Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       İktidar milletvekili olan dostumuz:
     Â- Çetelerle mücadele yasasında çok eksik var, diyor, bazı maddeler hiç ilgisiz kiÅŸilerin yanmasına neden olabilir...
       Bu milletvekili hem komisyon çalışmalarına katılmış, hem Genel Kurul'daki oylamaya.
     Â- Peki yasa görüşülürken söz alıp bu kaygıları dile getirdiniz mi?
       - Hayır, diyor milletvekili, çünkü pratikte bu mümkün değil...
     Â- Neden?
       - Diğer yasaların görüşülmesinde de iktidar milletvekilleri gördükleri aksaklıkları dile getirmiyorlar...
     Â- Ä°yi de neden?
       - Çünkü komisyonlarda muhalefet milletvekilleri zaten yasaları engelleme taktiklerine başvuruyorlar. İktidar milletvekilleri daha fazla vakit kaybolmasın diye söz alıp konuşmuyorlar. Yasalar geldiği gibi çıkıyor.
       xxx
       Milletin vekilleri yasama sürecinde devre dışı kaldıklarını itiraf ediyor. Ya milletin kendisi?
       Meclis'teki yasaların kendi hayatına ve ülkeye ne getirip ne götüreceğinden milletin hiç haberi yok. Halk ancak gazete muhabirlerinin yakalayabilip gazetelere yansıttığı kadarıyla bilgileniyor yasalardan. Görüşünü TBMM'ye yansıtamıyor. Tartışmalara katılamıyor.
       Bu çarpıklığı gidermek için ne yapmalı?
       DSP milletvekili Masum Türker'in ilginç bir yazısı yayımlandı bu hafta Nokta dergisinde. Masum Türker halkın, kitle örgütlerinin, meslek kuruluşlarının yasama sürecine katılabilmesi için şu öneride bulunuyor:
     Â- TBMM BaÅŸkanı yasa teklif ve tasarıları kendisine geldiÄŸinde bunları Resmi Gazete yoluyla veya baÅŸka biçimlerde kamuoyunun görüşüne sunmalıdır. VatandaÅŸlar ve kuruluÅŸlar görüşlerini yasanın görüşüleceÄŸi komisyona iletmeli, bu görüşler elenip özetlenerek komisyon üyelerine dağıtılmalıdır. Yasadaki aksaklıkları milletvekilleri bu ÅŸekilde daha iyi görebilir. Ve halkın görüşü Meclis'e yansımış olur.
       Konu önemli... Üzerinde mutlaka durmak lazım...

       *Bizim milletvekillerinin yarısı müteahhitmiş.
     ÂÅžimdi anlaşıldı...
     ÂNeden hep dar gelirlilerinin yuvasının yapıldığı.
      Bir memur

Maymun

       Fıkrayı Sezen Aksu'nun Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konseri arasında sahneye gelen Cem Özer anlattı...
       Ormanda bir maymun varmış... Sabahtan akşama dek kafayı çekermiş... Bir gün zürafa bu maymunla sohbet ederken sormuş:
       - Sen kafayı çektikten sonra ne yapıyorsun?
     Â- Renkli ÅŸeyler yaparım, demiÅŸ maymun, mesela gider aslanı beceririm...
       Bu laf kulaktan kulağa dolaşmış, sonunda aslanın kulağına gitmiş. Baba aslan koştura koştura maymunu bulup sormuş:
       - Ulan hergele söyle bakayım sen kafayı çektikten sonra ne yapıyorsun?..
       Maymun süklüm püklüm:
     Â- Hiiç abi, demiÅŸ, abuk subuk konuÅŸuyorum iÅŸte...

Merak

       İçinde ne Demokrasi ne de Sol bulunmayan partiye "Demokratik Sol" adını koyan "Dürüst lider" sayılabilir mi?

Erbakan tehlikesi!

       Genel seçimin hemen öncesindeki "Küskünler" hareketini anımsıyorsunuz. Aday listelerine giremeyen milletvekilleri 116 imzaya ulaşıyor ve TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmak üzere Meclis Başkanlığı'na başvuruyorlar. Hemen arkasından Erbakan küskünlere destek veriyor. Fazilet Partisi de, hükümetle pazarlığa girişip Erbakan'a siyaset yasağı getiren 312 sayılı yasanın değiştirilmesi karşılığında küskün hareketine verdiği desteği geri çekeceğini bildiriyor.
       O günlerde yapılan açıklamaları arşivden çıkardık. Bakınız ANAP lideri Mesut Yılmaz 13 Mart 99'da ne diyor:
     Â"Küskünler hareketine destek veren FP, milletin deÄŸil, kendi derdinin peÅŸinde... Erbakan'ın yasağını kaldıracak olan 312 sayılı yasada deÄŸiÅŸiklik yapılmasına karşıyız. KiÅŸilere dayalı her türlü düzenlemeye hayır diyoruz..."
     Â
DSP lideri Bülent Ecevit'in sözleri ise şöyle:
     Â"FP, Meclis'te ayak oyunlarıyla Erbakan'ın devlete, Atatürk'e, laik demokratik cumhuriyete karşı küskünlüğünü gündeme getirmeye çalışıyor. Küskün milletvekillerinden yararlanarak Meclis'i ve devleti teslim almaya çalışıyor."
       xxx
     Â
Küskünler hareketi ve Erbakan'ın yasağını kaldırma girişimlerine karşı tepkiler bu kadar değil. O günlerde basın ve askerler de bu harekete açıkça tavır alıyor. DYP dahil FP dışında kalan bütün güçler ayağa kalkıyor.
       Küskünler hareketi eritiliyor.
       Peki bugün ne oluyor?
       Tahkim'in kabulü karşılığı elbirliğiyle Erbakan'ın yasağı kaldırılıyor.
       Dün o kadar tehlikeli olan, din devleti kurmak istiyor diye kurduğu bütün partiler kapatılan Erbakan bugün ne oldu da tehlike olmaktan çıktı?
       Hani irtica PKK'dan daha tehlikeliydi?
       Şimdi ne değişti?
       İki olasılık söz konusu...
       Ya yabancı sermaye hatırına Türkiye laikliği ve demokrasiyi tehlikeye atıyor!
       Ya da Erbakan gerçekte tehlike değildir de temsil ettiği sermaye kesimini altetmek için laiklik tehlikede gösterilerek laik kesimlerin desteğiyle Erbakan'ı yoketme operasyonuna gidilmiştir.
       Bundan sonra irticanın ülkenin başına bela olduğuna kim kimi nasıl inandıracak? İrticadan söz edenlere halk nasıl inanacak? Söyler misiniz?



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr