Antalya’da Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali sürüyor. Geçtiğimiz cuma akşamı Prag Devlet Operası sanatçıları Verdi’nin "Nabucco" adlı eserini sahnelediler. Antik Aspendos Tiyatrosu sadece izleyicileri değil sahne sanatçılarını da büyülüyor. Seyirciyle bütünleşiyorlar.
Ancak sahne dışına taşan "bütünleşme" biraz burukluk yaratıyor.
Nabucco’nun kızı Fennana’yı canlandıran başrol oyuncusu Jana Sykorova’nın perde arasında sahne kostümleriyle tuvalet kuyruğunda beklemesi "hoş" değildi.
Antik Aspendos Tiyatrosu’nun bulunduğu Belkıs beldesi gençleri geceleri opera ve bale festivalini aksatmadan izliyorlar. Kimi güvenlik görevlisi, kimi tuvaletlere bakıyor, kimi de meşrubat satıyor.
Dolayısıyla oyunların en sadık izleyicileri onlar...
Bu gençlerden "avukat" lakaplı Süleyman’a meraklı bir gazeteci sordu:
- En çok hangi oyunu beğeniyorsun?
- Aida’yı.
- Neden Aida?
- Her oyunda tiyatro ful, oyunu 15 bin kişi izliyor!
*Zayıflama rejimi yapanlara basit bir tavsiye; lezzetli olan her şey rejime aykırıdır...
İsaac Asimov
Spor yazarlarının kıyafetini beğenmediği için adam yerine koymadığı bir teknik direktör dünyanın en iyi dört takımından birini yaratabilir.
Bir teknik direktör ülkesindeki futbol allamelerinin söylediklerinin tam tersini yaparak da çok büyük başarılara imza atabilir.
İnanç kimliğini sporcu kimliğinin önüne geçirenlerin sahada eli ayağına dolaşabilir.
Hırsız - uğursuz siyaset cücelerinin yerle bir ettiği bir milletin itibarını 11 dev adam iki - üç maçta geri kazandırabilir.
Ekonomi profesörü ağabeyimiz: - Sık sık banka boşaltmaktan sanık kişilerin yatlarında, katlarında, özel uçaklarında, lüks mercedes otomobillerinde keyif çattığını yazıyorsunuz, dedi...
- Evet efendim yazıyoruz...
- İyi ama bu kişilerin yatlarını katlarını devlet veya mahkemeler ellerinden almıyorsa bunlar ne yapsın... Kendiliklerinden götürüp devlete hibe mi etsinler?
Ekonomi profesörü ağabeyimiz haklı... Banka boşaltmış insanlar isteyen olmayınca neden götürüp malı mülkü devlete versinler...
***
Mevzu açılmışken... 29 Mart 2001 tarihinde, Zekeriya Temizel’in BDDK Başkanlığı’ndan istifasından az sonra Milliyet’te Harun Gürek imzasıyla yayımlanmış "Batıranların Bayramı" başlıklı haberi birlikte okuyalım:
"... Zekeriya Temizel döneminde hazırlanan ve el konulan bankaların 12 katrilyon liralık alacağının hızla tahsil edilmesini amaçlayan, Bankalar Yasası’nda değişiklik öngören tasarı, Bakanlar Kurulu tarafından, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) geri gönderildi. Temizel’in, BDDK Başkanlığı sırasında hazırladığı tasarı, üç aydır Bakanlar Kurulu’nda bekliyordu.... Tasarıda... içi boşaltıldığı için el konulan bankaların sahiplerinin malvarlıklarından yapılacak tahsilatın da hızlandırılması hedefleniyordu... Böylece bu banka sahiplerinin hileli yollarla bankadan çektikleri kredilerle aldıkları mallar, mahkeme kararıyla bankaya dönmüş olacaktı. Söz konusu düzenlemeyle, banka alacaklarının tahsilatının 15 - 20 yıldan, 1 - 2 yıla indirilmesi hedefleniyordu.
***
Özetle... Ecevit - Bahçeli - Yılmaz iktidarı, banka boşaltanların götürdükleri paraların geri alınması için değil alınmaması için çalışmaktadır... Hortumcular siyasileri çok önceden kafakola almışlardır...
*Milli Takımın başarılarını kanlı şekilde kutluyoruz.
Dünya Şampiyonu olursak Kore Savaşı’ndaki şehit ve gazi sayısını yakalayabiliriz!
Haldun Ertem
Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal bugün Urfa’da olacak... Küçük ama anlamlı bir törene katılacak...
Bu sütunda Urfa Emniyet Müdürü Kutlay Çelik’in yaratıcı uygulamalarından söz etmiştik... Balıklıgöl’de turistleri çekiştiren sokak çocuklarından 20’si İngilizce ve rehberlik eğitiminden geçirilmiş, birer küçük turist rehberi haline getirilmişlerdi. Emniyet Genel Müdürü Kemal Önal bugün bu küçük turist rehberlerini törenle göreve başlatacak. Yaratıcı bir uygulamanın Emniyet Genel Müdürlüğü’nden destek görmesi bir başka olumlu gelişme...