Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Meslekte kolayı değil, zor yolu seçen... Yazdıklarının her satırında haksızlığa uğrayan, ezilen, horlanan insanları savunan; geleceğin karanlıklarına dikkat çeken; mesleğin önüne serilen çıkar tuzaklarına düşmeyen; Atatürkçü, laik, demokrat, bağımsızlıkçı, özgürlükçü bir dizi yazara... Genç bir kadronun fedakarlık göstererek yayınladığı Kuvayı Medya Dergisi'nin düzenlediği Hasan Tahsin ödülleri geçen hafta sonunda mütevazı bir törenle verildi. Kuvayı Medya okurlarının oylarıyla belirlenen gazeteciler İlhan Selçuk, Hasan Pulur, Cüneyt Arcayürek, Emin Çölaşan, Uğur Dündar, Hikmet Çetinkaya, Ahmet Taner Kışlalı, Bekir Coşkun, Deniz Som, Sedat Ergin, Oktay Ekşi, Gülçin Telci, Yalçın Bayer, Ümit Zileli, Adnan Gerger, Yalçın Pekşen, Nuri Kurtçebe, Bahadır Tokmak, Turgay Yıldız ve Aydınlık dergisi Temsilcisi Hikmet Çiçek... Mütevazı ödüllerimizi onurla aldık.
       Ödüle layık gazetecilerin sayısı elbette yukardaki kadar değildi... Necati Doğru'dan Ercan Akyol'a, Atilla İlhan'dan Mümtaz Soysal'a, Enis Berberoğlu'ndan Bedri Baykam'a... Pek çok dürüst ve saygın yazar ve çizer de onur listesinde yerini almış; medyayı işgal etmişe benzeyen satılık, iş takipçisi, ikinci cumhuriyetçi, dönme kategorisine giren gazeteciler karşısında bir hayli dürüst ismin varlığı kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Her birini kutluyoruz...

       Eskiden Alamancı yurttaşlarımızın konuştuğu dil bize pek garip gelirdi. Almanya'da tesadüf ettiğimiz bir gurbetçiyle sohbet ederken:
     Â- Gecenlerde unfar yaptım abi, demiÅŸti de pek ÅŸaşırmıştık...
       - Unfar ne demek hemşerim?
     Â- Kaza demek abi...
       Gurbetçilerimiz genellikle "hasta oldum" yerine "krank oldum", tatile gidiyorum yerine "Urlaub'a gidiyorum" derler... Bunu ne Türkçe'ye, ne Almanca'yı tam kıvıramadıkları için yaparlar. Onların özrü vardır.
       Peki ama yüksek okullarda okuyup hem Türkçe'yi hem İngilizce'yi iyi derecede öğrenen gençlerin veya görmemişlerin iki dili karıştırıp tarzancaya dönüştürmesine ne demeli? Okurumuz Aydan Genç, artık firmalar arasında iş yazışmalarının bile Türk'ten Türk'e "ingilizce" yapıldığını yazıyor ve diyor ki:
       - Maalesef birçok gencimizin eğitim düzeyi ABD lisansüstü, fakat bilinç düzeyi müstemleke ahalisine eşittir...
       Okurumuz haklı... Türkçe - İngilizce karışımı konuşmak aslında bilgiçlik değil cehalet göstergesidir... Hava atmak için Tarzanca konuşmaya özenenlere bunu anımsatınız...

       Kültür Bakanı İstemihan Talay, İstanbul'un Sarıyer, Beykoz, Adalar gibi en kritik alanlarını kontrol eden 3 No'lu Koruma Kurulu'nun üyelerinden Mimar Oktay Ekinci'yi görevden aldı. Mimar Ekinci, ömrünü İstanbul'un son birkaç parça tarihi eserini ve yeşil alanını korumaya adamış olup, bu uğurda yazan, çizen, hukuk mücadelesi yapan bir saygın adam... Bu göreve 1993 yılında atanmıştı. 1996 yılında ANAP'lı Kültür Bakanı Agah Oktay Güner tarafından görevden alındı. Danıştayca göreve iade edildi. 1997 yılında bu defa RP'li İsmail Kahraman tarafından kıyıma uğratıldı. Ancak Danıştayca yeniden göreve iade edildi.
       Kültür Bakanı İstemihan Talay, Danıştay kararını uygulamış; Oktay Ekinci'yi geçen ayın 18'inde göreve başlatmıştı. Kurul gündemindeki dosyaların çoğu, Ekinci'nin görev yaptığı 1993 - 1996 yılları arasında Kurul'a gelmiş ancak reddedilmiş projelerdi. Ekinci göreve başlayınca bu projelerin geçmişteki serüvenini ve ret gerekçelerini Kurul'a anlatmak fırsatını bulacak, yeşil alanları betona dönüştürmek isteyenlerin işi zorlayacaktı.
       Ne var ki, Oktay Ekinci'nin göreve başlamasından itibaren 3 hafta süreyle Kurul (çevrilen bir takım oyunlar sonucu) toplanmadı. Ve üç hafta sonra da Oktay Ekinci, Talay tarafından gerekçesiz olarak görevden alındı.
     ÂÄ°stemihan Talay son birkaç hafta içinde Oktay Ekinci gibi kendini Ä°stanbul'a adanmış bir baÅŸka ismi daha... 1 No'lu Kurul Ãœyesi Profesör Zeynep Ahunbay'ı da üyelikten almıştı. Ä°zmir Kordon'daki otoyol çıkmazını dolgu alanını yeÅŸil alana dönüştürerek çözmeyi öneren 1 No'lu Kurul BaÅŸkanı Numan Tuna da aynı biçimde görevden alındı. DYP'li Belediye BaÅŸkanı Burhan Özfatura ve Bayındır Holding memnun edildi. Ä°stanbul'da da rantiyeler ve yeÅŸil alan yaÄŸmacıları sevindirildi.
       Kurul üyeleri ancak yolsuzluk ve suistimal yaparlarsa görevden alınabiliyor. Aksi takdirde Danıştayca göreve iade ediliyorlar. Hakkında böyle bir iddia bulunmayan Oktay Ekinci'nin Danıştay tarafından göreve döndürüleceği kesin... Ama önemli olan bu değil. Önemli olan o "zaman boşluğu"nda yağma projelerini Kurul'dan geçirmek...
       Bizim dürüst bir isim olarak tanıdığımız İstemihan Talay nasıl olur da dürüst üyeleri dağıtır, rantçılara hizmet eden kararlar alır?..
       Biz bu soruya yanıt bulamazken Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar diyor ki:
     Â- Kültür Bakanlığı'nı Ä°stemihan Talay deÄŸil perde arkasından eski bakan Agah Oktay Güner yönetiyor...
       Olup bitenler bu savı reddetmemizi güçleştiriyor...




Yazara E-Posta: M.Asik@milliyet.com.tr