Dersleri boş geçtiği için
"Öğretmen isteriz" diye gösteri yapan 12 - 14 yaşlarındaki 6 öğrencinin yargılanmasıyla ilgili Doçent
Melih Bulut bir yorum geçmiş... Okuyalım:
      "Bugün iyi siyasetçiler yetiştiremediğimizden, lider çıkaramadığımızdan yakınıyoruz. Oysa aile ortamımız, eğitim sistemimiz, iş yaşamımız lider kişilikleri yıpratmak, yıldırmak, yok etmek üzerine kurulu... Onların önlerini açmadıkça bu yakınmalara hakkımız olmadığını düşünüyorum. Çünkü liderlik itaatsizlikle başlar.
      Toplumumuz her kesimiyle kendini aşma ve olumlu yönde değişim isteğini gösteriyor. Sıradan kişilerle kendimizi aşamaz; sadece tekrarlar dururuz. Çünkü ancak bizim gibi düşünmeyenler, farklı düşünenler önce bize yabancı gelse de farkı yaratacak itici gücü oluştururlar. O halde eğitimcilere, anne - babalara, toplumdaki her kademe yöneticilere düşen görev lider kişilikleri cezalandırmak değil desteklemek olmalıdır..."
      ***
      Sayın
Bulut'a katılıyoruz... Genç nesil biraz kişilik, biraz akıl, biraz yiğitlik sergiledi mi... Ve bu yetenekleri toplumu soyanlar için değil de halk için kullanacağı izlenimini verdi mi... Sistem onu yaşına başına bakmadan ezer... Çünkü malum: Sisteme toplumu soyanlar egemen...
      ***
      "Öğretmen istiyoruz" diye pankart taşıyan çocukları hapsetmeye kalkan bir ülke
      AB'yi falan değil ancak tımarhaneyi hayal eder!..
      ***
      SSM'ye sorular...
      Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na yönelik bize gelen iki meraklı soruyu asıl muhataplarına yani SSM yetkililerine yöneltiyor, yanıtlarını bekliyoruz:
      ...Müsteşarlık personeli çeşitli görevler için geçici olarak yurtdışına gönderildiğinde yolluk ve harcırahları müsteşarlıkça karşılanıyor. Ancak son zamanlarda başta Aselsan olmak üzere bazı yerli firmalar yurt dışına giden personele ek olarak doğrudan para ödemekteler. Bazı personel bu parayı kabul etmezken bazıları da kabul ediyor...
      Soru 1) Bu husus ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun mudur? Daha önemlisi ahlaki midir?
      Soru 2) İsrail'de F 5 projesi kontrol ofisine giden personele İsrail firmasının 4500 dolarlık ödeme yapacağı hususu da yukardakine benzer bir durumdur. İsrail'deki firmanın tesislerinde SSM veya devlet adına kontrolör olarak hizmet yapan kişilere böyle bir paranın doğrudan ödenmesi ne kadar doğrudur?
DoÄŸru tespit
      "TBMM'de milletvekili olmak bir meslek haline gelmiştir. Artık bu işin sürekli bir meslek olmaktan çıkarılıp görev haline getirilmesi gerekmektedir. Görevi de çok iyi bildiğiniz gibi, en iyi yapabilecek olanlar üstlenmeli, yapamayanlar bir daha o göreve getirilmemelidir."
      Mustafa Görgünel
TBMM'nin suçu...
      Kıyak emeklilik yasası Anayasa Mahkemesi'nce geçmişte 8 kez iptal edildi. Şimdi 9'uncu kez yasalaşıyor. Peki... DSP'lisinden FP'lisine kadar tüm milletvekilleri kıyak emeklilik yasasına olumlu oy verirken, geçmişte de durum aynen böyleyken, şu
"kıyak emeklilik" yasalarını Anayasa Mahkemesi'ne kim şikayet ediyor da iptal ettiriyor?..
      Efendim vatandaş adına bu soylu görevi yerine getiren kişi Prof.
Doğan Soyaslan... Arkadaşımız
Fahrettin Fidan, kamuoyunun pek tanımadığı ama sürekli pişmiş aşa su kattığı için
"kıyakçı milletvekillerinin" yakından tanıdığı
DoÄŸan Soyaslan'la bu konuyu konuÅŸtu:
     Â
- Hocam önce sizi tanıyalım isterseniz?       - Ankara Hukuk Fakültesi'nden emekli oldum, halen Başkent Üniversitesi'nde Ceza Hukuku hocasıyım. 20 yılım Avrupa'da geçti. Oradaki hukuka saygıyı, adaleti, milletvekillerinin durumunu görüp sonra burada yaşanan rezaletlere tanık olunca insan isyan ediyor.
     Â
- Milletvekillerinin sahip oldukları haklar bakımından Avrupa ile Türkiye arasında ne gibi farklar var?       - Avrupa'da bir milletvekili, milletvekiliyken de emekli olduğunda da ne maddi ne manevi bakımdan bizimkiler kadar imtiyazlı bir sınıf değildir. Bir profesör, bir yargıç kadar maaş alırlar. Örneğin bir Fransız milletvekili, bizimkilerin burada yaptıklarını yapmaya kalksa, sokağa çıkamaz.
     Â
- Gelelim kıyak emekliliğe...      - Anayasamızın 138. maddesi,
"Yargı kararları herkesi bağlar" der. Yargının defalarca iptal ettiği bir kanunu yeniden çıkarmaya çalışan milletvekillerinin bu girişimleri, Anayasa'nın,
Talat Aydemir'in yaptığı gibi tankla - mankla değil, manevi cebir yoluyla ihlali demektir, resmen idamlık bir suçtur.
     Â
- Ya bütün çıkan bu yasaları sürekli onaylayan Cumhurbaşkanı'nın yaptığı şey?       - Cumhurbaşkanı noter değildir, yargının sürekli iptal ettiği bir kanunu sürekli onaylamakla TCK'nın 146. maddesini ihlal etmektedir. Ayrıca kıyak emeklilik yasasının gerekçesini altı aydır yazdırmayan, bu nedenle bu haksız ödemenin aylardır yapılmasına olanak veren Anayasa Mahkemesi Başkanı
Necdet Sezer de vebal altındadır.
      ***
      Emniyet Çakıcı’yı, Savcılık izin vermediği için sorgulamamış... Bu hukuk titizliği bir gün normal vatandaşa da uygulanır inşallah...
      ***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr