Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bu haftanın bilmecesini okurumuz Güner Şenan taaa Cakarta'dan yollamış... Cevabı da birlikte...
... Tatilini geçirmek üzere dağ köyüne giden bir adam köy yakınında bulunan tarihi harabeleri gezmek istemiş. Köylülere yolu sorduğunda "Biz bilmiyoruz ama ileride yol ikiye ayrılıyor... biri harabelere diğeri ise bataklığa gidiyor... yol ayrımındaki evde ikiz kardeş yaşıyor ve onlar yolu biliyor, ama biri devamlı yalan, diğeri de devamlı doğruyu söyler, ikiz oldukları için hangisinin yalancı, hangisinin doğrucu olduğunu bilmiyoruz" demişler.
Adam gülümseyerek yol ayrımındaki eve gitmiş, kapıyı çalmış, çıkan kişiye harabelere giden yol ile ilgili bir soru sormuş ve aldığı cevabı değerlendirip harabeleri bulmuş.
Soru:
1. Adam kapıya çıkan kişiye nasıl bir soru sormuş?
2. Harabelere giden yolu nasıl bulmuş?
Cevap:
Adam kapıya çıkan kişiye "Harabelere giden yolu kardeşine sorsaydım bana hangi yolu gösterirdi" diye sormuş ve aksi yola giderek harabeleri bulmuş.
Neden:
Adam, " Kapıya çıkan devamlı doğruyu söyleyen kişi ise: kardeşi bataklığa giden yolu göstereceği için bana bataklığa giden yolu gösterecek, kapıya çıkan devamlı yalan söyleyen kişi ise, kardeşinin harabelere giden yolu göstereceğini bildiği halde bana bataklığa giden yolu gösterecek" diye düşünmüş ve gösterilen yolun aksine gitmiş.

Lİberal Demokrat Parti "Ödüllü Yalakalık Yarışması" başlattı. Okurlar medyada siyasilere yalakalık yapmakta en başarılı köşe yazısını kesip gönderecek. Jürinin yapacağı seçim sonucunda talihliye 100 milyon TL para ödülü ve bedava Kıbrıs seyahati sağlanacak. Ayrıntıları "www.ldp.org.tr" sitesinde okuyabilirsiniz.
Önerimiz.. 1) İşadamları ve kulüp başkanlarına yapılan yalakalıkların da değerlendirmeye alınması 2)Yazıların tümünün değerlendirilmesi, bir kitap halinde bastırılarak gelecek nesillerin istifadesine sunulması!
Bugünkü yalakalar bir daha zor gelir çünkü.

Kırşehir'de yaşanmış espriyi gazeteci Mehmet Atılgan göndermiş:
"Kırşehir'de kulağı ağır duyan bir eczacı, ilaç almaya gelen herkese, zaman kazanmak ve ilacın adını tekrarlatmamak için "nerede kullanacaksınız?" diye sorar. Bir gün bir bayan orkid ister. Bizim Kırşehirli eczacı, her zamanki gibi sakin sakin sorar:
"Nerede kullanacaksınız?"

Sigara savaşçısı Prof Elif Dağlı geçelerde acı bir gülümseme ile anlatıyordu... Cenevre görüşmelerine hazırlık toplantısında bizim kimi bürokratların "Dünya Bankası böyle istiyor" diye dayattığı konuları Dünya Bankası'na sormuşlar. Karşı taraftan "Hayır bizim böyle bir talebimiz yok" diye yanıt gelmiş.
Prof. Elif Dağlı oynanan oyunlardan birini bozmuş.
Ama diğer oyunlar aynen devam...
Ankara'daki ABD Büyükelçisi Parris, Dünya Bankası temsilcisi Chibber ve Kamal Derviş koro oluşturmuşlar:
- İMF böyle istiyor.. İMF ne istiyorsa o..
Philip Morris, BAT gibi tekellerin katılımı, 600 bin Türk tütün üreticisinin dışlanmasıyla hazırlanan yasa "İMF böyle istiyor" diye TBMM'ye iteleniyor. Bakanın biri "Yasanın şurası şöyle olsa" demeye kalkıştı diye koltuktan devriliyor.
Ülkeyi önce krize sokup sonra İMF'ye teslim eden... Partilerini ve TBMM'deki üyelerini İMF'nin emrine verenler... Devlet kuruluşları elden çıkıp sıra Güneydoğu, Kıbrıs gibi parçalara geldiğinde... Bugünkünden farklı bir tavır ortaya koyabilirler mi? Ne dersiniz?