Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Dünya Bankası Enerji Sektörü uzmanları Türkiye'de iki hafta kalarak incelemede bulunmuşlar. Anadolu Ajansı dün geçtiği haberde bu uzmanların inceleme sonuçlarını anlatıyordu. Haberi birlikte okuyalım:
     Â"Dünya Bankası uzmanları Türkiye'nin 30 milyar dolara yakın olan yatırım projesi portföyünün mali açıdan çok yüksek olduÄŸunu... bunların mevcut koÅŸullarda finansman bulma imkanının az olduÄŸunu, vurguladılar...
       Banka uzmanları kaçakların azaltılması ve elektrik üretim ve dağıtım kurumlarının yeniden organize edilerek mevcut santrallerin güçlendirilmesi durumunda çok fazla yeni yatırıma gerek olmadığını belirttiler..."
       ***
       Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası uzmanları ile Dünya Bankası uzmanlarının söyledikleri çakışıyor. Bu sütunda Elektrik Mühendisleri Odası Eski Başkanı Ünal Erdoğan'ın görüşlerini aktardık. Erdoğan (ve konuya müteahhit zengin etme açısından bakmayan herkes) Türkiye'de üretilen elektriğin yüzde 25'inin hatlarda kaybolduğunu, bir santral fiyatına yapılacak onarımla üretimin en az yüzde 20 oranında arttırılacağını bildiriyorlar. Dünya Bankası uzmanları aynı şeyi söylüyor. Ama dinleyen yok. Çünkü hükümetin derdi ülkenin enerji sorununu çözmek değil. Müteahhitlerin para sorununu çözmek.

Memnunluk anketi

       İhlas Finans'ın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Sayın Mehmet Gel bir not geçmiş. Kurum içinde yapılan "memnuniyet" araştırmasının sonuçlarını bildiriyor. "Rota" adlı şirketin Koç, Eczacıbaşı dahil 30 büyük kuruluşta bu tür anket yaptığını, İhlal Finans'ın 30 kurum arasında 5'inci sırada yer aldığını anlatıyor. Kendisiyle telefonda bu tür anketlerin sağlık derecesini konuştuk... İhlas Finans'ta çalışanlar gerçekten bu Kurum'dan memnun olabilir. Sonuç sağlıklı olabilir. Konumuz o değil.
       Bizim bu anketlerin "geneli" konusunda kimi tereddütlerimiz var. Son yıllarda pekçok kurum çalışanları arasında "memnuniyet" anketi yaptırıyor. Çalışanlar, anket formlarını üzerine adın yazmadan doldurup ilgiliye veriyor. Ancak eğer o kurumda çaluşanlarda bir güven eksikliği varsa... El yazısından bile kimliğinin ortaya çukartılacağı endişesiyle... Sorulara "memnunum" deyip geçiyor. Ve sonuç gerçeği yansıtmıyor. Anket kuruluşları bu gerçeği gözardı ederse... Belki işverenleri memnun edecek... Ama sonuçlar aldatıcı olacaktır.

Trabzon

       Türkiye'nin her yanında oynanan futbol birbirine benziyor. Trabzon istisna.. Bu ilimizdeki maçlarda farklı kural uygulanıyor. Trabzon'da sahaya yabancı madde atmak serbest. Rakip takım oyuncusu korner veya tac atarken seyirci onun kafasına bozuk para, taş parçası, bilye gibi maddeler fırlatabiliyor. Bu durum normal kabul ediliyor. Trabzon - G.Saray maçında olup bitenler Avrupa'da olsa o takımın sahası birkaç maç kapatılır. Tekrarında bir yıl kapatılır. Trabzon bu tür cezalardan muaf tutuluyor. Gerçi Trabzon'a da ara sıra ceza veriliyor. Ancak verilen cezalar teşvik mahiyetinde olduğu için durum değişmiyor. Sanıyoruz kesin tedbir için bir futbolcunun veya hakemin başına bir felaketin gelmesi bekleniyor.

Götürü rekoru

       Haber hakettiği yeri bulamamış, dünkü Hürriyet'in iç sayfalarına sıkışmıştı. Haberin fotoğrafında Maliye Bakanı Sümer Oral, Bursalı işadamı Cavit Çağlar'a plaket verirken görülüyordu. Haberde ise aynen şu sözler okunuyordu:
       "İnterbank'ın sahibi olduğu dönemde kurduğu paravan şirketlere kredi aktararak bankanın kasasını boşalttığı iddiasıyla yargılanan işadamı Cavit Çağlar, 1998 yılında Bursa'da en fazla gelir vergisi ödeyerek vergi rekortmeni oldu. Çağlar, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen törende altın plaketini Maliye Bakanı Sümer Oral'ın elinden aldı..."
     ÂCavit ÇaÄŸlar ne kadar mı vergi ödemiÅŸ?
       293 milyar lira...
       Bugünün parasıyla 500 bin dolar...
       Deyin ki 1 milyon dolar...
     ÂCavit ÇaÄŸlar'ın Ä°nterbank'ın içini boÅŸaltarak götürdüğü söylenen para mı?
       1,5 milyar dolar...
       Maliye Bakanı Sümer Oral öyle her ildeki vergi ödül törenine katılmaz. Belli ki Bursa'ya Cavit Çağlar'ı özel olarak ödüllendirmeye gitmiş.
       Keşke bir de "Banka boşaltma teşvik ödülü" verselerdi Cavit Bey'e...
       Hükümet ne demek istediğini daha iyi anlatır, yargıya karşı "Biz arkasındayız" mesajını daha net vermiş olurdu.

Sorunlu geçmiş...

       CHP Parti Meclisi Üyesi Ertuğrul Günay Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bir değerlendirme yapmış. Bakınız ne diyor:
       ... Bir hukuk devletinde, kişiye özel anayasa değişikliği yapılamaz.
       Böyle bir düzenleme, ileride daha özel konumları ve güçleri olan başka kişiler için keyfiliğe ve diktatörlüğe giden bir yolun kapısını arayabilir.
       * Aynı kişinin, üst üste iki kez cumhurbaşkanı seçilemeyeceğine ilişkin anayasa kuralı, Cumhurbaşkanı'nın siyasal yaşamın dalgalanmalarından etkilenmeden ve kişisel beklentilere girmeden, sadece ulusun ve devletin yararlarını gözeterek görev yapabilmesi için düşünülmüş ve konulmuş önemli bir kuraldır.
       Bu kuralın, günlük siyasal hesaplarla aşılması ve oldu bittiye getirilmesi devlet yönetiminin ciddiyeti ile bağdaşmaz.
       * Bütün bu kural dışı girişimlerin, Sayın Demirel'in süresini uzatmak kastıyla yapılıyor olması, ayrıca üzüntü ve kaygı vericidir.
       * Sayın Demirel, "Türkiye için umutlu bir geleceğin değil, sorunlu bir geçmişin simgesidir."
       Deprem bölgesinde çarpık yerleşmeden kaynaklanan sorunlardan başlayarak, bugün yaşadığımız bütün sıkıntılar, plansızlık, savurganlık, yolsuzluk, fırsatçılık, din istismarcılığı ve toplumsal çatışmalar - haklı, haksız- Sayın Demirel'i çağrıştırmakta,onun görev dönemi ve anlayışı ile ilgili tartışmalarla Türkiye'yi geçmişe mahkum etmektedir.
       * Oysa, yeni bin yılın başında ve yeni bir evrensel bütünleşmenin eşiğinde ülkemizin yeni umutlara, yeni ufuklara ve yeni insanlara gereksinimi vardır.
       Bazı siyaset adamları, dünkü yahut bugünkü konumlarındaki özel katkıları nedeniyle sayın Demirel'e şükran borçlu olabilir. Ama bütün TBMM üyelerinin, Sayın Demirel'in görev süresini uzatmak için bu tür oldu bittilere teslim olmaları, hem kendilerine, hem de ulusumuza karşı haksızlık ve saygısızlıktır.

       *Çevre Bakanı Akkuyu'ya yapılacak santralın zararlarından habersizmiş...
       Kendisi hangi "çevrelerin" bakanıdır acaba?..
       Cihan Demirci


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr