Yapım hatasından kaynaklanan arıza nedeniyle iki yıldır
"kapak"ları açılamayan Galata Köprüsü'nün onarımına nihayet başlandı. Bayındırlık Bakanlığı'nın Almanya'dan sağladığı 17.8 milyon marklık kredi ve 5.2 milyon marklık iç finansmanla 6 ay içinde onarılacağı bildiriliyor köprünün.. Onarım işini, kusurlu inşaatı yapan STFA - Thyssen konsorsiyumu gerçekleştirecek. Ankara'dan bir bürokrat dostumuz bu noktada araya giriyor:
      - Köprüdeki arıza
"proje hatası" olduğu için yapımcı konsorsiyumun gelip
"bedelsiz" olarak onarımını yapması gerekiyordu. Ama 2 yıldır buna yanaşmadılar. Konsorsiyum Ankara'da çok güçlü desteklere sahip olduğu için karar mercileri de kılını kıpırdatmadı. Ve sorumlusu tarafından
"bedelsiz" yapılması gereken bir iş için devlet kredi arayışına girdi, krediyi buldu ve onarım işini götürüp yine bunlara verdi.. Onarım bittikten sonra
"hukuk" yoluna gidilecekmiş!. Tam komedi.. Bakın, 1992 yılında, daha işin başında bu konsorsiyuma 32 milyon mark
"fazla ödeme" yapıldığı müfettişlerce saptanmış, konsorsiyum bu parayı ödememek için işi yarım bırakıp gitmişti. Siz daha o parayı alamamışsınız; şimdi
"Onarımı yaptırır, hukuk yoluna öyle giderim" diyorsunuz.. Adam o gün geldiğinde de
"Borcum yok" deyip çıkacak işin içinden.. Dava senelerce sürecek, sonunda devletin yediği kazık yanına kar kalacak!. Gitti gider, geçmiş olsun... Bu arada Fazilet Partili Belediye yönetimi de büyük bir kıyakçılık yaptı...
     Â
- Ne gibi?      - Yere göğe
"Toplu taşımacılık tek çözüm!" diye afişler asan Fazilet Belediyesi, nasıl olduysa, köprünün onarım işi STFA - Thyssen'e verilince birdenbire bu konsorsiyumun eksik bıraktığı işlerin en önemlisi olan
"tramvay hattından" vazgeçti!..
     Â
- Bu ne demek oluyor?      - Konsorsiyumun, devletin bulduğu parayla
"onarım" adı altında kendi hatasını örttükten sonra, projenin en önemli ayrıntısı olan
"travmvay hattı"nı yapmadan
"Hadi bana eyvallah!" deyip tüymesi, demek oluyor...
      ***
     Â
Bugünkü kanunlar, büyük sineklerin delip geçtiği, küçüklerin de takılıp kaldığı bir örümcek ağı gibidir...      Balzac
      ***
No parking!
      Londra'da yaşayan Türklerin çıkardığı
Londra Toplum Postası adlı gazetenin 10 Şubat günü manşetten verdiği haber:
     Â
"...Türklerin yoğun olarak yaşadığı Harringay sokaklarına 28 Şubat tarihinden itibaren bölge sakinleri dahil artık hiç kimse arabasını serbestçe park edemeyecek..."      Harringay Belediyesi'nin yeni uygulamayı duyuran fotoğraflı afişi de haberin bir köşesine iliştirilmiş... Bu fotoğrafta da açıkça görüldüğü gibi; Londra'da yaşayan
"hemşerilerimiz" halihazırda Harringay caddelerini
"Mahmutpaşa"ya çevirmiş bulunuyorlar!.. Park edilmiş otomobiller yüzünden caddenin bir şeridi neredeyse tümüyle
"iptal" vaziyette...
      Harringay Belediyesi, çare olarak tüm sokakları
"paralı" park haline getiriyormuş... Bu uygulama kapsamında, tüm Harringay sakinlerinden yıllık
"50 pound" park ücreti alınırken yanlış veya izinsiz park edenler
"60 pound" ceza ödeyecekmiş...
      Orayı da benzettik sonunda kendimize...
      ***
     Â
Hizbullahçıların mermileri
      İran kaynaklı çıkmış...
      Temizlik
      “imanödan
      değil “İranödan
      gelir oldu artık!..      Cihan Demirci
      ***
Afet kıyağı...
     Â
"Bu iktidarın partizanlığı nereye kadar götürdüğünü anlamak istiyorsanız lütfen 8 Şubat 2000 tarihli Resmi Gazete'ye şöyle bir göz atınız..."      CHP MYK üyesi ve Ankara eski Belediye Başkanı
Ali Dinçer, yukardaki uyarıyı yaptıktan sonra bizim meraklı suskunluğumuz üzerine açıklama gereği duyuyor:
      - Bilindiği gibi İller Bankası belediyelere nüfuslarına göre yardım yapar. Bunun dışında Bakanlar Kurulu tarafından
"afet bölgesi" kapsamına sokulan belediyelere saptanan katsayılara göre ayrıca bir yardım daha yapılır.
     Â
- Sözünü ettiğiniz Resmi Gazete'deki kararnameye gelirsek?..      - Bu kararnamede örneğin Ankara'nın Sincan - Yenikent, Mamak - Kutludüğün, Evren, Şereflikoçhisar gibi belediyelerinin
"afet kapsamı"na alındığını görüyoruz. Önce şunu belirteyim ki, bu belediyelerin afet kapsamına alınmasını gerektirecek hiçbir afet olmamıştır oralarda...
     Â
- O zaman bu kararın bir nedeni olsa gerek?       - Tek neden MHP'li olmaları... Ve bu belediyeler üç katsayı uygulanması öngörüldüğü için hakettiklerinin üç katı fazla yardım alacaklardır. Aynı Bakanlar Kurulu, gerçekten afete uğramış ama sırf CHP'li oldukları için Kocaeli Büyükşehir, Gebze - Çayırova, Tavşancıl, Değirmendere gibi belediyelere sadece 2 katsayıyı uygun görmüştür.
     Â
- Bu tavır her yerde böyle mi?       - Hatırlayacaksınız, 2 yıl kadar önce Adana'da da deprem olmuştu. Depremden zarar gören belediyelerin içinde CHP'li olanlar da vardı, haliyle bunlar o zaman afet kapsamına alınmışlardı. Son kararnamede bunların hepsinin kapsamdan çıkarıldığını, yerlerine çoğu MHP'li olmak üzere, iktidar partilerine bağlı belediyelerin alındığını görüyoruz....
     Â
- Özetlersek...      - DSP, MHP ve ANAP devletin olanaklarını bu konuda da adeta parsellemişlerdir.
"Dürüst Ecevit!" de buna yalnızca seyirci kalmıyor, hatta destek veriyor...
      ***
     Â
Bize Panda gönderen Çin’e biz de Kangal köpeği, Van kedisi, Ankara keçisi gönderecekmişiz... Benim daha farklı bir fikrim var: Onlara Cumhurbaşkanı gönderelim...      Mine Kılıç
      ***
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr