Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne polisteki
Fettullahçı kadrolaşmayı araştırıp bir rapor haline getirmesi görevini vermişti...
      Ankara Emniyeti bu emir doğrultusunda çalışmaya başlamıştı ki... Birileri bir yerlerden düğmeye bastı, söz konusu raporu hazırlayan polisler, başta Ankara Emniyet Müdürü olmak üzere darmadağın edildiler, kendilerini bir anda kızakta ve yargıç karşısında buldular.
      Ankara DGM Savcısı
Nuh Mete Yüksel, Fazilet Partili
Merve Kavakçı'nın ifadesini almak için evine gitmişti... Kapıdaki milletvekilleri kendisini püskürtünce
Nuh Mete Yüksel süngüsü düşmekle kalmadı, şimdi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun hakkında açtığı soruşturma nedeniyle hesap vermeye hazırlanıyor.
      Subayıyla, astsubayıyla, er ve erbaşıyla 100'den fazla asker Metris Cezaevi'nde İBDA - C'cilerin kaldıkları koğuşta arama yapma emri almışlardı.
"Jest olsun" diye içeriye silahlarından arındırılarak gönderildiler. Sonuç, saatler süren rehin kalma skandalı ve uzun pazarlıklardan sonra serbest bırakılıp süklüm püklüm ricat... Zafer yine karşı tarafın olmuştu.
      Hazine ve Maliye bürokratları, Özel Finans Kurumu denilen, hiçbir kurala bağlı olmadan para toplayan İslami sermaye gruplarının ipinin çekilmesi için yasa düzenlemesi yapma talimatı almışlardı... İstenilen düzenlemeleri hazırladılar, kendilerine bu talimatı veren hükümete sundular. İslami kesim ayağa kalktı.
      Sonuç... İslami kesim yasaların işlemesinden rahatsız olduğu zaman yasalar işletilmiyor. İktidar ve devlet derhal geri adım atıyor. Teoride 28 Şubat süreci işliyor. Pratikte İslami kesim güçlenmeyi sürdürüyor...
     Â
Odabaşı     Â
Önceki günkü haberimizin devamı... Şair - yazar Yılmaz Odabaşı’nın 7 aylık hapis cezasının infazı 3 ay ertelendi.Kriter sorunu
      Avrupa Birliği'ne adaylığımız kabul edildi... Kopenhag kriterlerine ve Avrupa standartlarına uyum sağlarsak günün birinde AB'nin tam üyesi olacağız... Daha kısaca anlatmak gerekirse... Galatasaray'ın futbolda yakaladığı düzeyi hayatın diğer alanlarında da yakalarsak biz de Avrupalı olacağız.
      Avrupa'yı yakalamaktan söz ederken dün gazetesini okumakta olan bir arkadaşımız:
     Â
- Bu kafayla bu düzeyi katiyen yakalayamayız, dedi...
      Sonra önündeki gazeteden iki haber okudu:
      Adana'da bir vatandaşın ayakkabısını gaspeden
Mevlut Doğan adlı genç 10 yıl hapse mahkum olmuş. Daha sonra iyi hali gözönüne alınarak cezası 8 yıl olarak kesinleştirilmiş.
      Öte yandan...
      TBMM'de banka boşaltanlara öngörülen hapis cezası 12 yıldan 6 yıla indirilmiş.
      Birisinin ayakkabısını çalarsanız 8 yıl ağır hapis...
      Halkın 1,5 katrilyonunu götürürseniz 6 yıl hapis...
      Hukukla, yasalarla, eşitlikle, adaletle ilginiz bu düzeyde kaldıkça hangi uygarlık projesinin içinde yer bulabilirsiniz?
      Tabii yaşamımızın diğer ilkelliklerini sıralamaya ne yerimiz yeter ne zamanımız.
      Hayatımız giderek daha yoğun ölçüde vurguncunun, kapkaççının, mafyanın, kaçakçının, işgalcinin, rüşvetçinin, din tüccarının, siyaset çetesinin koyduğu kriterlere göre biçimleniyor. Bu gidişi tersine çevirebilecek miyiz? Sorun burada...
     Â
SaÄŸlık Bakanı DurmuÅŸ bu kez de "Hastahaneler Türk tipi olacak" demiÅŸ... Yakında "Hastalıklarımız da artık Türk'e yakışır hastalıklar olacak" derse ÅŸaÅŸmayın!..     Â
Cihan DemirciCiddi Mesut Bey!..
      Bilkent Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.
Yüksel İnan ANAP'ın son MKYK toplantısında yurtdışındaymış, o yüzden sağlıklı haber alamamış, dün telefonda bize soruyor:
     Â
- O toplantıda Mesut Yılmaz
gerçekten, "Ben Apo'nun idamına taraftarım, konu Meclis'e geldiğinde evet oyu vereceğim"
dedi mi?
      - Evet, dedi.
     Â- Yok canım, olamaz!
      - Hayrola Hocam, niye bu kadar şaşırdınız ki?
     Â- Mesut Bey, 1997 yılında BaÅŸbakan iken 11 Ekim tarihinde Strasburg'da yapılan Avrupa Konseyi 2. Zirve toplantısına katılmış, burada diÄŸer liderlerle birlikte bir nihai senet imzalamıştı. Ä°mzaladığı senette, idam cezasının bütün dünyadan kaldırılması çaÄŸrısında bulunmuÅŸ, ayrıca bu konuda çaba göstereceÄŸine dair söz de vermiÅŸti. Orada öyle, burada böyle... Ä°nanın çok ÅŸaşırdım.
     ÂOrada öyle söylemiÅŸ, burada böyle...
Yüksel İnan Hoca da buna çok şaşırmış!..
      Ne var şaşıracak?
Mesut Bey'in sırtında sorumluluk ve ciddiyet küfesi yok ki... Aklına estiği gibi konuşur...
Yargı anketi
      Avukatlar arasında yapılan bir ankette çoğunluk
"yargıda yolsuzluk olduğu" kanaatini belirtince Yargıtay buna tepki göstermişti.
      Yargıtay Başkanı Sayın
Sami Selçuk ve İstanbul Barosu Başkanı
Yücel Sayman bu konuda açıklayıcı bilgi verdiler. Buna göre... Anket, karakollardan mübaşirlere hatta avukatlara kadar yargı sürecinin tüm unsurlarını kapsamıştı. Ankete katılanlar somut bilgilerini değil
"kanaatlerini" ifade etmişlerdi. Üçüncüsü... Yargıç ve savcılar katında yolsuzluk olduğu konusunda kuşkusu bulunduğunu söyleyenlerin oranı sadece binde 6 olarak gerçekleşmişti. Durumu bu şekilde netleştirelim.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr