Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Aşıklar... Sevgililer.. Sevenler... Adına ne derseniz deyin.. Kalbinde bir başkası için iyilik ve sevgi taşıyan herkes için... Bir küçük armağan. Rahmetli Turgut Uyar'dan bir şiir...
       ***
       İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
       Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
       Şu bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
       Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
       Şu aranıp duran kurak ellerimi tut
       Bu evleri atla bu evleri de bunları da
       Göğe bakalım
       ***
       Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
       İnecek var deriz otobüs durur ineriz
       Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrı'ya
       Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
       Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
       Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
       Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
       Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
       Beni bırak göğe bakalım
       ***
       Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
       Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
       Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
       Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
       Seni aldım bu sunturlu yere getirim
       Sayısız penceren vardı birbir kapattım
       Bana dönesin diye bir bir kapattım
       Şimdi otobüs gelir biner gideriz
       Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
       Bir ellerin bir ellerim yeter bekleyelim gitsin
       Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
       Durma kendini hatırlat
       Durma göğe bakalım

Anlamlı bir söz

       Milletvekilleri 9 ay geceli gündüzlü çalıştı... Ama bu 9 ay boyunca halkın lehine tek yasa çıkarmadılar.. Çıkardıkları bütün yasalar iç ve dış sermayeye kıyak yasası oldu. Sonunda kendilerine de bir kıyak geçtiler, dönemi kapattılar.
       Cumhurbaşkanı da geçtiği kıyakla yasayı onayladı.
     Â"Kıyak geçmek" deyiminin anlamını bu sütunda bir süre önce anlattık. Beygirler çiftleÅŸtirilirken erkek beygirin organını diÅŸi beygirin organına yerleÅŸtirme iÅŸlemine "kıyak geçmek" deniyor atçılıkta. DoÄŸal olarak... Hep üsttekine kıyak geçiliyor.

Kıyak bir fıkra!

     ÂBaba, babalığını yaptı ve milletvekillerinin "kıyak emekliliÄŸine" imzayı bastı... Bu imzayla depremzedelere yardım diye toplanan trilyonlarca vergi, milletvekillerine, yargı mensuplarına ve bürokratlara (temsil tazminatı olarak) toka edilecek...
       Hayırlı olsun... Afiyet olsun...
       ABD'nin başkenti Washington'da bir soyguncu, gece vakti evinin kapısında kalantor görünüşlü adamı sıkıştırmış:
     Â- Sökül paralarını!
       Adam kartvizitini çıkarıp uzatmış:
       - Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Kongre üyesiyim ben...
       Soyguncu düşünmeden;
     Â- O zaman sökül paralarımı!..

AÅŸk...

       Aşka gönül ile düşersen yanarsın. Zeka ile düşersen kavrulursun. Akıl ile düşersen çıldırırsın. Aşka düşmezsen kalabalığa karışır, ezilirsin. Şaşkın şaşkın bakma; bir yol seç...

İnsanlık açısı

       Kelkitli genç anne... Hilal Keskin'in bebeğiyle birlikte demir parmaklıklar arkasına atılmasına yüreği dayanmayan Kelkit Kaymakamı Mustafa Çiçek, bize durumu bir "e mail" ile bildirdi. Yazdık. Adalet Bakanlığı dosyayı istedi. Aile baskısıyla yalancı tanıklık ettiği için 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Hilal Keskin'in dosyası Adalet Bakanlığı'nda incelendi. Hafifletici sebeplerin göz önüne alınmadığı anlaşıldı. Adalet Bakanlığı bu hafta Yargıtay Başsavcılığına yazılı emir göndererek kararın bozulmasını istedi.
     ÂHilal Keskin 11 aylık bebeÄŸiyle birlikte yattığı hapishaneden umuyoruz kısa süre içinde tahliye edilecek.
       Dün bu haberi vermiş, Kelkit Kaymakamı Mustafa Çiçek'e teşekkür etmiştik. O da bize bir teşekkür notu gönderdi dün. Orada bu olayın kendisini neden çok etkilediğini şöyle anlatıyor:
       "Anadolu geleneklerine göre, evlendiği günün haftasında gittiği vatan hizmetinden sonra, 18 ay aralıksız askerlik yapıp kavuşmak umuduyla, sevinciyle, özlemiyle evine gelen, ancak 9 aylık bebeğiyle eşini ancak parmaklıklar arkasından görebilen, 18 aylık ayrılık yetmemiş gibi bir de 2 yıl 6 ay sürecek hapis hayatını beklemek zorunda kalan bir delikanlının, bir de genç eşinin duygularını düşündüm. 9 aylık bebeğin hastalanması durumunda parmaklıklar arkasında nereden ilaç bulabileceğini, 25 - 30 kişilik koğuşlarda bir annenin bebeğine nasıl bakabileceğini, aynısının benim başıma gelmesi halinde halimin ne olacağını düşündüm... Dayanamayarak durumu size yazdım"
       ***
       Kaymakam Mustafa Çiçek bir insanlık görevi yapmış ancak bu arada ister istemez yargı kararına müdahale eder duruma düşmüştür. Bürokraside duygulara yer yok malum. O yüzden yargı mensuplarının Kaymakam Mustafa Çiçek'e biraz öfkeli baktıklarını seziyoruz. Hakkında açılmış bir soruşturma da var.
     ÂHilal Keskin serbest kaldıktan sonra Kaymakam Çiçek daha da yoÄŸun baskı altına alınabilir. Umarız İçiÅŸleri Bakanı Sadettin Tantan bu genç ve yürekli kaymakamın ezilmesine meydan vermez. Umarız yargı mensupları da sonuca mesleki duyguların deÄŸil insancıl deÄŸerlerin penceresinden bakar.




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr