazsanız bile yükselirsiniz.
İstanbul ve Ankara'da açılan "Fal Cafe"ler, istikbalini öğrenmek isteyen gençlerle dolup taşıyormuş.
Gençler falcı dinleyeceklerine faydalı kitap okusalar istikbali merak etmeye gerek kalmaz.
İnsanlar ikiye ayrılıyor.. Bu iktidarın icraatını umut ve keyifle izleyenler... Kuşkuyu bir türlü üzerinden atamayanlar. Bu ikincilere göre AKP iktidarı MGK'yı, AB ve demokrasi aşkı yüzünden değil, irticanın önünde engel olduğu için kaldırmıştır. YÖK'ü demokrat olmadığı için değil, kendi emrinde olmadığı için bozup yeniden yapmak istiyor. Yasaları temiz toplum adına değil, siyasi rakiplerini tasfiye için kullanıyor. Demokrasiyi "din devleti"ne geçişte araç olarak görüyor. Umutlu mu olmalı, kuşkucu mu? İkisinin arası yok üstelik...
Amerika 6 İslam ülkesine daha saldıracakmış... 6 defa 8.5, eder 51 milyar dolar... Yihuuu zengin olduk...
TCDD'nin haber dergisi "Rail Life" hangi hatlarda yolculuğun ne kadar sürdüğünü yazıyor... Mesela...
Haydarpaşa - Tatvan arasındaki Vangölü ekspresinin yol süresi 41 saat 4 dk...
Haydarpaşa - Kurtalan arasındaki Güney ekspresinin yol süresi 38 saat 47 dk...
TCDD bu kadar dakik demek... Kutlarız... Ve bir minik fıkra...
Tren dağ başında durunca yolcular sebebini sormuş:
- Efendim önümüze kaplumbağa çıktı, demiş kondüktör.
- 10 kilometre önce yine çıkmıştı?
- Bizi tekrar yakaladı efendim...
Alpaslan Yiğit, 28 yaşında ve Yozgat ili Yenifakılı ilçesinde yaşıyor. 4 Nisan 2002 tarihinde ilçe meydanında "Halkın rahatını bozacak şekilde sarhoşluk" suçu işleyince gözaltına alındı ve Türk hukuk tarihinde ilk kez uygulanan bir cezanın kahramanı oldu. İlçenin Sulh Ceza Hâkimi Yılmaz Parıltı, sanık Alpaslan Yiğit'i önce 15 gün hafif hapis cezasına çarptırdı, sonra bunu iyi hali göz önüne alarak 1 ay süreyle her gün 1.5 saat "Kitap okuma" cezasına dönüştürdü. Jandarma nezaretinde her gün 1.5 saat kitap okuyacağını öğrenen Yiğit ilk fırsatta sırra kadem bastı. Ama 6 ay geçmeden dönüp teslim oldu. Yozgat Gazetesi'nden Selahattin Kınalı, Yiğit'i, cezasını bitirdikten sonra bularak konuştu:
- Cezaya tepkiniz ne oldu?
- Hâkim beye "Bana da herkes gibi ceza verin" dedim. Ben delikanlı adamım dedim, bu cezayı verirseniz herkes benimle alay eder dedim. Ha evde bulaşıkları yıkamışsınız, ha kütüphanede kitap okumuşsun diyordum kendi kendime. Ama hâkim bey kararını değiştirmedi.
- Kütüphaneye ilk girdiğinizde neler hissettiniz?
- Önce çok kötü hissettim kendimi. İşkence gibiydi. Sanki bütün kasaba beni izliyor da kıs kıs gülüyor gibi geliyordu bana. Başıma da bir adam dikmişler, beni takip ediyor...
- Hangi kitapla başladınız? Gerçekten okuyor muydunuz sayfaları?
- Türk Yazarlar Sözlüğü diye bir kitapla başladım. Bir de Atatürk'ün hayatını okudum. Aslında okuyor gibi yapıp sayfaları geçiştiriyordum. Ama hâkimin okuduğum yerlerden sınav yapabileceğini söylediler, sonra okumaya başladım. Çok zorlandım, Allah düşmanıma bile böyle ceza vermesin!
- Keşke hapis yatsaydım da okumasaydım dediğiniz oldu mu?
- Başından beri öyle dedim zaten. Belediye Başkanımız "Sabıkana işlenir, iş bulamazsın bir daha" deyince bağrıma taş basarak okudum.
- Cezanız bittikten sonra da okumaya devam ettiniz mi?
- Aslında okumanın o kadar da kötü olmadığını anladım. Demek ki bilgi para ediyormuş dedim kendi kendime. Ahmet Rasim ve Refik Halit Karay çok güzel geldi bana. Fırsatım olursa okuyorum şimdi.