Aşıklar... Sevgililer.. Sevenler... Adına ne derseniz deyin.. Kalbinde bir başkası için iyilik ve sevgi taşıyan herkes için... Bir küçük armağan. Rahmetli
Turgut Uyar'dan bir ÅŸiir...
      ***
      İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
      Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
      Şu bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
      Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
      Şu aranıp duran kurak ellerimi tut
      Bu evleri atla bu evleri de bunları da
      Göğe bakalım
      ***
      Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
      İnecek var deriz otobüs durur ineriz
      Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrı'ya
      Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
      Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
      Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
      Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
      Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
      Beni bırak göğe bakalım
      ***
      Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
      Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
      Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
      Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
      Seni aldım bu sunturlu yere getirim
      Sayısız penceren vardı birbir kapattım
      Bana dönesin diye bir bir kapattım
      Şimdi otobüs gelir biner gideriz
      Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
      Bir ellerin bir ellerim yeter bekleyelim gitsin
      Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
      Durma kendini hatırlat
      Durma göğe bakalım
Anlamlı bir söz
      Milletvekilleri 9 ay geceli gündüzlü çalıştı... Ama bu 9 ay boyunca halkın lehine tek yasa çıkarmadılar.. Çıkardıkları bütün yasalar iç ve dış sermayeye kıyak yasası oldu. Sonunda kendilerine de bir kıyak geçtiler, dönemi kapattılar.
      Cumhurbaşkanı da geçtiği kıyakla yasayı onayladı.
     Â
"Kıyak geçmek" deyiminin anlamını bu sütunda bir süre önce anlattık. Beygirler çiftleştirilirken erkek beygirin organını dişi beygirin organına yerleştirme işlemine
"kıyak geçmek" deniyor atçılıkta. Doğal olarak... Hep üsttekine kıyak geçiliyor.
Kıyak bir fıkra!
     Â
Baba, babalığını yaptı ve milletvekillerinin
"kıyak emekliliğine" imzayı bastı... Bu imzayla depremzedelere yardım diye toplanan trilyonlarca vergi, milletvekillerine, yargı mensuplarına ve bürokratlara (temsil tazminatı olarak) toka edilecek...
      Hayırlı olsun... Afiyet olsun...
      ABD'nin başkenti Washington'da bir soyguncu, gece vakti evinin kapısında kalantor görünüşlü adamı sıkıştırmış:
     Â
- Sökül paralarını!      Adam kartvizitini çıkarıp uzatmış:
      - Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Kongre üyesiyim ben...
      Soyguncu düşünmeden;
     Â
- O zaman sökül paralarımı!..Aşk...
      Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zeka ile düşersen kavrulursun. Akıl ile düşersen çıldırırsın. Aşka düşmezsen kalabalığa karışır, ezilirsin. Şaşkın şaşkın bakma; bir yol seç...
İnsanlık açısı
      Kelkitli genç anne...
Hilal Keskin'in bebeğiyle birlikte demir parmaklıklar arkasına atılmasına yüreği dayanmayan Kelkit Kaymakamı
Mustafa Çiçek, bize durumu bir
"e mail" ile bildirdi. Yazdık. Adalet Bakanlığı dosyayı istedi. Aile baskısıyla yalancı tanıklık ettiği için 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan
Hilal Keskin'in dosyası Adalet Bakanlığı'nda incelendi. Hafifletici sebeplerin göz önüne alınmadığı anlaşıldı. Adalet Bakanlığı bu hafta Yargıtay Başsavcılığına yazılı emir göndererek kararın bozulmasını istedi.
     Â
Hilal Keskin 11 aylık bebeğiyle birlikte yattığı hapishaneden umuyoruz kısa süre içinde tahliye edilecek.
      Dün bu haberi vermiş, Kelkit Kaymakamı
Mustafa Çiçek'e teşekkür etmiştik. O da bize bir teşekkür notu gönderdi dün. Orada bu olayın kendisini neden çok etkilediğini şöyle anlatıyor:
      "Anadolu geleneklerine göre, evlendiği günün haftasında gittiği vatan hizmetinden sonra, 18 ay aralıksız askerlik yapıp kavuşmak umuduyla, sevinciyle, özlemiyle evine gelen, ancak 9 aylık bebeğiyle eşini ancak parmaklıklar arkasından görebilen, 18 aylık ayrılık yetmemiş gibi bir de 2 yıl 6 ay sürecek hapis hayatını beklemek zorunda kalan bir delikanlının, bir de genç eşinin duygularını düşündüm. 9 aylık bebeğin hastalanması durumunda parmaklıklar arkasında nereden ilaç bulabileceğini, 25 - 30 kişilik koğuşlarda bir annenin bebeğine nasıl bakabileceğini, aynısının benim başıma gelmesi halinde halimin ne olacağını düşündüm... Dayanamayarak durumu size yazdım"
      ***
      Kaymakam
Mustafa Çiçek bir insanlık görevi yapmış ancak bu arada ister istemez yargı kararına müdahale eder duruma düşmüştür. Bürokraside duygulara yer yok malum. O yüzden yargı mensuplarının Kaymakam
Mustafa Çiçek'e biraz öfkeli baktıklarını seziyoruz. Hakkında açılmış bir soruşturma da var.
     Â
Hilal Keskin serbest kaldıktan sonra Kaymakam
Çiçek daha da yoğun baskı altına alınabilir. Umarız İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan bu genç ve yürekli kaymakamın ezilmesine meydan vermez. Umarız yargı mensupları da sonuca mesleki duyguların değil insancıl değerlerin penceresinden bakar.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr