Â
-Kırksekiiizzz.. Kırkdokuuuzzz... Elliii... Önüümmm, arkaaammm, sağııımmm, soluuummm ebeee, saklanmayaaann sobeee... Oldu muuu, bakıyoruuummm?       - Bi dakika sayın valiiimmm olmadııı, daha saklanamadııımmm...
     Â
- Hadi ama Erooolll,
sıktın artıııkkk, saklan artıııkkk...
      - Tamam, şimdi oldu sayın valiiimmm, saklandııımmm.
     Â- Sayın emniyet müdürüm, sen de gözlerini açabilirsin artık...
      - Emredersiniz sayın valim, açtım.
     Â- Eveeettt, ÅŸimdi kaçak Erol'u birlikte aramaya baÅŸlayabiliriz...
      - Şurada bir fare deliği var sayın valim, izin verirseniz ben önce oradan başlamak istiyorum.
     Â- Çok iyi olur sayın emniyet müdürüm... Sen onu orada ararken ben de basına, "Fare deliÄŸine bile kaçsa bulacağız onu..." diye bir demeç vereyim. Sonra aramaya ben de katılırım, tamam mı?
      - Siz aramayı nerede yapmayı düşünüyorsunuz sayın valim?
     Â- Bak, ÅŸurada bir iÄŸne deliÄŸi (!) var ya, ben orada arayacağım.
     Â- MüthiÅŸsiniz valla sayın valim, müthhiiiÅŸÅŸÅŸ.. Ä°zninizle ben de, "Ä°ÄŸne deliÄŸine bile kaçsa bulacağız onu" diye bir demeç patlatabilir miyim acaba?
     Â- Rica ederim, izin ne demek, izin sizin... Åžeyyy, diyelim Erol'u ne fare deliÄŸinde ne de iÄŸne deliÄŸinde bulabildik, daha sonra nerede aramamız uygun olur?
      - Mmmm...Mesela, yılanın deliğinde ararız...Uludağ'da!
     Â- Valla benim için hava hoÅŸ da... Hani birtakım münafıklar, ulan UludaÄŸ gibi soÄŸuk yerde yılan ne arar, bunların niyeti bozuk, diye dedikodu yaparlar diye korkarım.
      - Haklısın, memleket münafık dolu. Sonra milletin ağzı torba değil ki büzesin. Ağzı olan konuşuyo...
     Â- Bence en iyisi sıcak bir yerde arayalım... Mesela Ä°spanya'da. Zaten aldığım duyumlara göre aradığımız kaçak Ä°spanya'daymış!
      - Bizi İspanya'ya göndermezler ki oğlum?
     Â- O zaman yurt içinde sıcak bir yerde arayalım.. Mesela, mesela.. Mesela Bodrum'da ya da Antalya Kemer'de...
      - Senin, devletin kemer sıkma politikasından haberin yok galiba... Kemer'de aramamıza hayatta izin vermezler.
     Â- O zaman elimizdeki imkanlarla aramaktan baÅŸka çare yok...Erooolll... Elma dersem çık, armut dersem çıkma, tamam mı hayatım?
      - Armuuuttt! Armuuuttt! Armuuuttt!
      - Tüh Allah kahretsin, adamı yine bulamadık!
     Â- Tüh ki, ne tüh sayın valim!
Atatürk'ü solladı...
      Pazarlamacı işadamı
Fadıl Akgündüz, önceki gece dev bir şovla
"İmza" marka otomobili Türkiye'ye tanıttı. Tanıtım şovu 80'e yakın ulusal ve yerel televizyon kanalı tarafından
"canlı" olarak yayımlandı. Gecenin maliyetinin 2 milyon doları bulduğu açıklandı.
      Demek ki.. Parayı bastırınca Cumhuriyet Bayramı gecesinde bile bütün özel televizyonlar kapatılabiliyor. Onunla
Jet Fadıl diye dalga geçenler parayı görünce kanalı Jet hızıyla
Fadıl'ın emrine verebiliyor.
Fadıl da Cumhuriyet Bayramı'nda
Atatürk'ten çok kendi sesini duyurmayı başarıyor. Gece boyunca Cumhuriyet'ten çok Osmanlı'nın propagandasını yapıyor.
      Hepinize bravo...
Vizyon
      ANAP lideri
Mesut Yılmaz, "Her dindar vatandaşı potansiyel tehlike görme zihniyetinden vazgeçelim" demiş...
      Beyefendi, siz de artık irticacıları
"dindar vatandaş" olarak görmekten vazgeçseniz...
David'e mektup!
      Sevgili
David Copperfield Abi,
      Duydum ki hep kaybedenlerin ülkesi Türkiye'ye
"kaybetmeye" geliyormuÅŸsun. Bizden sana tavsiye, gelme abi. Bizim buralarda kaybedenlere pek iyi bakmazlar.
      Mesela
Rıdvan Hoca Kadıköy'de üç puan kaybetti, adamı anında kaybettiler. Burada billbordlara senin belden aşağı ayırdığın afişlerini astılar. Keşke daha ilginç bir resmini yollasaydın. Zira bu ülke belinden aşağısına hakim olmamasıyla ünlü. İnanmıyorsan gelmeden yıllık nüfus artış oranlarımıza bakıver. Yanlış anlama, dünyanın en iyi sihirbazı olabilirsin, evelallah saygımız sonsuz... Ama bu ülke senin gibi çok sihirbazlar gördü be abicim. Mesela meşhur sihirbaz Çankayalı
Turgut... Kalemini sallayarak üç koyup bir alma numarasıyla Amerika'nın bir koyduğuna üç verirdi de kimsenin ruhu duymazdı. Onun yamağı bir purolu sihirbaz var... O da enflasyonu köpek gibi havlatacağım diye ekonominin başına geçti, şapkasından yeni bir enflasyon canavarı çıkarıp fakir fukarayı bağırttı.
      Sen şimdi Allah bilir buraya gelip testereyle adam bölme numarası falan yaparsın. Aman zahmet etme
David Abi. O numaranın burada alasını yapıyorlar. Al sana bizim Başbakan... Adam yıllar evvel sosyal demokratları bir böldü, o gün bugün birleştirebilen yok. Şapkadan tavşan çıkarma numarasını da unut. Güvercin çıkarırım diyorsan onu da geç. Biz son seçimde sandıktan güvercinle kurdu birlikte çıkardık. He, he, hee... Bu milletin gözünün önünde kaza yapan bir Mercedes'ten aynı anda bir milletvekili, bir emniyet müdürü, bir mafya babası çıktı. Ona bile şaşırmadık. Yaa abicim, bizim millet öyle numaralara alıştı ki senin işin zor. Allah aşkına söyle, sen mankenden oyuncu, dansözden haber spikeri yapabilir misin? Yapamam diyorsan sen bizim medyanın eline su dökemezsin abicim!...
      Sen bir metre kazınca su çıkan bataklığa on katlı bina dik de görelim.
      Sen deniz kumundan site yapabilir misin Abidin, pardon
David Abi?
      İyisi mi sen buralara gelme
David Abi. Onu bunu kaybedeceğim derken akli dengeni bile kaybedersin abi. Bir şey değil, sihirbazlık yapacağım derken bizim gibi
"sinirbaz" olup çıkarsın. Yol yakınken vazgeç bu sevdadan abi. Sonra dedilerdi dersin.
      Hasretle öptük.
     Â
(Ä°nternet'ten)Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr