...Her aday için Anayasa değiştirilmeye kalkılırsa, bu ısmarlama Anayasa olur. Türk milleti ısmarlama Anayasa'ya layık değildir...Kimse kendini oturduğu makamın kurallarından daha önemli görmemelidir. Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı tartışma konusu olmuştur... "
      Bu konuşmayı dün, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken MHP adına kürsüye çıkan Kayseri milletvekili
Sadık Yakut yaptı ve sıralardaki MHP'li arkadaşlarından büyük alkış aldı.
     Â
Demirel'in
Kemal Gürüz'ü yeniden YÖK Başkanlığı'na ataması olayına gösterdiği sert tepkilerden sonra dünkü bu konuşmadan da anlaşılıyor ki, MHP'lilerle
Baba'nın arası iyi değil... MHP'liler
Baba'ya fena halde kızıyorlar... Acaba neden? Soruyu bu partinin önde gelen milletvekillerinden birine soruyor, şu yanıtı alıyoruz:
     Â
- Baba, MHP'lilere sürekli ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor. Araştırın bakın... DSP'li, ANAP'lı bakanların bütün atama kararnamelerini anında onaylayan Baba,
sıra MHP'li bakanlara gelince birden duruyor... Bir kısım kararnameyi aylarca bekletirken bir diğer kısmını imzalamayıp geri gönderiyor. Neden? Çünkü bizim bakanların atamak istedikleri bürokratlar, onun aradığı türden insanlar değil. Bazı tekliflere (!) kapalılar...Baba
böyle bürokratları sevmiyor, işini bilen (!) bürokratları seviyor.
     ÂÄ°yi de, tam CumhurbaÅŸkanlığı seçimi arifesinde
Baba oylarına muhtaç olduğu MHP'lileri niye karşısına alsın ki? Konuştuğumuz MHP'li milletvekili bu soruyu da şöyle yanıtlıyor.
     Â
- Baba, DSP'yi, ANAP'ı ve DYP'yi kafaya aldı, artık bizim oyumuza ihtiyacı kalmadı. Onun için bize karşı böyle davranabiliyor. Ama hiç belli olmaz, yarın herşey bir anda değişebilir ve bize yeniden muhtaç olabilir. Tabii o zaman da biz gerekeni yaparız...      *
Ödenek yokluÄŸu yüzünden Çakıcı'nın yeÄŸeninden bile borç alan BayrampaÅŸa Cezaevi'nin Ä°SKÄ° tarafından suyu kesilecekmiÅŸ... Bu cezaevinin zaten suyu çıkmış... Kessen ne olur?...     Â
Cihan DemirciTürkiye'ye yalan
      Fransa'nın eski cumhurbaşkanlarından
Giscard D'Estaing'in pazar günkü dış politika sayfamızda yer alan sözleri gözden kaçmayacak açıklıktaydı:
     Â
- Türkiye'ye gerçek durum söylenmiyor... "Türkiye'nin adaylığını kabul edelim"
diyenlerin gerçek eğilimi Türkiye'nin birliğe asla üye olmamasıdır...
     ÂAlman Hristiyan - demokrat lider
Wolfgang Schauble, Türkiye'nin üyeliğini aynı tonda değerlendiriyor:
     Â
- Türkiye'ye öngörülebilir bir vadede gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bütün dünyanın bildiği bir umut verildi...      Avrupa'da yaşatılmak vaadiyle kandırılmış genç kız (Miss Turkey) sevinç çığlıkları atadursun... Gerçek durumu, iğfale yeltenenlerin akrabaları oradan buradan fısıldıyorlar. Ama kızcağız heyecandan durumu algılayamıyor. Avrupa vaadiyle hangi serüvenlere itileceğinden de gayet tabii haberi yok... Vah vah...
İlahi önlem!..
