Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bir avuç siyasetçi, işadamı ve bürokratın işbirliği yaparak devleti nasıl soydukları, geçtiğimiz Pazar akşamı Flash TV'de yayınlanan "Flash Gündem" adlı programın ana konusuydu. Feyhan Şaylıman' ın yönettiği programa katılan FP Aksaray milletvekili Ramazan Toprak , bu soyguna ilişkin bir örneği şöyle anlattı.
"Son 10 yılda bazı işadamları özel banka kurmaları için yoğun bir şekilde teşvik edildi. Neden? Çünkü siyasetçi ve bürokratlar bu girişimlerden kendilerine de birşeler düşeceği umudundaydı. İşte bu şekilde kurdurulan bankalardan biri, geçenlerde devlet bankası olan Vakıfbank'a başvurdu ve yüzde 70 faizle 14 trilyon lira kredi aldı. Parayı çektiği gün gün Hazine'ye gitti, o parayla, yüzde 130 faizle, vergisi - mergisi olmayan Hazine bonosu satın aldı. Böylece devletin parasını devlete satarak bir işlemle 10 trilyonun üzerinde para kazandı. Bunun gibi pek çok olay biliyorum, zamanı gelince hepsini tek tek, isim isim açıklayacağım. "
Bu yöntemle en çok soyulan kamu bankalarının başında gelen Vakıfbank'ın bugünkü durumu mu? Geçtiğimiz günlerde personeline yayınladığı bir genelde, "Maaşlarınızı ödemekte güçlük çekiyoruz, o nedenle sizleri iki ay ücretsiz izne çıkarma kararı aldık" deniliyordu.

Buyrun size arka cam edebiyatından yeni seçmeler...
*Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım.
*Karayollarında değil, senin kollarında öleyim.
*Seninle tanışmam geçen kışındı; romandın, gözlerin satır başındı.
*Gönlünde yer yoksa bana güzelim; fark etmez ben ayakta da giderim.
*Vur kalbime hançeri, yüreğim parçalansın; fazla derine inme, çünkü orda sen varsın.
*Yollar gidişime, kızlar duruşuma hasta.
*Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.
*Öyle birini sev ki, sen ölünce, o hiç yaşamasın.

Eleştirinin eleştirisi olur mu? Elbette olur... Radikal'in her zaman keyifle okuduğumuz Ek'inde önceki hafta Pakize Barışta, Ahmet Altan'ın "İsyan Günlerinde Aşk" adlı romanını incelemişti. Bu hafta da Ahmet Oktay, Pakize Barışta'nın eleştirisini eleştiriyor...
Pakize Barışta yazısının bir yerinde kitap için:
- Cumhuriyet'in bizde biriktirdiği imgeleri parçalıyor, demiş.
Ahmet Oktay bu yargı üzerine meraklanmış, soruyor:
- Siz kimsiniz?
Eleştirmenin "ben" öznesini kullanmasının daha yerinde olacağı düşüncesinde Oktay...

- Bankacılık Yasası'nın şu maddesinde şöyle küçük bir değişiklik yapsak?
- Asla olmaz! İMF yasanın aynen böyle çıkmasını istiyor.
- Tütün Yasası'nın şurasındaki şu virgülü kaldırsak da yerine...
- Katiyen olmaz, İMF...
İMF, çıkarılmasını istediği yasaları A'dan Z'ye kendisi hazırlayıp, bizden virgülüne dahi dokunmadan aynen Meclis'ten geçirmemizi mi istiyor? Yoksa o sadece genel çerçeveyi çiziyor da, birileri, "İMF böyle istiyor" deyip aslında kendi isteklerini mi gerçekleştirmeye çalışıyor?
DSP milletvekili Uluç Gürkan' ın bu soruya yanıtı:
"İMF'nin Türkiye temsilciliğinde 7 uzman görev yapıyor. Bunlardan sadece ikisi işi biliyor, gerisi hikaye... İşi bilen ik uzman da bizim Hazine bürokratlarına İMF'nin olaya genel bakışını, yaklaşımını söylüyorlar sadece...Yasaları asıl bizimkiler hazırlıyor. Size geçenlerde oluşan çok komik bir olayı aktarayım. Hazine'nin bürokratları Bankacılık Yasası'nı hazırlarken aralarında bir tartışma çıkıyor. Bu bürokratlardan biri, lMF Türkiye temsilciliğindeki, dünyadan bi haber uzmanlardan birini arıyor. Falanca maddede aramızda tartışma çıktı, ben böyle böyle düşünüyorum, sen ne dersin, diye sözümona soruyor. IMF uzmanı, cehaleti ortaya çıkmasın diye, "Ben de senin gibi düşünüyorum", karşılığını verince, bizimki arkadaşlarının yanına geliyor, ben IMF'ye görüştüm, düzenlemenin bizim istediğimiz şekilde çıkmasını istiyor, diyor.
Malumunuz şu sıralarda yabancı sigaranın tekellerinin Türk tütün piyasasını işgal etmek için yazdıkları senaryolar da TBMM'ye "İMF böyle istiyor" şarkısı eşliğinde indiriliyor.

Laforizma...
Evlilikte 5.yıl tehlikeliymiş...
Tecrübeli bir evli de der ki: "Bazı evlilikler direkt olarak 5. yıldan başlar!"
Cihan Demirci