SBF'nin şimdiki adı
Aziz Köklü Dersliği olan büyük amfisinde her yaştan, her cinsten, her görüşten eski - yeni Mülkiyeli, tek bir ağızdan okul marşını söylüyor:
     Â
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz      Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz...
      Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin 140. kuruluş yılı töreninde Dekan
Celal Göle, Mülkiye'nin 1936 yılında İstanbul'dan özel bir trenle Ankara'ya taşındığı günü anlatıyor:
     Â
- Trenden inen öğrenciler topluca Ulus'taki Atatürk Anıtı'na doğru yürüyüşe geçtiler. Yol üzerindeki Meclis binası önüne geldiğinde, öğrenciler adına bir son sınıf öğrencisi konuşma yaptı. Konuşmasında, Mülkiyelilerin her zaman Atatürk'e ve Atatürk devrimlerine sahip çıkacakları sözünü verdi. Bu öğrenci benim babamdı, adı Turgut Göle'
ydi. Biz de bugün aynı sözü veriyor, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.
     ÂÖğrencilerin dekandan çok bir Mülkiyeli aÄŸabey gibi gördükleri Dekan
Göle, daha sonra SBF'nin son yıllarında yapılanları ve yapılması planlananları anlatmaya başlıyor:
     Â
- Kurmuş olduğumuz internet sistemiyle her geçen gün daha çok sayıda bilgi merkeziyle işbirliği yapmaya başladık. Örneğin İnsan Hakları Merkezi'miz geçenlerde bu yolla Amerikan Cincinatti Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi'yle ortak ders yaptı; Hindistan'daki insan hakları sorununu tartıştı. Yakında NATO ve Bosna'yı ortak ders olarak işleyeceğiz...      Celal Göle, bu arada SBF'yi
"küçültme politikası"ndan da söz ediyor ve bunda sağladıkları başarıyı gururla, keyifle anlatıyor:
     Â
- Kısa bir süre öncesine kadar her yıl 1. sınıflarımıza toplam 800 öğrenci alıyorduk. Şimdi bu rakamı 300'lere düşürdük. Hocalarımız 55'er kişilik sınıflarda ders vermeye başladılar. Bu küçülme politikamıza bağlı olarak toplam öğrenci sayımız da 3200'lerden 1400'lere düştü. Böylece daha nitelikli eğitim verme olanağımız doğdu.       Daha nice 140 yıllara...
      ***
      Bir insanın eğitimi bittiğinde hayatı da sona erer.
      E.A. Filene
      ***
Nezaketin sınırı
     Â
Shadow, iki yaşında bir sevimli köpek... İngiltere'de polis kadrosunda görevliymiş. Geçenlerde kadrodan çıkartılmış. Sebebi... Polisin kovaladığı kişileri arayıp buluyor... Fakat havlayıp taciz edeceği yerde yalamaya başlıyormuş. Anlayacağınız fazla nazik olduğu için işten kovulmuş...
      ***
      Yılbaşı piyangosunda büyük ikramiye 1 trilyon... Cavit Çağlar bu kadarcık para için bilet almaya gerek görmez herhalde!..
      ***
Åžantaj
      Son günlerde peşpeşe gelen ve sebebi net olarak izah edilemeyen gaz ve elektrik kesintilerinin maksadı aydınlandı. Meğer amaç kamuoyunu ve
Bülent Ecevit'i nükleer santralın gerekliliğine razı etmekmiş. Konuya yakın dostların yorumları dün bu yöndeydi.
      Bu ucuz ve geçerli bir taktiktir. 1992 yılında Yatağan ve Yeniköy santrallarının çevreyi kirletip kirletmediğini yerinde görmek için bölgeye davet edilmiştik. Yatağan Santralında konuk edildiğimiz akşam saatlerce elektrik kesildi. Sonradan öğrendik ki maksatları bize
"elektriğin çevreden önemli olduğunu" anlatmakmış. Elektrikler sönünce bizim hidayete ereceğimizi varsayıyorlardı.
      Bu ucuz şantaj modeli sürüyor.
Nükleer tehlike
      Cumhurbaşkanlığı konusu seçime daha 5 ay varken tarışılıyor. Bir o kadar önemli olan nükleer santral ihalesi ise... Üç kişilik "iktidar konseyi"nin 4 saatlik toplantısı sonunda karar bağlanıverdi. Santral kurulacak... Sıra geldi santralı yapacak firmanın seçimine... Başlıyor Ankara'da amansız bir çekişme.. Gelelim bu ihalenin en kritik noktasına...
      Santralın kurulacağı alanın
"deprem riski" ne...
      TEK 1983 yılında bölgede jeolojik araştırmalar yaparak altı ciltlik bir inceleme hazırlamış ancak bu sonuçlar açıklanmamıştır.
      1988 - 1989 yıllarında Piri Reis gemisi bölgede deniz dibi araştırmaları yapmış... Bu araştarmalara katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.
Atilla Uluğ, bulgularını bir bilimsel makalede açıklamış... Akkuyu'nun yakınından geçen Ecemiş Fayı'nın aktif olduğunu makalesinde belirtmiş... Bu bilim adamına tebrik ve teşekkür gelceğine... "Devlet ricali" nden
"Sen Rum casusu musun?", "Yazdıklarını geri al" yollu tehditler gelmiştir.
      Niğde Üniversitesinin 1998 yılında yaptığı çalışmada da
"Ecemiş fayı" nın kuzey tarafının aktif olduğu sonucuna varılmıştır.
      1998 yılında Adana ve Ceyhan'ı sarsan ve 144 kişinin ölümüne yolaçan 6,6 şiddetindeki depremin merkezinin Akkuyu'ya uzaklığı sadece 150 kilometredir.
      Amerikan USGS kaynaklarına göre 1973 yılından bu yana Akkuyu'nun 13 ile 99 kilometre uzaklıkları içinde (2,9 - 4,7 arası) 31 deprem olmuştur.
      Uzmanlar bölgede mutlaka derinliğine deprem araştırmaları yapılmasını şart koşuyorlar. Aksi takdirde ne mi olur? Santral yapılır... En küçük depremde dış dünyaya bir "nükleer sızıntı" haberi uçurulur.. Ne turizm kalır ortada, ne çevre, ne enerji, ne de başka birşey... Devlet ricali ve yabancı firmalar bölgenin deprem riskini gizleme eğiliminde görünüyor. Çok tehlikeli bir eğilim bu.
İmza Günü
      Arkadışımız
Cihan Demirci bugün
"Bir Mizah Dehası Suavi Süalp" adlı kitabının imza günü ve mizah söyleşisi için sevenleriyle Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Taksim'deki salonunda... Saat 18:00-19:30 arasında sevenleri ile buluşuyor.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr