68 Gençlik Hareketinin tarihçisi Turhan Feyizoğlunun "Sinan" adlı kitabında hüzünlü bir bölüm var. Baba Adnan Cemgil, oğlunun cenazesini almaya gittiği Adıyaman Gölbaşı ilçesine bağlı İnekli köyünde köylülere hitaben bir konuşma yapar:- Ben varlıklı bir aileden geliyorum. Ekonomik durumum oldukça iyidir. Oğlumu da en iyi şekilde yetiştirdim. ODTÜde okuyordu. Mühendis olup o da varlıklı bir hayat sürecekti. Sizin iyiliğiniz için öldü. Bunu bilesiniz diye söylüyorum. Konuşma bitince köylüler başlarını hafifçe öne eğerler... Çünkü Sinanın bedeninde köylülerin tüfeklerinden çıkan mermiler de vardır! Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan 31 Mayıs 1971de Nurhak Dağlarındaki çatışmada öldüler. Dün bir grup arkadaşı Sinan Cemgilin Karacaahmetteki mezarı başında toplanarak onu, Kadir ve Alpaslanı andılar. Umuda yolculuk... Gazeteci Ümit Otan, engelli ailelerin yasal hakları, engelli kimliği, tedavi hakkı, çalışma hakkı ve benzer konularda bilgi veren bir site kurdu:"www.umudayolculuk.com"... Sayfayı Necdet Şen çizdi. Ülkemizdeki 10 milyon engelliye her konuda bilgi veren bir site ortaya çıktı. İlk sayfadaki "Hepimiz potansiyel engelliyiz" yazısı ise hepimize sesleniyor. Kaymakamsız ilçe... Karabükün Ovacık ilçesi, 1998 yılından bu yana kaymakamsız yönetiliyor. Geçen martta çıkan 4748 sayılı yasaya göre "kaymakamlığa sadece mülki idare amirliği sınıfından olanlar" vekâlet edebilir. Ne var ki ilçeyi şu anda vekaleten "İl Tarım Müdürü" yönetiyor. Vatandaş Ramazan Çetin, durumla ilgili Yargıtay Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş. Karabük Valisi Nafiz Kayalının 5 yardımcısından birini Kaymakam Vekili olarak ilçeye atayabileceğini bildiren Vatandaş Çetin, merakla suç duyurusunun sonucunu bekliyor. Macun misali... - Adam koltuğa macun gibi yapıştı, ancak kazımakla çıkar... Başbakan Ecevitin aslında gönül huzuruyla koltuğu bırakması lazım... Banka boşaltmaktan yargılanan hortumcuları kurtardı, af yasasıyla devlet bankalarını batıran yöneticileri akladı, servet sahiplerinin esenliği için önlemler aldı, ipleri tamamen IMFye bağladı. Misyonunu tamamlayan Bülent Bey hâlâ neden koltuğu bırakmıyor? Tarihte böyle bir sadrazam varmış. Neden koltuğu bırakmadığı sorgulanırken biri demiş ki: Gaddar bakan - Geçen yıl şehrin girişinde, "Yalova" yazan trafik levhasının önünde basın toplantısı düzenlemiş "Oldu olacak şehrimizin adını da Yaşarova yapın bari" demiştiniz, sonuç ne oldu?- Başıma gelmeyen kalmadı. Basın toplantısından birkaç gün sonra, Cumhuriyet tarihinde ilk kez SSK müfettişleri, bir minibüs dolusu polis eşliğinde dershanemi bastılar, 10 yıllık evrakımı incelemeye aldılar. İnceleme sonunda aranan kusur bulundu ve dershanemde çalışan emekli öğretmenlerin destekleme primini ödemediğim için tam 60 milyar lira cezaya çarptırıldım. Anadolunun pek çok yerinde Yaşar Okuyanın adını taşıyan bulvarlar, caddeler, parklar varmış. Birileri "Adınızı şuraya verelim" diye teklif getirince Yaşar Bey onları kıramıyor, adının bu şekilde ebedileştirilmesini kabul ediveriyormuş. Bunları duyunca hatırımıza Yalova CHP İl Başkanı Muharrem İnce nin geçen yıl yaptığı protesto geldi. Telefonda sorduk: Polis konseri! "Ankara Emniyet Müdürlüğü bir konser organize etmiş... Buradan toplanan parayla polise 50 araç alınacakmış. Bilet satmak için iki günün biri polis arkadaşlar geliyor... Asayişçiler gidiyor, gaspçılar geliyor... Organize suçlar masasındakileri gönderiyoruz, ardından trafikçiler geliyor. Biletin tanesi 20 milyon lira, en az 5 tane alacaksınız, diyorlar. Konser, 7 Haziranda ASKİ spor salonunda yapılacak... Yaklaşık 6 bin kişi kapasiteli salon için duyduğumuza göre 20 bin tane bilet bastırmışlar. Ben, 18 bin küsur numaralı biletlerden mecburen 5 tane aldım. Başka çarem yoktu..."* Ankaralı bir lokanta sahibi dertli dertli anlatıyor... İsteklerimizin bazılarını elde edememek mutluluğumuzun ayrılmaz bir şartıdır. m.asik@milliyet.com.tr B.Russell