Sağlık Bakanı
Osman Durmuş Eylül ayı içinde eğitim hastanelerindeki şef ve şef yardımcılığı kadrolarına seri atamalar yaptı... Genç hekim adaylarına uzmanlık dersi verecek olan bu kadroların
"uzmanlık dereceleri" önceleri sınavla saptanırken
İşbilir Osman Bey, bir yönetmelik değişikliğiyle
"Profesör" ve
"Doçent" ünvanı taşıyanlar için sınav koşulunu kaldırdı, atamaları doğrudan yapma yetkisi aldı.
      Bu uygulamayla
"mesleki yetkinliÄŸin" yerini
"siyasi yakınlıkların" alacağını savunan Ankara Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği'nin Danıştay'da açtığı davalar da
Osman Durmuş'u durduramadı.
      Hukuka saygı gereği, en azından davadan bir karar çıkıncaya kadar atamaların bekletilmesi ümit edilirken... İşbilir Bakanımız öyle yapmadı, işi bitirdi!.. 18 gün içine tam 70 atama sığdırdı...
      Danıştay'da bakanlık aleyhine bireysel dava açan Dr.
Cihat Oğan küçük bir istatistik çalışması yapmış.. Ve bakınız hangi bulgulara ulaşmış:
     Â
- EÄŸitim hastanelerine "ÅŸef"
olarak atanan adayların yüzde 72'si Osman Durmuş'
un yönetmelik değişikliği öncesinde (1998'de) yapılan yabancı dil ve mesleki bilgi sınavlarında başarısız olmuş kişiler... Şef yardımcılarına atananların ise ancak yüzde 50'si sınavlarda başarılı olmuş. Toplam atamaların yüzde 74'ü başarısız adaylar arasından yapılmış durumda...
     ÂTıp eÄŸitiminin giderek zayıfladığı yolunda ÅŸikayetler birbirini izlerken...
Osman Durmuş da bu gidişe destek vermiş... Tıp eğitimini biraz daha acemi ve başarısız ellere nakletmiş bulunuyor. Bravo...
Hanım ve beyler
      Amerika'nın ünlü anket kuruluşu
Harris yaptığı bir ankette kadınların en büyük fantezisini sormuş... Yanıt:
     Â
- Aynı anda iki kocaya sahip olmak...      Kadınlar iki kocayı birden ne mi yapacaklarmış?
      Birini temizlik, diğerini yemek işinde kullanacaklar...
David'e mektup (2)
      Geçen Pazar günü
"David'e Mektup" başlıklı bir yazı yayımladık. Altına da
"İnternet'ten" ibaresini koyduk. Çünkü altında imza yoktu. Gençler yazıyı internette birbirlerine, bu arada bize de iletirken altına imza koymamışlardı. Meğer bu yazı
Hıncal Uluç'un köşesinde esprilerini yıllardır beğenerek okuduğumuz
Hakan ile
Utku'ya aitmiş. Biz yazıyı o günün yoğunluğu içinde gözden kaçırmışız.
      Beğendikleri yazıyı internette birbirlerine postalayan gençlere tavsiyemiz: Altına mutlaka
"yazar"ının imzasını koymaları...
Hıncal Uluç'a tavsiyemiz:
Hakan ile
Utku'nun bu konuda bize gönderdiği nazik bilgi notunu bir zahmet okuyarak, kendi köşesinde yazdığı yazıyla karşılaştırması, meslektaşlar arasındaki diyalogda gerekli zarafet ve nezaket düzeyi hakkında fikir sahibi olması...
      *
Türk Hava Kurumu'na yolsuzluk nedeniyle el konmuş. Demek ki bazıları "İstikbal göklerdedir"i "İstikbal ceplerdedir" anladı.Kırcı sarsıyor...
      Şair,
"Bir hilal uğruna yarab ne güneşler batıyor" demiş... Çankaya Köşkü'nden dönen
"Af" tasarısını dün yeniden görüşmeye başlayan Anayasa Komisyonu'nun DSP'li bir üyesi, bu dizeleri anımsattıktan sonra sohbet ettiği gazeteciye aynen şunları söyledi:
     Â
"Bir katil uğruna yarab ne koalisyonlar sallanıyor..."      Önümüzdeki günlerde taraflardan biri geri adım atar, kararlılığından vazgeçer mi bilemeyiz... Ama şu anda görünen manzara o ki, 7 TİP'linin katili
Haluk Kırcı, DSP - MHP - ANAP'tan oluşan üçlü koalisyon hükümetini ciddi şekilde sarsmaya başladı.
      MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli'nin sabahki grup toplantısında
Kırcı'nın affı konusunda kesinlikle geri adım atmayacaklarını açıklamasından bir iki saat sonra Anayasa Komisyonu'nun sözcüsü DSP Hatay milletvekili
Namık Kemal Atahan, bu restten hiç etkilenmemişe benziyordu:
     Â
- Kırcı gibi birini affetmemizin kamuoyunda yaratacağı tepkiler bir yana.. Böylesine, adeta kişiye özel izlenimi veren af Anayasa'ya da aykırıdır. Ne gibi sonuçlar doğurursa doğursun, biz DSP'liler Kırcı'nın affına asla evet edemeyeceğiz.       Komisyon üyesi olmamasına karşın Komisyon toplantısını izlemeye gelen bir başka DSP milletvekili
Kemal Vatan da benzer şeyler söylüyor:
     Â
- Vatandaş bizi buraya Kırcı
gibi katilleri affedelim diye göndermedi...
     ÂDSP ve MHP böylesine restleÅŸirken, Komisyonun ANAP'lı, DYP'li üyelerinin tutumu ne mi?.. ANAP'lı
Işın Çelebi, parti olarak affa baştan karşı olduklarını belirttikten sonra
Kırcı konusunda şöyle konuşuyor:
     Â
- Komisyonun DSP'li üyeleri Haluk Kırcı'
nın affına kesinlikle karşı olduklarını açık açık söylüyorlar. Ama DSP'li Adalet Bakanı, bu konuda ne düşündüğünü henüz açıklamadı. Biz tavrımızı Sayın Bakanın tavrı belli olduktan sonra saptayacağız.
     ÂSonuçta
"Af" konusu koalisyonu ciddi ölçüde zorlayacak gibi görünüyor.
Rahşan Hanım'ın durduk yerde icad ettiği
"af" döndü dolaştı bakın nelere yol açtı...
      *
Bursa'da elini-kolunu sallayarak dolaşan Erol Evcil'in yakalanmasını Orhan Taşanlar önlemiş. Şu memlekette sabrı "taşanlar" yok mudur bu gidişe!..Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr