Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünyaca ünlü piyanist, salonu hıncahınç dolduran dinleyicileri selamladıktan sonra piyanosunun başına geçmiş, tuşlara basarak konserine başlamış. Ancak ses veren teller piyanist tarafından daha önceden söküldüğü için müzik aletinden en küçük ses çıkmamış...
İki saat, derin bir sessizlik içinde geçen konserin bitiminde sanatçı ayağa kalkmış, dinleyicileri saygıyla selamlamış. Ayakta, dakikalarca alkışlanmış. Ardından kulise geçtiğinde arkadaşları sormuşlar:
- Neden böyle birşey yaptın?
Sanatçı yanıt vermiş:
- İnsanların nereye kadar tepkisiz kalacaklarını ölçmek istedim.
- Peki sonuç?
- Anladım ki tepkisizliğin sonu yokmuş!
Bu öyküyü, DSP milletvekili Uluç Gürkan, önceki gece Meclis kürsüsünde konuşurken özellikle partili arkadaşlarına bakarak anlattı. Herhangi bir tepki almadı.

Arnold Shcwarzeneger'inki uzun... Brad Pitt'inki kısa... Madonna'nın böyle bir şeyi yok. Papa'nın var, ama kullanmıyor. Clinton sürekli onu kullanıyor..
Bilin bakalım, bu nedir?...
Cevap: Soyadı

Kamuoyu araştırmalarında "En güvendiğiniz kurum?" sorusuna vatandaşların verdikleri yanıt değişmiyor:
1) Cumhurbaşkanlığı 2) Silahlı Kuvvetler 3) İçişleri Bakanı Tantan 4) Yargı vs...
Öte yandan Başbakan Bülent Ecevit ve Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın gırtlak gırtlağa geldiği kurumlar sıralamasına da dikkat buyurur musunuz?
1) Cumhurbaşkanı 2) Jandarma ve Genelkurmay 3) Sadettin Tantan 4) DGM savcılarıŞalk, Yüksel vs...
Ecevit ve Yılmaz yolsuzluklarla savaşan devlet kurumlarıyla neden savaşıyorlar dersiniz!?

Avukat Selahattin Görkem siyasi manzaraya ters açıdan bakıyor:
- Koalisyonun başbakan yardımcıları ve bazı bakanlar, ülkenin derin sorunları ile uğraşacakları yerde Sayın Derviş ile uğraşıyorlar. Bu yüzden son haftalarda sık sık kriz çıkıyor. Gazeteler de bunu "Derviş'i kaçırma taktiği" diye yorumluyorlar. Yorum yanlış. Tam aksine; devlet yönetmesini bilmeyenler ülkeyi içinden çıkılmaz duruma düşürünce kendileri bir yolunu bulup kaçmak için durup dururken hır çıkarmaya başladılar...

Bağımsız iktisatçı Aslan Başer Kafaoğlu ekonomide çalan alarm zillerini değerlendiriyor:
- Kemal Derviş'in yüzde 52'lik enflasyon tahminine bankacılar inanmıyor, diyor, onlar enflasyonu yüzde 73 olarak hesaplıyor. Ve düşmesi için umut görmüyorlar. O yüzden de faizler yüzde 80'lerde. Faizler bu düzeyde kalırsa Kemal Derviş'in de işaret ettiği gibi program yürümez.
- Peki ne yapmalı?
- Dolara endeksli tahvil çıkartarak borçları uzun vadeye yayacaksınız. Bence başka çare yok...

Televizyondan bir anons:
"Erkekliğin kitabı yeniden yazılıyor... Aynalı Tahir 155. bölümüyle ekranda..."
Ne erkek milletiz anlayın...
Yaz yaz bitmiyor...
A.Arıcıoğlu

"CASA'larda hata yok... Haksız itham ve uzman olmayan kişilerin iddia, görüş ve değerlendirmeleri ulusal sanayiimize zarar veriyor."
Yukardaki cümle, Genelkurmay Başkanlığı'nın CASA uçaklarının düşüşüyle ilgili yaptırdığı inceleme sonucunda kamuoyuna önceki gün yaptığı açıklamanın özetiydi.
Bu açıklama sizi tatmin etti mi?
Bizi etmedi...
Basın olarak günlerce çok çeşitli kaynaklardan CASA uçaklarıyla ilgili kuşku ve kaygıları dile getirdik. Altında askeri uzmanların imzaları olan ve hasıraltı edilen raporlardan söz ettik. Askeri yetkililerden kamuoyunda oluşan kuşkuları gidecek geniş bir açıklama yapmalarını bekledik. Yerine kısa ve iddia sahiplerini yanıtlamak yerine suçlayan bir açıklama aldık.
Bu arada... Eğer uluslararası piyasada iddialıysak ve dış satımlar kazalardan etkileniyorsa bu talihsiz olayların araştırmasını bağımsız kuruluşlara yaptırmak daha iyi olmaz mı?