Depremzede vatandaş, sınırlı bütçesiyle devletten daha seri çözümler üretebiliyor... Örneğin... Yalova'da, kentin tam ortasındaki Süleyman Bey Mahallesi'nde
"Kendi prefabriğini kendin yap!" yöntemiyle kurulan baraka kent...
      Vatandaş, bulduğu bir ustayla pazarlığa tutuşmuş; güç bela biraraya getirdiği 300 - 350 milyon lirayı ödeyip sunta - tahta - naylon - elyaf karışımı ilkel prefabrikler kondurmuş parkın ortasına...
"Orta hasarlı" evlerini terkedenler ve ellerine tutuşturulan
"az hasarlı" raporunun şaibeli olduğuna inanan yurttaşlar yaşıyor burada... Çünkü onlara prefabrik ev verilmeyecek.
      Baraka - kentte kime sorsanız, 17 Ağustos sonrası yapılan
"hasar" tespitlerinin sağlıklı olmadığını söylüyor... Bakın söylenenlere:
     Â
NEVİN YILMAZ: İlk tespitte evimizin orta hasarlı olduğu saptandı. Apartmanda çok sayıda dairenin ve alttaki dükkanın mülkiyetine sahip olan zat, ne yapıp etti,
"sıfır hasara" indirtti. Çoğu insan, gündüzleri yine hasarlı evlerde geçiriyor. Geceleri geliyorlar barakaya...
     Â
SAFFET TUNA: Bir arkadaşımın oturduğu apartmanın alt katına
"ağır hasar" raporu verdiler. 2'inci katlara
"orta hasar", üst katlara da
"hasarsız" raporu verildi. Böyle şey olur mu?..
     Â
HABİBE GÖKPINAR: Vatandaşın da suçu var. Çok küçük hesaplar yapıldı, Hasar tespit sürecine herkes işine geldiği gibi müdahale etmeye çalıştı. Kimi binası yıkılmasın diye hasar durumunu düşük göstermeye, kimi de alacağı yardımı yükseltmek amacıyla ağır göstermeye çalıştı...
      Sonuçta... Prefabrik evler yetişti mi yetişmedi mi tartışması arasında... Esas sorun, evleri az hasarlı veya hasarsız olup korkudan içine giremeyenlerin durumu... Onlar kışı dışarda geçirmeye mahkumlar... Onların durumu ne olacak? Bilen var mı?
      *
Sayın Ecevit, "DSP için iktidar bir hayaldi, gerçek oldu" demiÅŸ...      Â
Gelecek seçimlerde iktidar gerçeÄŸi, hayal olma yolunda yürüyor gibi görünüyor...     Â
Erhan IşılGözlerimi kaparım!
      Fenerbahçe - Antalyaspor maçının yorumunu Star TV'de izledik. Yorumcu
Serdar Çakman'a ve kameraların gösterdiğine göre, Antalya'nın attığı üçüncü golde ofsayt yoktu ama Fener'in attığı galibiyet golünde ofsayt vardı. Eğer hakem doğru kararları verse Antalya maçı 3 - 2 kazanmış olacaktı. Bize ilginç gelen... Maçı en az ikişer üçer muhabir ve yazarla izleyen spor basınımızda bu hatalar konusunda tek satırın yer almaması... Spor basınındaki arkadaşlara soralım. Bu durum size de ilginç gelmiyor mu?
Birkaç satır
      Kitabın adı
"Ä°nside the Sraglio" Yani...
"Saray'ın içi..." Geçenlerde Londra'da yayımlandı. Yazarı
John Freely... Kitabın 25'inci sayfasında şu satırlar göze ilişiyor:
     Â
"Fatih Sultan Mehmet, Saray'ın uzağındaki camilere bir veya iki genç muhafızın korumasında giderdi..."      Şimdiki yöneticiler malum... Bir yerden bir yere 20 - 30 polis arabası eşliğinde gidiyorlar. Kapalı salonlarda bile korumalar çevrelerine etten duvar örülüyor. Osmanlı'da yoktu böyle şatafat... Ne de böylesi endişe...
Akdeniz yağması (3)
      İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan arayarak
"Akdeniz Yağması" başlığıyla yazdığımız yazılarla ilgili bilgi verdi.
      Önce olayı anımsatalım... Kemer Belediye Başkanı
Hasan Şeker ve ailesi Kiriş'te Hazine'ye ait arazi üzerine 48 dükkan inşa ederek kiraya vermiştir. Şikayetler üzerine Kemer Kaymakamı
Oğuz Çelikhatipoğlu bu dükkanlar için tahliye ve peşinden yıkım kararı çıkarmıştır. Bu arada ANAP'lı Belediye Başkanı
Hasan Şeker, kaymakamı ANAP yönetimine ve İçişleri Bakanlığı'na şikayet etmiştir. İçişleri Bakanlığı Kemer'e müfettiş göndermiş; müfettiş kaymakamın savunmasını dahi almadan geri dönmüş... Tahliye 29 Kasım'da başlayacakken Kaymakam
Çelikhatipoğlu 26 Kasım'da görevden alınmış, geçici görevle Sivas'a tayin edilmiştir.
      İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan dün telefonda Kaymakam
Oğuz Çelikhatipoğlu'nu müfettiş raporu uyarınca görevden aldığını, Belediye Başkanı hakkında da soruşturma başlattığını, yeni gelen kaymakamın tahliye ve yıkım kararını uygulayacağını söyledi.
      Acaba kaymakamın suçu neydi?
     Â
Sadettin Tantan soruyu:
     Â
- Dosyaya bakmam lazım... diye yanıtlıyor.
      Acaba kaymakamın savunması dahi alınmadan hazırlanan bir müfettiş raporu sağlıklı olabilir mi? Bakan
Tantan müfettiş raporuna itibar etmek zorunda olduğunu, konuyu Antalya Valiliği gibi mercilerden de soruşturduğunu ekliyor.
      Biz Sayın
Tantan'ın dürüstlüğüne inanıyoruz. Ancak kendisine rapor ve bilgi veren çevrenin hangi güdülerle hareket ettiğini bilmiyoruz.
      Kaymakam
Oğuz Çelikhatipoğlu Mülkiye mezunu, 15 yıllık devlet görevlisi... Doğu'da Gerger, Ovacık dahil çok zor bölgelerde görev yapmış. Bugüne dek bir uyarı cezası dahi almamış. Bakanlık bursuyla ABD'de
"master" tezi vermiş 4 kaymakamdan biri... Son olayda devlete ait arazinin işgalini önlemeye çalışmaktan başka nasıl bir kabahat işlemiş? Bilinmiyor...
     Â
Netice: Hazine arazisine kaçak inşaat yapan ANAP'lı Belediye Başkanı koltuğunda... Kaymakam sürgünde... Bu tabloyu içinize sindirebiliyor musunuz?..
      *
Dünyada belki de ilk kez depremin bir hükümete yarar saÄŸladığı görüldü!..     Â
(BKZ: Türkiye Cumhuriyeti...)     Â
Cihan Demirci Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr