Kentlerde imar düzenini sağlamak ve kaçak yapılaşmayı önlemekle görevli belediyeler
"kaçak yapı" inşa eder mi?..
      Hem de öyle Artvin, Ağrı, Hakkari gibi kenarda kalan illerin belediyeleri değil... Megapol İstanbul'un Büyükşehir Belediyesi de eder... Mimarlar Odası Başkanı
Oktay Ekinci anlatıyor:
      - Peyzaj değerleri açısından
"çok özel" bir konumu bulunduğu için
"1. derece SİT" kararıyla yapılaşma yasağı getirilmiş Küçük Çamlıca Koruluğu'nda belediyenin
"Osmanlı mimarisi"ni taklit ederek inşa ettiği
"Beltur Tesisleri" kaçak gerçekleştirildi. Proje Koruma Kurulu'ndan izin alınmadan uygulandı. Hakkında Kurulca alınan
"yıkım" kararı da uygulanmadı,
"iskan ruhsatsız" hizmete açıldı...
     Â
Oktay Ekinci belediye tarafından
"kaçak" inşa edilen diğer yapıları sıralıyor... Yenikapı deniz otobüsü iskele binası, tüm yan tesisleri, Kağıthane'deki İSKİ binası ve tamir bakım atölyesi vb...
      Geçiyoruz birkaç gün önceki
Radikal'in haberine:
     Â
"Beyaz Köşk, Malta Köşkü ve Çadır Köşkü'nde yapılan tamiratlar sırasında tarihi özelliklere zarar verildiği gerekçesiyle dönemin İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan
ve 13 belediye görevlisi hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı..."
      Kenti kaçak yapılardan korumak ve imar yasalarını uygulamak zorunda olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi... Bizzat kaçak yapılaşmanın başını çekiyorsa... İstanbul'un giderek uygar bir kent olmaktan çıkmasına neden şaşırıyoruz...
      *Söz
     ÂKentler, içinde yaÅŸayan halkın yüzüdür.
Ä°stasyonda randevu
      Bundan tam 76 yıl önce; 1 Mart 1924'te
Mustafa Kemal demiryolu yapımına başlanması talimatı vermiş, 10 yıl içinde anayurt demir ağlarla örülmüştü... Sonradan 1 kilometre yeni ray döşenmedi... Demiryolunu
"komünist işi" sayan zihniyet marifetiyle
"tren"i hepten unuttuk.. Hafif yağmur çiselese yolların kördüğüm olduğu yetmiyormuş gibi, 40 bin insamızı da karayoluna gömdük... Hal böyle olduğu için, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, demiryollarını acınası durumundan kurtarma amaçlı bir kampanya başlatıyor... Kampanya duyurusunda,
"Batı'nın da oto sanayii var" deniyor,
"ama saatte 300 km. hızla giden trenleri de var. Japonya otomobil devi ama mermi hızında trenleri de 35 yıl önce hizmete soktu. Bizim trenler hala kağnılarla yarışıyor..."
     ÂÇYYD, demiryolu seferberliÄŸi özlemini paylaÅŸan herkesi,
"1 Mart günü 12.00 - 13.00 arası" Haydarpaşa, Pendik, Sirkeci ve Bakırköy tren istasyonlarına bekliyor... Yeni bir demiryolu seferberliği için... Seferber olalım...
Beğendiniz mi olanı?
     Â
Diyarbakır'da belediye hizmetleri aksıyordu, o yüzden HADEP düşüşe geçmişti, diyor Diyarbakır'daki gazeteci dostumuz,
ne var ki son bir haftada olup bitenler belediye başkanlarını mazlum duruma getirip başarısızlıklarını unutturdu... Üstelik onlara şov imkanı da sağladı...
      Diyarbakır, Bingöl, Siirt belediye başkanlarının usulünce kovuşturulmak yerine jandarma tarafından sokakta gözaltına alınıp alışılmadık biçimde sorgulanmaları... Bu arada suçları kesinleşmediği halde İçişleri Bakanlığı tarafından alışılmadık biçimde görevden alınmaları... Ve üç gün sonra salıverilmeleri... Bir devlet tutarsızlığı ve iktidar ciddiyetsizliği göstergesi oldu.
      Sergilenen faullü davranışlarla Avrupa Birliği ve Amerika'ya içişlerimize karışma fırsatı verildi...
      HADEP'li başkanlar dün biraz da Batı'dan aldıkları cesaretle hapishaneden şov yaparak birer kahraman edasıyla çıktılar.
      Birileri "bölücülerle mücadele" adına kendi bildiğince işler yapıyor. Ve bu hesapsız, kitapsız, hukuksuz işler bumerang gibi gelip Türkiye'yi vuruyor.
      Son zamanlarda yem boruları kesilmiş olan silah komisyoncuları, uyuşturucu tüccarları bölgenin yeniden karışması için fırsat kollarken... Batı'da kimi merkezler Güneydoğu'nun bir parçasını Kuzey Irak'ta kurulmakta olan Kürt devletine aktarma hesapları yaparken... İnsan hakları ihlalleri bu merkezlerin ekmeğine yağ sürerken... Türkiye'nin her zamankinden daha dikkatli olması gerekir... Ne var ki her zamankinden daha basit kozlar veriliyor karşı tarafların eline...
      Güneydoğu'yu kim idare ediyor? Meşru hükümet mi? Yoksa devlet içindeki dış bağlantılı görünmeyen devlet mi? Bu kuşku her zaman gündemde...
Afrika atasözü
      Her sabah bir ceylan uyanır Afrika'da.
      Kafasında tek bir düşünce vardır.
      En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek.
      Yoksa aslana yem olacaktır.
      Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da.
      Kafasında tek bir düsünce vardır.
      En hızlı koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek.
      Yoksa açlıktan ölecektir. İster aslan olun, ister ceylan; hiç önemi yok.
      Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini,
      Hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin.
      Yaşam adlı koşuyu ne kadar güzel anlatmış Afrika atasözü:
     Â
"Bir önceki günden daha hızlı koşmak zorunludur hayatta kalmak için"Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr