Mülkiyeli şair Ece Ayhan öldü. Kendisi de söylemişti "Dirim Kısa ölüm Uzun"...
Mülkiye’yi 1959 yılında bitirdikten sonra 1966’ya kadar Gürün, Alaca, Çardak ilçelerinde kaymakamlık yaptı. Sonra devletten ayrıldı. İkinci yeni geleneğinden geliyordu. Şiirini tarihten, kapalı çevre kültürlerinden, az bilinen kaynaklardan, kitaplardan derlenmiş malzemeyle kurdu. Kıyıya itilmiş insanların sorunlarına, yalnızlıklarına "karaduygululuk" dediği karamsar bir bakış açısıyla eğildi.
"Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür...
Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu suydu:
- Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
- Solgun bir halk çocuğunun ayaklanmasının kalbinedir.
dizeleriyle başlayan "Meçhul Öğrenci Anıtı" şiiri şöyle biter:
"Aldırma 128! intiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek."
Azizim, güzel atlar da güzel şiirler gibidirler
Öldükten sonra da tersine yarışırlar vesselam!
Kimi gazete haberleri vardır, Karadeniz fıkrası sanırsınız. Arkadaşımız Nurettin İğci işte bu türden gazete haberlerini derlemiş, "Medyatik Temel" başlıklı bir kitap oluşturmuş. Mesela...
Karadenizli iki arkadaş Ankara’da Devlet Bakanı olan arkadaşlarını ziyarete geliyor. Bakan yerinde yok. Telefonla ulaştıklarında bakan iki kafadara: "Sekreterime cep telefonlarınızı bırakın, ben sizi ararım" diyor. Ertesi gün Bakan yerine geldiğinde sekreter hanım kendisine iki cep telefonu uzatıyor: "Arkadaşlarınız bıraktı, siz öyle söylemişsiniz..."
Kırklareli’nde faaliyet gösteren Küçük Mustafa Köftecisi’nde, müşteriye salata yapmak için kesilen domatesin içinden ay ve yıldız çıktı. İnterhaber’in haberine göre, garson Cüneydi Kayacan salata yaparken kestiği domatesteki ayyıldızı fark ederek basına haber vermiş. Kırklareli’nde olay, Milli Takım’ın başarısının tohumlara yansıması olarak değerlendirilmiş.
SAHİBİNDEN lisan - ı münasiple rica ettik. Sen çek git, partiyi bütün müştemilatıyla, müşterileriyle ve de milletvekilleriyle bize devret, dedik. Reddetti, parti işte böyle elinden gitti.
Hüsram
2002 SİYAH MERSEDES MİNİBÜS. Ankara’ya, asker olan bizim oğlanı ziyarete gelmiştim. Bakanlıklar’dayım, baktım 2002, yüksek tavanlı siyah bir minibüs karşıdan geliyor. Cenaze arabası sandım, kasketimi çıkardım, geçinceye kadar ihtiram duruşunda kaldım. Meğerse Başbakanımızın makam arabasıymış, yaptığıma utandım.
Mehmet Tandır. Yeryer köyü-Gerger.
KAYIP. Bir gecede 7 bakanımı, 50’ye yakın milletvekilimi kaybettim. Hepsini geri çağırıyorum, dönün yuvanıza diye yalvarıyor, bağırıyorum.
Bülent Ecevit.
AZ KULLANILMIŞ milletvekili. Partisinden yeni istifa etti, kendisinden istifade edilmesini bekliyor. Siyasette fazla bir şey beklemiyor, yeni kurulacak hükümette bir bakanlığa fitim, diye ekliyor. 62 yaşında, telefonun başında, kalbi helecanla tekliyor, telefonunuzu bekliyor.
Oğuz.
TECRÜBELİ Genel Sekreter. Boşta. Hiçbir şeyi gurur meselesi yapmaz, kendisine verilen talimatların bir milim bile dışına taşmaz.
Manisalı Hasan
NAKLİYECİLER! Size sesleniyorum, lütfen genel merkezimizin önünü terk eder misiniz? Biz partiyi bir yere nakletmiyoruz, sadece bazı milletvekillerimiz kendilerini naklediyorlar. Olayı size yanlış naklediyorlar. Lütfen.
Rahşan.
BODRUMDA halvet olmuş, sevişiyorduk ki, kocası bastı, bi araba sopa yedik, suratımızı bu hale getirdik. Eee, kadınla Ege’deki Bodrum’da değil de evlerinin bodrumunda buluşursan olacağı budur oğlum Niyazi.
Küçükçekmeceli Niyazi.
Çeşme ve Alaçatı belediyeleri altyapı yatırımları yapacak bir şirket kurmuşlar. İhale usulü ile çalışmalarını sürdüren firmanın kısa adı ilçedeki şantiye alanındaki tabelada dosta düşmana şöyle ilan ediliyor:
ÇALBiR!