Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un Bakanlığın gelirlerini başkanı olduğu TÜRKSEV adlı vakfa aktardığını yazmıştık.. Bakanlığın üst üzey bürokratlardan biri dünkü yazdıklarımıza ilavede bulundu:
- Yalova Termal Tesisleri’nin gelirlerinin vakfa aktarıldığını ifade ediyorsunuz. Doğru ama eksik bir tespit... Kışın çok düşük kapasite ile çalışan termal otelleri zarar ediyordu. Sayın Durmuş bu zararı kapatmak için Bakanlığın tüm birimlerinden personelleri grup grup, hizmet içi eğitim adı altında bu tesislere taşımış, hem Termal tesisinin zararını azaltmış hem de bu yoldan Bakanlığın parasını vakfa aktarmıştır...
Okurumuz devam ediyor:
- Bakanlar Kurulu’na sunulan "Kamu Kurumları Bünyelerinde Kurulan Vakıflar ile ilgili Kanun Tasarısı" bu yanlış uygulamayı sürdürmekte, söz konusu vakıfları bakanlıkların örtülü ödeneği haline getirmektedir. Böylece suiistimal boyutları müthiş artacaktır...
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir.
Dünya Kupası bitti, futbola sardırmış olan halkımızın gözü kulüplere döndü... Spor sayfaları işin farkında... Üç büyüklerden geniş haberler veriyor, muhtemel kadroları yapıyorlar. Üç kulübün kadrosundan da aynı değerde fişek gibi iki takım çıkıyor... Takımları okurken aklımıza Liverpool’un ünlü Teknik Direktörü Bob Paisley’in o tarihe geçen sözü geliyor:
- Liverpool’un tek rakibi yedekleridir...
İşlerin iyiye gittiği yalanı da Ecevit gibi çöktü... Krizin eşiğine geldik... Ne Ecevit’in çekilmesi... Ne hükümetin çekilmesi.. Ne seçim bir şeyi değiştirecek...
Mevcut siyasi partilerden hangisinin IMF ayakçılığından başka alternatifi, ulusal kaynaklara ve halka dayalı bir çözüm formülü var?
İlk yapılacak iş belli... Siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek.
Halka ve demokrasiye dayalı bir sistem oluşturmak...
Seçimden önce sistemin değiştirilmesinde ısrarcı olmalıyız...
Güngör Sayarı dostumuz, yakında basılacak olan "Ne Çok Güldüğümüz şeyler" adlı kitabın taslağını göndermiş. Geçmiş günlere ait gerçek ve hoş öyküler arasında kısa bir bölüm dikkatimizi çekiyor.
Menderes’in son günleri... Herkes "çekilsin" diyor. Rahmetli Şinasi Nahit Ağabey ise aksi fikirde. Atatürk Bulvarında ayın son günlerinde piyangocuların yanında yerini alıyor. Milli Piyangocu bağırıyor:
- Üç gün sonra çekiliyoooor...
Şinasi Ağabey peşinden lafı yapıştırıyor:
- Benim bildiğim o herif çekilmez...
Şinasi Ağabey bu şovu üç dört gün sürdürürmüş...
İddialar çarpıcıydı... Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan Bakan olur olmaz Meclis’teki lise mezunu sekreteri Figen Koç’u kendisine hem danışman hem özel kalem müdiresi yapmış... Bütün yurtiçi ve yurtdışı gezilerine götürerek böylece bol bol harcırah almasını sağlamış... Bununla da yetinmeyip sekreterinin kardeşi Fikret Tufan’ı da 900 milyon lira maaşla özel danışmanı yapmış... Ancak bu danışman Okuyan’ın değil ANAP Genel Merkezi’nde, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı’ın danışmanı olarak çalışmış.. Ve çalışmakta...
Bu iddialar dünkü Star gazetesinde yer aldı...
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, dün Yaşar Okuyan’a, hakkındaki bu iddialara ne dediğini sordu. Aldığı yanıt;
- Bütün bunlar spekülasyondur.
- Fikret Tufan sizin özel danışmanınız değil mi?
- Danışmanımdır.
- Nerede çalışıyor acaba?
- Tabii ki bakanlığımda...
- İyi ama ben bugün kendisini telefonla ANAP Genel Merkezi’nden aradım. Santraldaki görevli, sekreterine bağladı, ancak Fikret Bey yerinde olmadığı için kendisiyle görüşemedim. Buna ne diyorsunuz?
- Sözünü ettiğiniz kişi orada benim tarafımdan görevlendirilmiştir.
- Sebep?
- Bakanlığımla ilgili partililerden gelen talepleri yerine getirmesi için!
Arkadaşımız içinden "pes be birader" dedi, soru sormayı kesti...
Nesimi Karikutal yeni kitabıyla çıkageldi: "Kadınlar Aşık Olamaz"... Kendileri aşk üzerine iddialı yazılar yazan bir dostumuzdur. Yıllar önce de oğluna Temmuz adı vermesi olay olmuştu. Hasan Hüseyin’in şiirinden esinlenerek koyduğu Temmuz adını nüfus memuru kabul etmemişti.
Ona esin veren şiiri yine okudu:
"Benim bir oğlum olacak adı Temmuz/ Uykusuz korkusuz beter mi beter/
Ben beynimi satarak yaşıyorum/ O benden proleter
Kara taşın göbeğinde aşk/ Kara taşın göbeğinde sevgi/ Karataş çatladı çatlayacak/ Bende bitmeyen kavga/ Onda yeniden başlayacak..."