      Girit Adası'nda trafik güvenliğini sağlama amacı taşıyan pek ilginç bir uygulama... Yol kenarlarındaki küçük platformlar üzerine minyatür kiliseler konmuş... Gelip geçen sürücülere
"trafik kurbanlarını" anımsatır,
"trafik canavarı"nın dizginlenmesine (!) faydası olur diye...
      Yunanistan'da yaygın bir başka gelenek de... Trafik kazasında yakınlarını kaybedenlerin, kaza mahallinde yaptırdığı küçük
"yatır"lar... İçi kutsal figürler ve ikonalarla donatılmış bu
"yatır"lara gidip kazada ölen aile ferdinin ruhu için dua ediyor, kandil yakıyor Yunanlılar... Girit'teki minyatür kiliseler gibi söz konusu
"yatır"lar da
"trafik kurallarına uymamanın ağır bedelini" anımsatıyorlar bir anlamda...
"Apo asılmayacak!"
     Â
Apo idam edilecek mi, edilmeyecek mi?..
      DYP Meclis Grup Başkanvekili
Turhan Güven'e göre bu konuyu tartışmanın hiçbir anlamı yok, çünkü
Apo kesinlikle idam edilmeyecek!..
      Hem deneyimli bir parlamenter hem de eski bir hukukçu olan
Turhan Güven neye dayanarak bu kadar kesin konuşuyor? Soruyoruz, söylüyor:
      - Derin devlet, asılmamasına karar verdi de, ondan...
     Â
- İyi ama gerek MHP lideri gerekse sizin lideriniz asılmasından yana olduklarını açıklayıp duruyorlar. Bu durumda Meclis'ten asılmaması yönünde karar çıkması biraz zor olmayacak mı?..      - Bana göre bu konu Meclis'e getirilmeden çözümlenecek.
     Â
- Adalet Bakanlığı, Yargıtay'ın idamı onaylayan kararını, Başbakanlık aracılığıyla Meclis Başkanlığı'na sevketmek zorunda değil mi?      - Bu konuda yasal bir boşluk var. Adalet Bakanlığı, diğer bazı idam kararlarında olduğu gibi bu kararı da kendisinde bekletip Meclis'e sevketmeyebilir, kimse de buna karşı hukuken birşey söyleyemez. Formül bu olur ya da bir başkası... Ama size şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, bir formül bulunacak ve sonuçta
Apo idam edilmeyecek.
     Â
Turhan Güven'in bu iddiası ne kadar doğru, ne kadar geçerli? Eski Adalet bakanlarından
Seyfi Oktay'ı buluyor, konuyu bir de ona soruyoruz. Verdiği yanıt mı?
      - Yargıtay'ın,
Apo'nun idamını onaylayan kararı, hukuki prosedür gereğince ilgili Cumhuriyet Savclığı tarafından Adalet Bakanlığı'na bir yazı ile bildirilecek. Adalet Bakanlığı bu kararı Meclis Başkanlığı'na doğrudan kendisi değil, Başbakanlık kanalıyla aktarmak durumundadır. Başbakanlık,
"Apo ile ilgili yargılama süreci henüz tamamlanmamıştır, çünkü ortada daha Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vardır, dolayısıyla onun vereceği nihai karar beklenmelidir" şeklinde bir hukuki yorum yapabilir, bu gerekçeyle AİHM'nden kesin karar çıkıncaya kadar kararı Meclis Başkanlığı'na sevketmeyebilir. hükümet bu mahkemenin kararlarına saygısını kısa bir süre önce
Apo'yla ilgili
(Tehir - i İcra) kararına uyarak gösterdi. AİHM'nin bu kararına uyan hükümetin, aynı mahkemenin bundan sonra vereceği kararı da beklemesi ve oradan çıkacak sonucu da kabul etmesi gerekir ki, bu durumda konu Meclis'e getirilmeden
Apo idamdan kurtulmuÅŸ olur.
      Bu yorumların ne kadar geçerli olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr